Premier Lig Seyir Defteri | Selhurst Park’ta müthiş atmosfer, vasat 90 dakika

Uzaklardan…

Premier Lig’de bitime beş kala ligin dibindeki iki takımı Watford ve Norwich City iniş düğmesine basanlardan, malum zamanı düşmeler çıkmalarla geçirmiş asansör takımlar realitesi. Bilir misiniz, Ada futbolunun hakiki asansör takımı Birmingham City köklü tarihinde 13 kez düşüp 12 kez yükseldi ülke futbolunun en üst ligine, nisan sonlarına yaklaştığımız zamanlarda Championship’te 20. sıradalar. Norwich City, 2004’ten beri altı kez düştü elitlerin liginden, Watford ise son üç sezonda arka arkaya iki sezon aynı lige yer almadı. Düşmenin üç adayından Burnley son beş maçından 10 puan çıkartırken, Everton şehirdaşı Liverpool karşısında “Çanakkale geçilmez”e rağmen aldığı mağlubiyetten sonra 18. sırada. Düşmenin son adayı Leeds United son dört maçından üçünü kazanırken onun öncesinde oynadığı 18 maçtan sadece üç galibiyet çıkartabildi, haliyle Crystal Palace deplasmanı onlar adına hayati maçlardan, kazandıkları takdirde arayı açacaklar. Takımın yükseleni Jack Harrison, Palace karşısında gol bulduğu takdirde Mart-Nisan 2004 arasında Mark Viduka’dan bu yana arka arkaya dört Premier Lig maçında gol atan ilk Leeds oyuncusu olacak. Ev sahibi Palace evinde ligin beraberliğe ayarlı takımlarından, 16 maçın 7’sinde puanları paylaşırken 5 maçta üç puan sevinci yaşadılar. Son iki lig maçından puansız ayrılırken, Federasyon Kupası’nda yarı finalde Chelsea karşısında havlu attılar…

Serin Londra akşamında Leeds United, zorlu Crystal Palace deplasmanında. Ev sahibi 4-2-3-1 dizilişinde, ileri uçta Mateta’nın arkasında Eze, Ayew, Zaha üçlüsü, orta sahada McArthur, Gallagher. Misafir Leeds 4-2-3-1 dizilişinde, ileri uçta James’in arkasında Raphinha, Rodrigo, Harrison üçlüsü. İlk bölümde iki takım da pas trafiği yaratmakta zorlanıyor, Selhurst Park’ta atmosfer her maçta olduğu gibi görülmeye değer. 4’te gole yaklaşıyor Palace, Clyne’nın rakip savunma arkasında pasında Mateta’nın aşırta vuruşu yetersiz, Leeds savunmasında Llorente topu uzaklaştırıyor. 10’da gelişen Palace atağında Clyne’nın sağdan ortasında Zaha’nın kafa vuruşu Leeds kalecisi Meslier’de kalıyor, oyunu geniş alanlara taşıdığı anlarda etkili Vieira’nın takımı. 14’te Callagher’ın başlattığı atakta sağdan rakip ceza sahasına yerden ortalıyor Ayew, yakın mesafeden kaleyi bulamıyor Mateta, net fırsatı kaçırıyor ev sahibi. 22’de ilk gol denemesini gerçekleştiriyor Leeds, James’in pasında Harrison’un ceza sahasının sağından vuruşu Leeds savunmasından dönüyor. 25’te maçın ilk kornerinden sonuç alamıyor Leeds, beyazlı takım 3. bölgede etkisiz ilk 30 dakikada. 34’te Palace atağında Mateta’nın kafa vuruşu Leeds kalecisi Meslier’de kalıyor, tüm enerjisine rağmen pozisyon üretmekte zorlanıyor takımı. 45’te Palace’tan Andersen sert müdahalesi sonucu sarı kartı görüyor. Palace’ın topa yüzde 50 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi altı kez yokladığı devre golsüz kapanıyor.

2. devrenin başında Leeds orta sahasında Koch, Klich’in yerine sahada. 46’da kullandığı kornerden sonuç alamıyor misafir takım. 50’de Palace’dan Ward, Leeds’den James sarı kart gören oyuncular. 53’te Palace atağında Eze’nin enfes pasında Zaha’dan önce topa müdahale ediyor Ayling, 59’da Leeds’de James yerini Greenwood’a bırakıyor. O değişiklik ateşliyor misafir takım, 3. bölgede çoğalmaya başlıyorlar. 66’da Palace atağında Zaha’nın yerden ortasına isabetsiz vuruyor Mateta, akabinde o dakikaya kadar etkisiz Ayew yerini Olise’ye bırakıyor. 72’de Palace atağında Gallagher’in rakip ceza sahasında vuruşu Leeds savunmasından dönüyor, sonrasında Leeds forvetinde Rodrigo, Gelhardt değişikliği geliyor. 75’te Palace atağında Ward’ın uzaklardan vuruşu isabetsiz, sonrasında Leeds’da sarı kartı gören savunmada Llorente. 80’de Gelhardt uzaklardan yokluyor Palace kalesini, top Palace kalesinde Guaita’da kalıyor. 81’de Zaha’nın arka arkaya iki vuruşunda gole izin vermiyor Meslier, Palace O dakikaya kadar gol vuruşlarında etkisiz. Son dakikalarda baskıyı artıyor Palace ama aradığı golü bulamıyor. Golsüz biten maç sonrasında Leeds United altın değerinde puanı kaparken bir maç fazlasıyla küme düşme potasının dokuz puan üstüne çıkıyor. Bu sonu. Everton sevdalılarını üzmüştür, en son 71 sene önce küme düşme acısı yaşamışlardı, 2022’de tarih tekerrür eder mi zaman gösterir…

Ziya Adnan

28 Nisan 2022

Premier Lig Seyir Defteri | Arsenal, herkesin bir ilkbaharı oluyor işte…

Uzaklardan…

“Herkesin bir ilkbaharı, bir yazı, güzü, kışı oluyor işte. İnsanın ilkbaharı, öteki hayvanlara bakarsak geç başlıyor. Bir at bir yaşında, hadi iki yaşında ilkbaharındadır. Bir kuzu, altı ayda koç olur. Ama insanoğlu ilkbaharını yirmisinden önce pek idrak edemez. Yirmisinden evvel idrak edilen ilkbahar, bir yalancı ilkbahardır. Ben böyle bir yalancı ilkbaharın hikâyesini yazıyorum,” der “Bir ilkbahar hikâyesi”nde Sait Faik Abasıyanık. Bahar geldi buralara; futbol sezonunun bitimine az kaldı, kimileri lige tutunma, kimileri gelecek sezon Şampiyonlar Ligi’nde boy gösterme mücadelesinde.

Hafta içinde zorlu Chelsea deplasmanından üç puanla dönen, öncesinde arka arkaya üç maçtan puan çıkartamayan Arsenal evinde sezonun hüsran takımı Manchester United karşısında. Arteta’nın takımı, ligde Manchester United’a karşı evinde oynadığı son üç maçta yenilmedi, iki galibiyet ve bir beraberlik aldı. Ancak 2022’nin evinde sıkıntılı takımlarından, iç sahada oynadığı yedi lig maçından üçünü kaybetti. 2019-21 arasında evlerinde toplam dört kez kaybettiklerini hatırlatalım. Takımın yükseleni Smith-Rowe, bu sezon Emirates’te altı golü var 10 numaranın, onun gol attığı maçlarda kaybetmiyor takımı. Manchester United ligin hüsran takımı, tüm kupalarda son yedi maçın dördünü kaybettiler. Maçı kaybetmeleri durumunda, seksenlerin başında altı mağlubiyet serisinden bu yana ilk kez üst üste dört deplasman maçından puansız ayrılacaklar. Ligin cömert savunmalarından, kalelerinde 48 gol gördüler, 2018-19 sezonundaki 54 golden sonra savunma adına en kötü sezonları…

Ev sahibi Arsenal 4-2-3-1 dizilişinde, ileri uçta Chelsea maçının adamı seçilen Nketiah’ın arkasında Saka, Odegaard, Smith Rowe. Orta sahada Elneny, Xahaka ikilisi. Manchester United 4-2-3-1 dizilişinde, golcüleri Ronaldo’nun arkasında Elanga, Fernandes, Sancho. Başlama vuruşundan önce Tony Adams, Ray Parlour ve Cesc Fabregas’ı takıma kazandıran ve geçenlerde aramızdan ayrılan Arsenal’in eski scoutu Stewe Rowley için alkışlar arasında saygı duruşu. Maça iştahlı başlıyor Arsenal ve henüz 3. dakikada öne geçiyor, Xahaka’nın soldan ortasında Manchester United savunmasının uzaklaştıramadığı topta Saka’nın uzak köşeye vuruşunu çeliyor De Gea ama Tavares yakın mesafeden kaçırmıyor. 6’da beraberliğe yaklaşıyor United, Fernandes’in savunma arkasına pasında Elanga kaleci Ramsdale’i geçemiyor. 11’de net fırsatı kaçırıyorlar, Ramsdale’in hatalı pasında Fernandes’in aşırtma vuruşu savunmada Gabriel’e çarpıp kornere çıkıyor. 15’te gelişen United atağında Elanga rakip ceza sahasında yerde kalıyor, VAR incelemesinden penaltı kararı çıkmıyor. 19’da Odegaard’ın kullandığı duran toptan sonuç alamıyor Arsenal, o dakikaya kadar iki takım da orta sahayı çabuk geçerken geride açıklar bırakıyorlar. Savunmaların kırılgan göründüğü dakikalarda, United atağında Sancho’nun vuruşunda direkler gole izin vermiyor, Arsenal adına şans anı. 28’de Saka’nın yerde kaldığı pozisyonda Nketiah’ın golü VAR’dan ofsayt gerekçesiyle dönerken pozisyonun penaltı olduğuna hükmediyor hakem Craig Pawson, Saka kaçırmıyor ve Arsenal farkı ikiye çıkartıyor. Ama uzun sürmüyor gol sevinçleri, Matic’in soldan ortaladığı topta iki savunma oyuncusunun arasından gol vuruşunu yapan Ronaldo, Premier Lig’de 100. golü, pozisyonda Arsenal savunmasında Gabriel ve Tavares hatalı. Arsenal’in topa yüzde 65 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi 9 kez yokladığı beş dakika uzatılan devre 2-1 kapanıyor.

2. devrenin başında takımlar aynı kadrolarla sahada. 51’de gelişen Arsenal atağında rakip savunmanın dengesiz yakalandığı pozisyonda Tavares ceza sahasında isabetsiz vuruyor, Arsenal ilk bölümde daha etkili. 55’te United’ın kullandığı kornerde top Arsenal savunmasında Tavares’in koluna çarpıyor, verilen penaltıyı direğe nişanlıyor Fernandes, ev sahibi tribünlerin sevinci görülmeye değer. 1997-98 sezonunda Sheringham’dan sonra sezonda iki penaltıyı kaçıran ikinci United oyuncusu olarak futbol tarihine geçiyor Bruno Fernandes. Kaçan penaltıdan üç dakika sonra Elanga’nın yerden vuruşunu kornere çeliyor Ramsdale, Arsenal savunmasının zaafları aşikâr. 60’ta Fernandes’in ortasında Ronaldo’nun vuruşuyla golü buluyor United ama pozisyon ofsayt. 63’te Arsenal’de Smith-Rowe yerini Martinelli’ye bırakıyor. 67’de Arsenal’de sarı kartı gören Xhaka. Manchester United’ın üstün oynadığı dakikalarda golü bulan Arsenal oluyor, 70’te rakip savunmanın uzaklaştıramadığı topu sert vuruşla sağ köşeden ağlara gönderen Xhaka, skor 3-1’e geliyor. 72’de Arsenal’de Saka’nın yerine Holding sahada. 77’de United’da Matic yerini Rashford’a bırakıyor. 82’de Manchester United’da sarı kartı gören Lindelof. İki dakika sonra United’da Fernandes, Mata değişikliği geliyor. 85’ten sonra iki farkın getirdiği güvenle tempoyu düşürüyor Arsenal, kalan dakikalarda başka gol olmayınca 60.233 taraftarın şahitliğinde üç golle üç puanı kapıyor. Bu sonuçtan sonra puan cetvelinde 6. sıraya gerileyen Manchester United arka arkaya dört deplasmandan puansız ayrıldı, gelecek sezon büyük olasılıkla Şampiyonlar Ligi’nde yer alamayacaklar. Yeni hocaları, görevi sezon bitiminde devralacak Eik Ten Hag tamirat-tadilat adına kadroda büyük değişikliklere gidecektir sanırım, gidişata, takımdaki şişkin egolara bakarak zor zamanlar onu bekliyor muhtemel. Maçın adamı Martin Odegaard…

Ziya Adnan

26 Nisan 2022

Championsip Günlükleri: Fulham; beyaz bir sezonun bitiminde

Uzaklardan…

Geçenlerde okumuştum, çocukluk, gençlik günlerimizin afili jönü Alain Delon 86 yaşında İsviçre’de ötenazi yaptırarak yaşamına son vermek istediğini dile getirmiş. Vasiyetinde onunla hayatını geçiren 45 köpeğinin mezarlığında, onlarla birlikte gömülmek istediğini yazmış, tüm mal varlığını sahipsiz kedi ve köpeklere harcanmak üzere miras bırakmış. Derler ki bir hayvanı sevmedikçe insan ruhunun yarısı uyumaya devam edermiş, her ne kadar konumuz futbol olsa da hatırlayalım Fransız sinemasının efsanesini, hikâyesi unutulmasın…

Dönelim futbola; nisan ortalarında son beş sezonda arka arkaya iki sezon aynı ligde yer almamış, bu sezon mart sonlarına kadar fırtına misali esen, ancak rehavetle geçen son beş maçın üçünü kaybeden Fulham bitime beş kala evinde Preston North End karşısında. Misafire de selam çakalım yeri gelmişken, İngiltere’nin kuzeybatısında Ribble nehrinin kıyısına kurulmuş, 2002’de şehir statüsünü almış 123 bin nüfuslu, adı eski İngilizcede “priest’s settlement” olarak geçen tarihi şehrin beyazlı takımı, futbol aleminde “The Lilywhites” (Beyaz Zambaklar) olarak nam salmış. Koklu tarihinde 10 sezonda bir üst lige terfi fırsatını play-off maçlarında kaybetmiş. 2020-21 sezonunu 13. sırada bitirdi, liderin karşısına çıktığıı maçtan önce 15. sırada. 28 kişilik kadronun yaş ortalaması 26.2, toplam değeri 30,6 milyon sterlin. 27 yaşındaki orta saha oyuncusu Alan Browne 3,1 milyon Sterlin ile kadronun en değerli oyuncusu…

Ev sahibi Fulham 4-2-3-1 dizilişinde, ligin gol canavarı Mitrovic’in arkasında Wilson, Carvalho, Kebano üçlüsü. Orta sahada oyun kurucuları Cairney’nin yanında Reed. 19 yaşındaki Fabio Carvalho’yu gelecek sezon Liverpool formasıyla izleyecek futbolsever, alt yapıdan yetiştirdikleri forvetinin ayrılığı onlar adına büyük kayıp, ilerleyen zamanlarda adını sıkça duyacaksınız muhtemel. Misafir Preston 3-1-4-2 dizilişinde, ileri uçta Evans, Archer ikilisinin arkasında Potts, McCann, Johnson, Earl. İlk bölümde oyunu kontrol eden, sahayı parselleyen ev sahibi, 9 numaraları Mitrovic’in ligin gol rekorunu kırması için kalan maçlarda beş gol bulması gerektiğini hatırlatalım. 6. dakikada net fırsattan yararlanamıyor Preston, Evans’ın yakın mesafeden vuruşunda gole izin vermiyor Fulham kalesinde Rodak. Kaçan gol iştahını artıyor misafir takımın, 7’de Whiteman’ın uzaklardan vuruşunu kornere çeliyor Rodak. Misafirin iki gol pozisyonundan sonra 9’da öne geçiyor Fulham, Bryon’un savunma arkasına enfes pasında Mitrovic kaçırmıyor, sezonda 39. golü. 20’de maçın ilk sarı karı Fulham’da Cairney’e. Öne geçtikten sonra tempoyu düşürüyor ev sahibi, 24’te Mitrovic’in pasında müsait pozisyonda isabetsiz vuruyor Carvalho, Fulham ataklarından göze batan oyuncuları solda Kebano. 27’de kullandıkları kornerde Reed’in demarke pozisyonda kafa vuruşu isabetsiz, duran toplarda ligin etkili takımı Fulham. 33’te rakip savunmanın az adamla yakalandığı pozisyonda Wilson’un pasında vurmakta gecikiyor Mitrovic ama bir dakika sonra farkı ikiye çıkartıyorlar. Mitrovic’in kafa pasında Kebano’nun savunmaya çarpan pasını kaleci Iversen’ın üzerinden ağlara gönderiyor Carvalho. 42’de skoru 3-0’a getiriyor Mitrovic, Wilson’un asistinde yerden plase vuruşunu alkışlıyor Craven Cottage tribünleri. Fulham topa yüzde 67 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi altı kez yokladığı devreyi üç farkla kapatıyor.

2. devrenin başında Preston sol kanadında Diaby, Earl’ün yerine sahada. 47’de Preston atağında soldan ortalanan topa kafayı isabetsiz vuruyor Maguire. Akabinde gole yaklaşıyorlar, Fulham savunmasının durduğu pozisyonda vuruşunda direkler gole izin vermiyor. Sonrasında gelişen Fulham atağında net fırsatı kaçırıyor Mitrovic, karşı karşıya kaldığı pozisyonda Preston kalecisi Iversen’i geçemiyor, maçın en net pozisyonu. Sonrasında Carvalho ve Mitrovic’in vuruşlarında gole izin vermiyor 12 numara. 24 yaşındaki Danimarkalı kaleci takımının göze batanlarından. 60’tan sonra oyunu rakip sahaya yıkıyor ev sahibi, orta sahada Cairney ataklara yön veren oyuncuları. 70’te Fulham’da orta sahanın dinamosu Reed yerini Seri’ye bırakıyor. Akabinde Whiteman’ın kullandığı duran toptan sonuç alamıyor Preston, gol yollarında etkisiz misafir takım. 75’te Fulham’da alkışlar arasında yerini Cordova-Reid’e bırakıyor Carvalho, sonrasında Mitrovic’in yerine Muniz sahada. 82’de kullandığı kornerden sonuç alamıyor Preston, son dakikalarda Fulham tribünleri Premier Lig’e dönüşü kutluyor. Kalan dakikalarda başka gol olmayınca üç golle üç puanı kapıp elitler ligine dönüyor enfes mahallenin siyah beyazı. Kara bir sezondu 2020-21 onlar adına, bu sezon 100 gol rekoruna yaklaştıkları zamanlarda döndüler bıraktıkları yere. Endüstriyel futbola inat hangi ligde olurlarsa olsunlar çocuklarla renklendirdiler Craven Cottage tribünlerini, artık hiç gitmesinler…

Ziya Adnan

23 Nisan 2022

Premier Lig Seyir Defteri | Nefes kesen futbol şöleni

Uzaklardan…

Ada futbolunda “Title decider” (Şampiyonluğu belirleyen maçlar) olarak biliniyorlar, bilirsiniz işte şampiyonu tayin edecek nefes kesen doksan dakikalar. Yaşı yetmeyenler, o yıllara yetişememiş olanlar bilmez, Manchester United, 1990’larda Premier Lig’de şampiyonluklara ambargo koymuştu, 1997-98 sezonundan önceki beş Premier Lig şampiyonluğunun dördünü kazandılar. Ancak Arsene Wenger adında devrimci bir teknik direktör o sezon onların hegemonyasına son verdi. Arsenal’in kaderini değiştiren maç Noel zamanı stadın ışıklandırma sorunu nedeniyle yarıda kalan Wimbledon deplasmanı olmuştu. O maçın oynandığı zamanlarda altıncı sırada olan Arsenal’de Wenger büyük değişiklikler yapıyor, Noel’den sonra 10 maçlık galibiyet serisi dâhil olmak üzere toplam 51 puanın 45’ini alarak şampiyonluğu Kuzey Londra’ya getiriyordu. 16 maçlık yenilmezlik serileri son iki maçlarını kaybettiklerinde kırılmıştı, buna rağmen Manchester United’ın bir puan üzerinde kupaya uzandılar…

***

Ve 2011-12 sezonu… Sezonun son günü Manchester United, Sunderland’ı deplasmanda 1-0 mağlup ederek fikstürünü sonlandırırken, Manchester City lige tutunma savaşındaki QPR karşısında evinde 2-1 gerideydi. Yeni transferler Edin Dzeko ve Sergio Agüero bitime yakın golleriyle City’nin 44 yıllık şampiyonluk hasretine son veriyor, o nefes kesen doksan dakika hafızlara kazınıyordu. Her iki takım da sezonu 89 puanla tamamlamış, Premier Lig tarihinde ilk kez averaj farkıyla City şampiyon olmuştu… 2013-14 sezonunun unutulmaz maçında şampiyonluğun favorisi Liverpool evinde Chelsea karşısında Gerard’ın Demba Ba’ya ikram ettiği gol sonrası üç puanı hediye ediyor, o tarihi maçtan sonra Manchester City, son beş maçın hepsini kazanarak üç sezon içinde ikinci şampiyonluğunu yaşıyordu…

Nisan 2022… Son 10 maçını kayıpsız atlatan ve o maçların sekizinde kalesinde gol görmeyen Liverpool bir puan üzerimdeki Manchester City deplasmanında. Rakipleri karşısında son dört maçta kazanamadı Klopp’un öğrencileri, son 11 maçta Ethiad Stadı’nda kalelerini gole kapatamadılar. Guardiola’nın takımı evinde kral takımlardan, Manchester City, 19 Şubat’ta Tottenham’a 3-2’lik bir mağlubiyet dışında, son dokuz iç lig maçının sekizini kazandı. İki takım ligin en iyi savunma karnesine sahip, ikisi de 18’er maçta kalelerinde gol görmediler.

***

Ev sahibi Manchester City 4-3-3 dizilişinde, ileri uçta Jesus, Sterling, Foden üçlüsü, orta sahada Silva, Rodri, De Bruyne. Misafir Liverpool aynı dizilişte, ileri uçta Salah, Jota, Mane, arkalarında Henderson, Fabinho, Thiago. 5. dakikada maçın ilk pozisyonunda De Bruyne sağdan Jesus’u kaçırıyor, onun enfes pasında Liverpool kalesinde Allison’u geçemiyor Sterling, net pozisyonu değerlendiremiyor ev sahibi. Akabinde 6’da öne geçiyorlar, çabuk kullandıkları serbest vuruşta Fabinho’yu geçip sert vuruyor De Bruyne, Liverpool savunmasında Matip’e çarpan top sağ köşeden ağlara gidiyor. Ancak uzun sürmüyor gol sevinçleri, Liverpool’da Thiago orta sahayı domine ederken 13’te onun başlattığı pozisyonda soldan Robertson’un ortasında uzak direkte Alexander-Arnold Jota’nın önüne bırakıyor, yerden vuruşla topu ağlara gönderiyor 20 numara, sezonda 15. golü Portekizlinin. 2018-19 sezonunun başından bu maça kadar Trent Alexander-Arnold’un 44. asisti, ligin en fazla asist yapan oyuncusu. 16’da gelişen City atağında Walker ile Sterling paslaşmasının sonunda Jesus’un vuruşu kaleci Allison’da kalıyor, geride kaptığı toplarda rakip savunma arkasında pozisyonlar buluyor mavili takım, Liverpool’un belirgin zaafı son savunma oyuncusu ve kalecisi arasındaki geniş alanlar. 28’de maçın ilk sarı kartını gören Liverpool’da Robertson, De Bruyne ile Foden ikilisi karşısında zorlanıyor 26 numara. 30’dan sonra orta sahada kontrolü ele geçiriyor City, 35’te Laporte’un pasında çaprazdan gol vuruşunu yapamıyor Cancelo, Liverpool’un iki hücum beki atağa çıktıkları anlarda geride boşluklar bırakıyor. 37’de yeniden öne geçiyorlar, Liverpool savunmasının uzaklaştırdığı kornerde Cancelo’nun çapraza kestiği topu ağlara gönderen Jesus, Guardiola’nın takımı net pozisyonlara girdiği, daha etkili oynadığı devreyi 2-1 önde kapatıyor.

2. devreye golle başlıyor Liverpool, Salah’ın sağdan iki rakip savunma oyuncusuna rağmen attığı enfes pasta City kalecisi Ederson’un üzerinden topu ağlara gönderen Mane, pozisyonda City savunmasının sağında Walker müdahalede geç kalıyor. Liverpool’un orta saha etkinliği karşısında City solda Foden ile pozisyon üretmeye çalışıyor City. 62’de Liverpool’da sarı kartı gören Thiago. 63’te De Bruyne’nun enfes pasında kaleci Allison’un yanından topu ağlara gönderen Sterling ama gol VAR’dan dönüyor, pozisyonda 7 numara ofsayt. 70’te Liverpool’da Jota’nın yerine Diaz sahada. 71’de Mane, Salah paslaşmasında 10 numaranın köşeye giden vuruşunda Laporte’a çarpan top kornere çıkarken pozisyonda penaltı bekliyor Liverpool’lu oyuncular. 75’te City’de Sterling yerini Mahrez’e bırakıyor. 80’den sonra baskı kuruyor ev sahibi, 85’te Liverpool’da Mane, Firmino değişikliği geliyor. Dört dakika uzatılan maçın son pozisyonunda De Bruyne savunma arkasına pasında Mahrez isabetsiz vuruyor. Manchester City topa yüzde 55 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi 11 kez yokladığı maçı sezonun ilk yarısındaki skorla 2-2 kapatıyor. Avrupa futbolunun muhtemel en iyi iki takımının nefes kesen mücadelesinde 53.197 taraftarın şahitliğinde puanlar paylaşılırken bitime yedi maç kala City liderliğini bir puan farkla sürdürüyor. Mavilerin bu sezon ligde maçın ilk golünü bulup kazanamadığı ilk maç olduğunu, bu maçtan önce ilk golü buldukları 22 maçın hepsini kazandıklarını hatırlatalım. Maçın adamı Kevin De Bruyne…

Ziya Adnan

12 Nisan 2022

Championship Günlükleri | Londra derbisi vesilesiyle eskiye bir bakış

Uzaklardan…

Ada futbolunun yaşı yeten meraklıları hatırlar, 1980’ler İngiliz futbolunun muhtemel en karanlık dönemidir. Holiganizm, Bradford City’nin Valley Parade Stadı yangını, Heysel ve Hillsborough faciaları, İngiliz kulüplerinin Avrupa sahnesinden yasaklanması o döneme ait karanlık noktalar. O sıkıntıların gölgesinde, dönemin Başbakanı Margaret Thatcher hükümeti, taraftarların maçlara gidebilmeleri için ‘Passolig’ tadında bir kimlik kartı taşımaları şartını gündeme getirmiş, dönemin iyi takımlarından Luton Town 1986-87 ve 1990-91 yılları arasında Millwall ile FA Cup beraberliği sırasında yaşanan şiddet olaylarının ardından deplasman takımı taraftarlarını mabetleri Kenilworth Road Stadı’ndan men etmişti. İşte o karanlık dönemde gündeme gelmişti iki köklü Batı Londra kulübünü birleştirme düşüncesi. 24 Şubat 1987’de, Fulham’ın o dönemki başkanı David Bulstrode tarafından yönetilen Marler Estates, QPR sahibi Jim Gregory ile ortak bir basın toplantısında, iki kulübü birleştirme planları ile Rangers ve Loftus Road’u satın aldığını duyuruyordu. Takımın adına bile karar verilmişti: Fulham Park Rangers…

Takım maçlarını Loftus Road Stadı’nda oynayacak, QPR hocası Jim Smith takımın başında sahaya çıkacaktı. O yıllarda Fulham 3. Lig’de mücadele ederken, QPR ülke futbolunun en üst liginin sert takımlarındandı. Bu birleşme sonucu iki kulüp de geçmişe çentik atacak, yeni hikâyelerine temiz sayfayla başlayacaklardı. Ancak beklenmedik bir şey oldu, birleşmeye karşı çıkan Fulham ve QPR taraftarları ortak paydada birleşerek bu birleşmeyi asla kabul etmeyeceklerini dile getirdiler ve sosyal medyanın günümüzdeki kadar güçlü olmadığı zamanlarda seslerini gazete köşelerinde TV ve radyo programlarında duyurdular. O yılların bilinen aktörü, sıkı Fulham taraftarı Dominic Guard ve her hafta birkaç milyon izleyiciyi çeken BBC draması “Big Deal”de yer alan rol arkadaşı Ray Brooks birleşmeye karşı bayrak açan grubun liderlerindendi. Fulham’ın eski futbolcusu ve enfes futbol programı Match of the Day’in kurucusu Jimmy Hill’ı de yanlarına almışlardı. O hafta sonu QPR’ın Loftus Road Stad’ında oynayacağı Manchester City maçının başlama vuruşundan önce 300’den fazla Fulham ve QPR taraftarı sahaya girdi ve birleşmeyi protesto etti. QPR’ın hocası Jim Smith ve saha güvenliğinin çabası taraftarları ikna etmeye yetmemiş, yaklaşık yarım saat süren eylem ülke çapında ses getirmişti. Sonrasında büyüyen taraftar eylemleri karşısında iki kulübün yönetimi geri adım atarak birleşmeden vazgeçti. Taraftarlar kazanmıştı, birleşme gerçekleşmedi…

O birleşme düşüncesinden 32 yıl sonra…

Soğuk ama aydınlık bir nisan gününde Championship’te şampiyonluğa koşan Fulham, QPR deplasmanında. Son altı maçın dördünü kaybedip 9. sıraya düşen QPR 3-4-2-1 dizilişinde, ileri uçta Dykes’ın arkasında Amos, Thomas ikilisi. Orta sahada Odubajo, Field, Johansen, Wallace dörtlüsü. En yakın rakibine 8 puan fark atan misafir Fulham 4-2-3-1 dizilişinde, ileri uçta golcüleri Mitrovic’in arkasında Wilson, Carvalho, Cordova-Reid. İlk bölümde oyunu geriden kuruyor siyah formalı Fulham, henüz 2’de Mitrovic’in vuruşuyla gole yaklaşıyorlar, bu sezon ligde 35 golü var 9 numaranın. Sonrasında net fırsatı gole çeviremiyor QPR, Odubajo’nun sağdan ortasında çaprazdan kaleyi bulamıyor Dykes. İlk korneri 11’de kullanıyor Fulham, sonrasında 14’te öne geçiyorlar. Sağdan gelişen atakta Carvalho’nun çizgiye inip yerden ceza sahasına kestiği topu ağlara gönderen Mitrovic, pozisyonda 28 numaralı Portekizlinin katkısı büyük. Atağa çıktığı anlarda savunmasının solunda boşluklar veriyor QPR, Wallace ve Barbet, Carvalho’nun çabukluğu karşısında zorlanıyor. 26’da solo gösterisini sahneye koyuyor 19 yaşındaki forvet, orta sahadan kaptığı topta rakip savunmayı geçip vurduğu topta direkler gole izin vermiyor, yaz döneminde taliplileri sıraya girecektir muhtemel. 31’de gelişen QPR atağında savunmadan çıkan Sanderson uzaklardan yokluyor rakip kaleyi, Fulham kalesinde Rodak gole izin vermiyor. 38’de net fırsatı gole çeviremiyor Fulham, rakip savunmanın dengesiz yakalandığı pozisyonda Cordova-Reid QPR kalesinde Westwood’u geçemiyor. Devrenin uzatma dakikalarında Fulham savunmasının uzaklaştıramadığı pozisyonda Thomas topu kaleci Rodak’a nişanlıyor. Fulham’ın topa yüzde 54 oranında sahip olduğu, 2 takımın rakip kaleyi 6 kez yokladığı devre misafir takımın üstünlüğüyle kapanıyor.

2. devrenin başında takımlar aynı kadrolarla sahada. Beraberlik golü için yüklendiği anlarda geride eksik yakalanıyor QPR, 51’de sarı kartı gören Wallace. 53’te Ream’in pasında Wilson’un ceza sahası dışından vuruşuyla ikinci gole yaklaşıyor Fulham, misafir takımın forvet hattı rakibe göre daha etkili. 61-63 arasında arka arkaya kullandığı 3 kornerden sonuç alamıyor Fulham, 63’te Reed’in pasında Mitrovic’in aşırtma vuruşu kaleci Westwood’u geçemiyor. Fulham savunmasının sağında Liverpool’dan transfer edilen 20 numaralı Williams göze batan oyuncuları. 65’te Fulham atağında Wilson ceza sahasında yerde kalıyor, pozisyon penaltıya yakın. 70’te QPR’da Johansen yerini Chair’e bırakıyor, iyi mücadelesine rağmen final paslarında etkisiz ev sahibi takım. 75’te Fulham’da Cairney’nin yerine Chalobah sahada. 78’de fark ikiye çıkıyor, Wilson’un sağdan ortaladığı topu koluyla engelliyor QPR savunmasında Barbet, penaltıyı gole çeviren Mitrovic. Akabinde iki takım da değişiklik yapıyor, Fulham’da Cordova-Reid’in yerine Kebano sahada. 85’te Carvalho’nun pasında müsait pozisyonda yerden vuruşunda kaleci Rodak’ı geçemiyor Mitrovic, 2 farklı geriye düştükten sonra savunmada açıklar veriyor QPR. Kalan dakikalarda başka gol olmayınca 17.648 taraftarın şahitliğinde 2-0 kazanan Fulham bitime 8 maç kala puanını 80’e yükseltiyor, onları bu ligde tutmak zor. QPR’a gelince mücadele olarak iyiler ama gol yollarında kalite eksikliği bariz…

Ziya Adnan

4 Nisan 2022

Premier Lig Seyir Defteri | Londra derbisinin kazananı: Kane-Son

Uzaklardan…

Mart ayının ortalarında, hafta içinde oynanan maçta ligin istikrardan ırak takımı Tottenham Hotspur deplasmanda Brighton’u iki golle geçmiş, maçtan sonra hocaları Antonio Conte, galibiyette başrol oynayan kaptanı, golcüsü Harry Kane için, “Kariyerinde kupa kazanmayı hak ediyor” demişti. Sezonun perdelerini kapattığı zamanlarda 29 yaşına basacak Kane, kupasız geçen bir sezon daha onun adına, ummak ve beklemekle geçen zamanlar. Kupalar, şampiyonluklar hak ettiğine futbolu bilenin itirazı olmaz sanırım ama görünüşe göre tebdili mekâna ihtiyacı var 10 numaranın. Bir Portekiz atasözüydü sanırım: “Sen değiştiğinde talihin de değişir.”

***


Gereksiz milli maç arasından önce ligde dördüncülüğü kovalayan Tottenham Hotspur evinde maç fazlasıyla aynı puandaki rakibi West Ham karşısında. Ev sahibi evinde rakibi karşısında son 19 maçın ikisini kaybetti. David Moyes’un takımı ligin yükselen yıldızı, hafta içinde UEFA Kupası’nda kupanın favorisi Sevilla’yı eleyip çeyrek finale kaldılar, Tottenham karşısında üç puanı kaptıkları takdirde Premier Lig tarihinde üçüncü sezonda rakiplerini iki maçta da devirmiş olacaklar. Antonio Conte’nin takımı istikrardan uzak, yeni senede 16 maçın sekizini kazanırken sekizini kaybetti. Kane maçta gol bulması durumunda kariyerinde ilk kez arka arkaya beş Premier Lig maçını boş geçmemiş olacak. West Ham son dört Londra derbisinde üç galibiyet çıkardı ancak son altı deplasman maçından sadece birinde üç puan sevinci yaşadı. Deplasmanlarda kalelerini gole kapatamamaları önemli zaafları, kalelerinde gol görmedikleri son deplasman 12 Aralık’ta Burnley karşısında…

***

Ev sahibi Tottenham 3-4-2-1 dizilişinde, ileri uçta Kane’nin arkasında Kulusevski-Son ikilisi. Orta sahada Doherty, Bentancur, Hojbjerg, Reguilon. Misafir West Ham 4-2-3-1 dizilişinde, ileri uçta Antonio’nun arkasında Benrahma, Lanzini, Masuaku üçlüsü. İlk bölümde geriden kısa paslarla çıkıyor misafir takım, savunmanın önünde Rice ataklara yön veren oyuncuları. 9’da ilk atağında öne geçiyor ev sahibi, West Ham savunmasında Masuaku’nun kaptırdığı topun devamında Kane’nin sağdan inip ceza sahasında Son’a kestiği ortaya West Ham savunmasında son dokunan Zouma top kendi ağlarına yolluyor. 11’de Kane bir kez daha sağdan getirip Son’u görüyor, yakın mesafeden isabetsiz vuruyor 7 numara. 15’te West Ham atağında Benrahma sağdan çizgiye inip ortalıyor, rakip savunmanın arasından kafayı isabetsiz vuruyor Antonio, kenarda hocası Moyes kaçan pozisyona hayıflanıyor. Rakibin enerjisi, yüksek temposu karşısında bocalıyor misafir takım, üç gün önce oynadıkları uzatmalara giden Sevilla maçının yorgunluğu aşikâr. 19’da gelişen Tottenham atağında Son’un rakip ceza sahasına taşıdığı topa vuramıyor Kulusevski ama beş dakika sonra fark ikiye çıkıyor. 24’te Kane’in savunma arkasına pasında sağda Son, Zouma’nun müdahalesine fırsat bırakmadan uzak üst köşeye sert vuruyor, West Ham kalesinde Fabianski çaresiz. Son-Kane ikilisinin ligde kaydettiği 38 golde birinin diğerine 19 asisti lig tarihinin rekoru. West Ham’ın hocası Moyes takımını Spurs’ün dizilişine benzer dizilişe sahaya sürme kararından pişman olmuştur sanırım, neticede ev sahibi o sistemde oynamaya alışkın ve daha etkili hücum oyuncularına sahip. İleri uçta Abtonio’nun kalabalık savunma arasında yalnız kalması, Lanzini’nin etkisiz oyunu ilk devreye dair zaafları. Tottenham’da üçüncü gol beklenirken 34’te farkı bire indiriyor West Ham, soldan kullandıkları kornerde Dawson’un kafa pasını uzak köşede sert vuruşla ağlara gönderen Benrahma, sezonda 6. golü 22 numaranın. Ev sahibi topa yüzde 53 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi beş kez yokladığı devreyi 2-1 önde kapatıyor.

***

56’da net fırsatı değerlendiremiyor West Ham, soldan Cresswell’in ortasında demarke pozisyonda isabetsiz vuruyor Antonio, maçın muhtemel kırılma anı. 61’de Fornals’ın pasında rakip savunma arkasında isabetsiz vuruyor Yarmolenko, West Ham beraberlik golü için yükleniyor. 71’de savunmada az adamla yakalandıkları pozisyonda Kulusevski müsait pozisyonda isabetsiz vuruyor. Topun iki kalede mekik dokuduğu dakikalarda iki takımın da temposu, istekli oyunu takdire şayan. 80’de Tottenham atağında Hojberg’in savunma arkasına enfes pasını gole çeviremiyor Kane, West Ham savunma derinliğini kaybettiği anlarda rakibe pozisyonlar veriyor. 84’te West Ham’da Lanzini, Vlasic değişikliği geliyor. 86’da Tottenham’da savunmanın solunda Regulion yerini Royal’e bırakıyor. O değişikliğin akabinde skoru 3-1’e getiriyor Tottenham, kaleci Lloris’in uzun pasında Son karşı karşıya kaldığı pozisyonda kaçırmıyor, pozisyonda West Ham savunması set halinde kayıplarda. Beş dakika uzatılan maçta başka gol olmayınca üç puanı kapan Tottenham dördüncülük iddiasını sürdürüyor. West Ham’a gelince, ilk 4 artık uzak bir hayal sanırım, ara transferi boş geçtiler oysa iyi bir golcüyle hikâyeleri farklı yazılabilirdi. Londra derbisinde maçın adamı Heung-Min Son.

Ziya Adnan

22 Mart 2022

Palace: Vieira kadar sert

Uzaklardan…

Dorados de Sinaloa 2003’ün yazında kurulmuş, şimdilerde Meksika 2. Liginde mücadele eden sarı beyazlı takım ülke futbolunda “El Gran Pez” (Büyük balık) olarak biliniyor. Bilir misiniz Premier Lig’de esip kükreyen Manchester City’nin teknik direktörü Pep Guardiola futbol kariyerinin sonlarında, 2005-06 sezonunda bu takımın formasını giymiş, 10 maçta bir golü var. 2020 Kasımında aramızdan ayrılan futbolun efsanesi Maradona 2018-19 sezonunda bu takımın başında teknik direktör olarak sahaya çıkmış, düşme hattında aldığı takım sezon sonunda play-off finallerinde boy göstermiş. Meraklıları için not: Maradona’nın Dorados de Sinaloa’daki günleri “Maradona Meksika’da” adlı güzel bir belgesel dizi filme de konu olmuş. Guardiola, o yılları anlattığı söyleşilerinde Meksika deneyiminin kariyerine büyük katkı sağladığını, o yıllarda takımı çalıştıran Juanma Lillo’nun gelişiminde önemli rol oynadığını, katkıları için hocasına minnettar olduğunu dile getiriyor. 2020’nin yazında yardımcısı Mike Arteta’nın takımdan ayrılıp Arsenal’in başına geçmesinden sonra yerine 56 yaşındaki İspanyol hocayı getirmiş…

***

Mart ayının ortalarında Guardiola ve yardımcısı Lillo Manchester City’nin başında, zorlu Crystal Palace deplasmanında. Bu sezon ligdeki üç mağlubiyetinden birini evinde Patrick Vieira’nin takımı karşısında almıştı lig lideri, Londra takımı 1987-88 sezonunda 2. Ligde birlikte mücadele ettikleri takımı iki maçta da yenmiş, galip gelmeleri durumunda o sezondan sonra ilk kez ligin devinden altı puan kapmış olacaklar. Ev sahibi 19 Şubat’ta yaşadığı tek gollü Chelsea yenilgisinden sonra tüm kupalarda oynadığı son sekiz maçta kaybetmedi. Manchester City, sezonun açılış haftasında Tottenham karşısında kaybettikten sonra 13 deplasman maçında yenilmedi. Kalan beş deplasman maçının tamamını kazanırlarsa, 1960-61 sezonunda Tottenham tarafından kırılan, 2017-18 sezonunda egale ettikleri bir sezonda en çok deplasman galibiyeti rekorunu bir sezonda daha egale edecekler. Takımın iki ası Riyad Mahrez, City formasıyla çıktığı 14 maçta 13 gol kaydetti, bu sezon 21 golle takımın en çok gol atan futbolcusu. Kevin de Bruyne’nin de verileri takdire şayan, ligde son 11 maçta yedi gol ve üç asist…

***

Ev sahibi Palace 4-2-3-1 dizilişinde, ileri uçta Mateta’nın arkasında Olise, Gallagher, Zaha üçlüsü. Misafir City ofansif 4-3-3 dizilişinde, ileri uçta Mahrez, Foden, Grealish, arkalarında De Bruyne, Rodri, Silva. İlk bölümde oyunu rakip sahaya yıkıyor City, Palace takım halinde savunmada. 3. dakikada Cancelo’nun sağ kanata Mahrez’e pasının devamında Rodri’nin vuruşu rakip savunmadan dönüyor. 8’de sağ kanattan kaptığı topla merkeze inip plase vuruşla rakip kaleyi yokluyor Mahrez, 10 dakikanın sonunda misafir takımın topla oynama oranı yüzde 79. 10’da orta sahada Laporte’dan kaptığı topta demarke pozisyondaki Zaha’ya etkili pas atamıyor Gallagher, Palace net fırsatı kaçırıyor. İki dakika sonra rakip savunmayı eksik yakaladıkları pozisyonda Olise’nin sağ çaprazdan plasesi az farkla dışarda. 14’te gelişen City atağında De Bruyne’nun sert vuruşu Palace kalecisi Guaita’dan dönüyor, kaleye vurmak yerine çalımı deneyince net golü kaçırıyor Silva, iki takımın temposu takdire şayan. 21’de sağda Mahrez ile rakip kaleyi bir kez daha yokluyor City, top kaleci Guaita’da kalıyor. 27’de kullandığı kornerin devamında Cancello’nun uzaklardan füzesiyle gole yaklaşıyor City, direkten dönen topa Laporte isabetsiz vuruyor. 31’de City atağında Grealish’in soldan çizgiye inip yerden kestiği topu penaltı noktasından kaleci Guaita’ya nişanlıyor Mahrez, City baskıyı artıyor. Tüm baskısına rağmen takım halinde kapanan, savunmada boşluk bırakamayan rakibi karşısında final paslarında zorlanıyor City, topa yüzde 75 oranında sahip oldukları, rakip kaleyi 13 kez yokladıkları devre golsüz kapanıyor.

***

2. devrenin başında takımlar aynı kadrolarla sahada. 50’de sağdan kullandığı kornerden sonuç alamıyor Palace, City’nin bu sezon duran toplardan kalesinde sadece bir gol gördüğünü hatırlatalım. 54’te Palace’ın Gallagher ile başlattığı atakta 23 numaraya arkadan müdahalesi sonucu sarı kartı gören Grealish. Üç dakika sonra City’nin soldan geliştirdiği atakta De Bruyne’nun vuruşunda direkler gole izin vermiyor, dönen topa Mahrez’in vuruşunda Guaita topu kornere çeliyor ancak sonrasında ofsayt kararı çıkıyor. 60’tan sonra rakibi sahasında hapsediyor City ancak çabuk çıktığı anlarda iki hızlı hücumcusu Zaha ve Olise ile pozisyon üretmeye çalışıyor Palace. 65’te iki değişiklik geliyor takımın hocası Vieira’dan, ileri uçta Olise ve Mateta’nu-ın yerlerine Ayew ve Edouard sahada. 70’e gelindiğinde önde boşluk bulamayan City yan paslarla pozisyon üretmeye çalışıyor, Grealish’in sağdan kestiği topa Silva’nın yakın mesafeden dokunamayışına kenarda hayıflanıyor hocaları Guardiola. 76’da kullandıkları beşinci kornerden de sonuç alamıyor beyazlı takım, Palace savunması o dakikaya kadar hatasız ve dirençli. 82’de Palace’ın çabuk çıktığı pozisyonda rakip savunma arkasına sarkan Edouard vurmakta gecikince City savunması topu uzaklaştırıyor. 85’te bu kez Zaha yokluyor rakip kaleyi, çaprazdan dönerek vuruşu City kalesinde Ederson’da kalıyor. Son dakikalarda baskısıyla bunaltıyor Guardiola’nın takımı, ikinci topları kolay kazanıyorlar ancak mükemmel kademe yapan rakip savunma arasında boşluk bulamıyorlar. Beş dakika uzatılan maçta aradığı golü bulamayınca dirençli rakibi karşısında iki puanı bırakıyor Manchester City, zirvede şampiyonluk yarışı kızışıyor. Crystal Palace’a gelince, City karşısında iki maçta da kalelerinde gol görmediler, liderden dört puan kaptılar. Arsenal’in sert kaptanı Vieira Güney Londra’da sert takımıyla sevdalılarının yüzünü güldürüyor. Onlar kadar bu skora sevinen Liverpool sevdalıları olmuştur şüphesiz…

Ziya Adnan

19 Mart 2022

Premier Lig Seyir Defteri | Burnley, bahar değil yangın

Uzaklardan…

“Kibrit çakıyorsun karanlıkta, badem çiçeklerini görmek için ve mart denizlerinde tedirgin bir çift, sarnıç gemisi gözlerin, bir iş açacaksın sen başımıza, yangın mı olur artık, bahar mı?” der dizelerinde Can Yücel. Bitmek bilmeyen kış soğuğunda, yağmurunda bu diyarlarda baharın gelmesine daha var. Mart ortasında lige tutunma mücadelesindeki 73 bin nüfuslu kuzey kasabasının bordo mavili takımının Brentford deplasmanı vesilesiyle hal ve gidişine naçizane bir bakış…

Sezonun ilk galibiyetini ekim ayında Brentford karşısında almıştı Burnley, 26 maçta sadece üç kez üç puan sevinci yaşadılar. İyi gittikleri, puanlar topladıkları şubat sonrasında arka arkaya iki maç kaybettiler, hocaları Sean Dyche, geçmiş sezonların tecrübesiyle takımının baharda çıkışa geçmesini umudunda, ancak savunmanın bel kemiği Ben Mee’nin sakatlığı nedeniyle takımdan ayrı kalması önemli eksiklik. Eriksen’in dönüşüyle son maçta Norwich deplasmanından üç puanla dönen Brentford sekiz maçtan sonra ilk kez kazandı. Hocaları Thomas Frank’e göre kalecileri David Raya’nin diz sakatlığı nedeniyle 14 maç aradan sonra takıma dönmesi sevindirici. Onun yokluğunda 42 puanın sadece 11’ini alabildiler. Brentford’un Burnley karşısında şansı tutmuyor, rakibine karşı son dokuz maçın altısını kaybederken iki maçta puanları paylaştılar…

Baharı çağıran bir Londra gününde, ev sahibi Brentford 4-5-1 dizilişinde, ileri uçta golcüleri Toney’nin arkasında Mbeumo, Janelt, Norgaard, Eriksen, Canos. Misafir Burnley 4-4-2 dizilişinde, ileri uçta Weghorst, Cornet’in arkasında Lennon, Westwood, Brownhill, McNeil. 20. dakikada korner sayısını yediye çıkartıyor misafir takım ama uzun kullandıkları toplarda kalabalık rakip savunma karşısında pozisyon üretemiyorlar. 23’te Cornet’in sağ çaprazdan yerden vuruşuyla gole yaklaşıyorlar, iyi mücadelesine rağmen gol vuruşlarında etkisiz Sean Dyche’ın takımı. Savunmadan çabuk çıktıkları, oyuna genişlik kazandırdıkları anlarda 3. bölgede etkili Brentford ancak oyun kurucuları Eriksen’in rakip kaleye uzak kalması üretkenliklerini düşürüyor. 37’de gelişen Burnley atağında McNeil demarken pozisyonda kafayı isabetsiz vuruyor, maçın muhtemel kırılma anlarından. Misafir takımın topa yüzde 51 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi üç kez yokladığı devre golsüz kapanıyor.

2. devrenin başında takımlar aynı kadrolarla sahada. İlk bölümde iki takım da pozisyon üretmekten uzak, ev sahibi savunma-hücum geçişlerinde pas hataları yaparken Burnley orta sahadan pozisyon üretemiyor. 53’de Brentford atağında Canos’un ortasında Janelt’in kafa vuruşunda gole yaklaşıyor. 60’tan sonra taraftarının desteğiyle baskıyı artıyor ev sahibi takım, duran top organizasyonlarını Eriksen’in kullanması kayda değer. 66’da Brentford atağında Mbeumo savunma arkasına sarktığı pozisyonda ağır kalınca Burnley savunmasında Tarkowski tehlikeyi önlüyor. Akabinde Burnley’de hava toplarının etkili oyuncusu Rodriguez, Weghorst’ün yerine sahada. 70’te net pozisyonu değerlendiremiyor Burnley, rakip savunmanın az adamla yakalandığı pozisyonda Cornet yakın mesafeden Brentford kalecisi Raya’yı geçemiyor. 75’te Westwood ile soldan kullandığı kornerden sonuç alamıyorlar, sonrasında Brentford’da orta sahanın solunda Canos yerini Wissa’ya bırakıyor. O değişikliğin sonrasından uzaklardan enfes vuruyor Rodriguez ama direkler gole izin vermiyor, Brentford adına şans anı. Son bölümde oyunu rakip sahaya yıkıyor misafir takım, 81’de Brentford orta sahasında Norgaard’ın yerini Jensen alıyor. 86’da yıkılıyor Brentford Community Stadı, sağdan Eriksen mükemmel ortalıyor, Toney kafayla topu ağlara gönderiyor, Burnley savunmasının ortasında Tarkowski ve Collins rakipten uzak. 90’da ikinci gole yaklaşıyor ev sahibi, rakip savunmanın dengesiz yakalandığı pozisyonda yakın mesafeden isabetsiz vuruyor Wissa. Uzatma dakikalarında fark ikiye çıkıyor, Toney’nin Burnley ceza sahasında düşürülmesiyle kazanılan penaltıyı gole çeviriyor 17 numara, Brentford 2-0 kazanıp küme düşme potasından uzaklaşıyor. Burnley’e gelince, üç puanı bıraktıkları maçtan sonra 18. sırada kaldılar. Kalan maçlarından ikisinde Manchester City ve Tottenham’a konuk olacaklar, lige tutunmaları zor sanırım. Maçın adamı Ivan Toney…

Ziya Adnan

15 Mart 2022

Everton FC: Kasvet ve kıyamet

Uzaklardan…

Geçenlerde 19 seneden sonra Chelsea kulübünü satışa çıkardığı açıklıyordu Roman Abramovich, hikâyeye dair naçizane birkaç kelam ile başlayalım yazıya. Ada futbolunu yakından takip edenler bilir, Chelsea, Abramovich öncesinde kapısına kilit vurulmasına ramak kalmış, 2. lig ile 1. lig arasında mekik dokuyan, lige tutunduğu sezonlara sevinen gariban bir Londra kulübüydü. Liverpool taraftarları Stamford Bridge’e geldiği zaman, sevdalıları çocuk şarkısından alıntıyla, “London Bridge is falling down” (Londra köprüsü yıkılıyor) diye alaycı tezahürat yapardı. Abramovich döneminde kulüp 2 milyar sterlin harcadı, 15 teknik direktörle çalıştı, şampiyonlar ligi dahil olmak üzere 21 kupa kazandı. İki Şampiyonlar Ligi kupası, 5 Premier Lig şampiyonluğu, 5 Federasyon Kupası onlardan bazıları. onun döneminde Drogba, Hazard, Shevchenko gibi efsaneler takımın formasını giydi. Ken Bates’in 1982’de 1 sterlin karşılığında satın aldığı kulüp rüyasında görse inanamayacağı başarıyı Abramovich sayesinde yaşadı. Liverpool’un sezonu şampiyon bitirdiği 1982-83 sezonunda şimdilerde lige tutunmaya çalışan Everton ligi 7. sırada bitirmişti. O sezon 2. Lig’i 18. sırada bitiren Chelsea iki puan fazlasıyla küme düşmekten kurtuldu. Sözün özü, Abromivch, Chelsea yerine Everton gibi zirveye oynayan bir takımı alsa hikâye nasıl yazılırdı kim bilir…

Londra’da soğuk bir pazartesi akşamında, ligde küme düşme potasının bir puan üzerindeki Everton zorlu Tottenham Hotspur deplasmanında. Ev sahibi Tottenham 3-4-2-1 dizilişinde, ileri uçta golcüleri Kane’nin arkasında Kulusevski ve Son ikilisi, orta sahada Doherty, Hojbjerg, Bentancur, Sessegnon dörtlüsü. 11’de Tottenham atağında Kane’nin enfes pasında Son’un savunma arkasına sarktığı pozisyonda vurmakta geç kalıyor 7 numara ama aradıkları golü üç dakika sonra buluyorlar. Sessengnon’un soldan çizgiye inip ceza sahasına kestiği topa Everton savunmasında Keane topu kendi ağlarına gönderiyor, pozisyonda Kane’nin topa baskısı golü getiren faktörlerden. 17’de fark ikiye çıkıyor, Kane’nin yarattığı pozisyonda Son’un ceza sahası içinden yerden vuruşunda Everton kalesinde Pickford topa müdahale edemiyor. Kalelerinde gördükleri ilk gole kadar iyi mücadele eden Everton savunma hatalarıyla geriye düşüyor. En son 1951’de küme düştüklerini, o sene hâlâ savaş sonrası karne olduğunu hatırlatalım. 37’de Kulusevski’nin Everton savunması arkasına pasında Kane takımının üçüncü golünü atıyor, pozisyonda Everton kalecisi Pickford ile son savunmacı arasındaki mesafe yaklaşık 30 metre. 10 numara Premier Lig’de bulduğu gol sayısında Thiery Henry’i yakalarken, kenarda takımın dağılışını izleyen Everton’un hocası Lampard’ın gol sayısına yaklaşıyor.

2. devreye Sessegnon’un yerine Reguilon’u alarak başlıyor Tottenham ve oyuna girdikten bir dakika sonra Son’un pasında yakın mesafeden farkı dörde çıkartıyor üç numara. 53’te Son’un yakın mesafeden vuruşunda Branwaite topu çizgiden çıkartıyor. 55’te Kane’nin soldan ortasında Dier’in kafa vuruşunun direklere takılmasının akabinde farkı beşe çıkartıyor Tottenham. Doherty’nin sağdan ortasında çaprazdan uzak köşeye voleyi mükemmel vuruyor Kane, 10 numara maçta ikinci golünü kaydediyor. 59’da Everton’da Donny Vande Beek’in yerini alan Ukraynalı Vitalii Mykolenko’yu alkışlıyor iki takım taraftarları. 5-0’ı yakaladıktan sonra Tottenham antrenman havasında. 66’da Son yerini Bergwijn’a bırakıyor. 70’te misafir takımda Calvert-Lewin, Alli değişikliği geliyor, Tottenham taraftarlarının eski oyuncularını alkışlaması kayda değer. Son 20 dakikada muhtemel bir sonraki Manchester United deplasmanını düşünerek tempoyu düşürüyor Tottenham, 5-0’lık hezimet Everton adına kasvet ve kıyamet. Velhasıl Chelsea’den takımın savunma zaafları nedeniyle kovulan Frank Lampard Everton’da aynı hataları tekrarlıyor gibi görünüyor. Taktiksel anlamda çok daha deneyimli Benitez’i gönderip yerine genç hocayı getirmenin mantığını anlamak zor ama görünen o ki önlerinde puanlar çıkarmaları, bu maçta yaptıkları hataları tekrarlamamaları gereken 12 maç var. Son üç lig maçından ikisinde bırakın golü, rakip kaleyi bulamadılar, gidişatı düzeltemedikleri takdirde 1951’i yeniden yaşatırlar sevdalılarına…

Ziya Adnan

12 Mart 2022

Bielsa’nın eskileri

Uzaklardan….

Futbolun dâhi isimlerinden biri olarak görülen Marcelo Bielsa, geçen günlerde Leeds United’la yollarını ayırdı. Arjantinli teknik diretörün iniş-çıkışlarla dolu antrenörlük kariyerine yakından göz atalım.

Geçenlerde Leeds United yönetiminin Marcelo Bielsa ile yollarını ayırdığı zamanlarda öğrencisi Kalvin Phillips’in sosyal medyaya düşen yorumunu okumuştum, muhtemel 66 yaşındaki hocasını en iyi anlata:. “Kendimde bile göremediğim özellikleri gördüğün, bir futbolcu, daha da önemlisi bir insan olarak gelişimime yardımcı olduğun için sana minnettarım.

Takvim yaprakları 21 Temmuz 1955’i gösterirken Arjantin’in Rosario şehrinde dünyaya gözlerini açmış futbol dâhisi. Dâhi tanımı bana ait değil, Pep Guardiola böyle tanımlamış teknik direktörlerin en iyisi dediği Marcelo Bielsa’yı. Taraftarlık folklorunda çocuk dediğin genelde babanın izinden yürür ama o babasının taraftarı olduğu Rosario Central’a değil de şehrin Santa Fe bölgesinde yer alan Newell’s Old Boys takımına sevdalanmış. Onlara da selam çakalım yeri gelmişken. 3 Kasım 1903 tarihinde Arjantin futbolunun atalarından Isaac Newell tarafından kurulmuşlar, günümüze kadar gelen süreçte altı şampiyonlukları bulunuyor. Renkleri bizim Gençlerbirliği’ni andırıyor, 38 bin kapasiteli futbol mabetleri adını bir zamanlar formasını giymiş, sonraları takımın teknik direktörlüğünü de yapmış futbol adamından almış: “Estadio Marcelo Bielsa”…

FUTBOLCULUK KARİYERİ

1977-78 sezonunda giymiş Old Boys formasını, sert bir savunma oyuncusuymuş. 25 yaşında bırakmış futbolu. Beden eğitimi öğretmenliği diplomasını aldıktan sonra çalıştırdığı ilk takım eski takımı olmuş. Onun teknik direktörlüğünde 1990-92 arasında harikalar yaratmış Newell’s Old Boys. Futbol felsefesini anlatan yazılarda günün neredeyse tamamını maç kasetleri izleyerek geçirdiğini, antrenmanlarda farklı mevkilerde oynayan topçuları ayrı seanslarda çalıştırdığı, basın toplantılarında saatlerce maç analizi yaptığı, futbolla yatıp futbolla kalktığı anlatılır. Arjantin Milli Takımı’nın kaptanlığını yapmış defans oyuncusu Roberto Ayala, onun zamanında antrenmanlarda bazen hiç forvet görmediklerini, hücum ve orta saha oyuncularını ayrı zamanlarda çalıştırdığını dile getirmiş. Takım formasyonunda 3-3-3-1’i sıklıkla kullandığını, bu oyun düzeninde sahanın her yerinde takımına sayısal üstünlük kazandırdığı, çok koşan oyuncuları tercih ettiği biliniyor. İngiliz gazeteci John Carlin onu, “Bu gezegende en geniş futbol bilgisine sahip futbol adamı” olarak tanımlıyor. Leeds United teknik direktörlüğü için görüşmeye gittiğinde fena şaşırtmış Leeds United yöneticilerini. Takımın bir önceki sezonda oynadığı tüm maçları izlediğini, rakiplerin dizilişlerini, Leeds United’ın eksiklerini dile getirmiş görüşmede. Ülkesinde lakabı ‘El Loco’ (Çılgın Bielsa), Tim Rich futbol dâhisinin hayatını anlattığı kitabı The Quality of madness A life of Marcelo Bielsa’da hikâyesini şöyle anlatmış: 1992’de Newell’s Old Boys’u çalıştırdığı zamanlarda, hezimete uğradıkları bir kupa maçı sonrasında yaklaşık 20 kötü şöhretli takım taraftarı Rosario’daki evini basmış ve hocadan dışarıya çıkıp kendilerine açıklama yapmasını istemişler. Bielsa çıkmış çıkmasına ama elinde el bombasıyla! “Şimdi evimden gitmezseniz pimi çekeceğim” demiş, şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırmış taraftarlara. Yine Smith’in kitabından alınan Kaiser dergisine verdiği röportajda bir taraftar olayı hatırlıyor: “Delilik gözlerinde parlıyordu, karşımıza el bombasıyla değil, pompalı tüfekle çıkacağını düşündük.”

Keşfettikleri arasında şimdilerde PSG’yi çalıştıran Mauricio Pochettino da var. Henüz 14 yaşındaymış Bielsa tarafından keşfedildiğinde, gecenin geç bir saatinde yardımcısı Jorge Griffa ile gitmiş çocuğun evine. Hani “topçu dediğin bacaklardan belli olur!” derler ya, yatağında uyuyan çocuğun bacaklarını görmek için ailesinden izin istemiş ve o küçük çocuk katılmış Newell’s Old Boys’un gençlerine. “Babam gibidir” diyor Pochettİno ondan bahsederken ve ekliyor: “Futbola dair öğrendiğim her şeyi ona borçluyum.”


LEEDS’İ YENİDEN YARATTI
2018’in yazında iki senelik sözleşmeyle Leeds United’ın başına getirildiğinde kuzeyin takımı Championship’in alt sıralarında geçmişe ağıt yakan, çok eskide kalmış zamanları özleyen bir takımdı. Henüz ilk sezonunda takımı tamamen yeni bir takıma dönüştürdü. Daha çok koşan, takım halinde mücadele eden, direncini asla düşürmeyen bir takım yaratmıştı. Sanki sihirli bir el onca zamandır uyuyan takıma dokunmuş, takımın üzerindeki ölü toprağını atmış, Elland Road müdavimlerine nicedir yaşamadıkları mutluluğu yaşatmıştı. 2019-20 sezonunun sonunda 16 senelik aradan sonra Premier Lig’e çıktılar. O yaz şehir merkezindeki ana caddelerden birine adının verilmesi hocalarına duyulan sevginin göstergesi. Premier Lig’deki ilk sezonunda takımı ligi dokuzuncu bitirdi. O sezon son 20 senede Premier Lig’e terfi eden diğer takımlardan daha fazla puan toplayıp, daha fazla gol bulmaları tarihe düşen notlar.
Bielsa, Leeds United macerasında hiçbir zaman hiçbir hakemi eleştirmedi, VAR’ı suçlamadı veya herhangi bir kişi hakkında olumsuz sözler söylemedi. Rakibin antrenmanlarını gizlice izlemesi için gönderdiği yardımcı hocanın yakalanışı ve “Spygate”in patlak vermesiyle kulübe kesilen para cezasını kendi cebinden ödedi. Mütevazıydı, şehirde Wetherby adındaki kahve dükkanının üzerindeki apartmanda yaşar, araba kullanmaz, maçlara, antrenmanlara yürüyerek gidermiş. Kulübün kuruluşunun 100. yıldönümünde kutlamalarına her zaman giydiği Leeds United eşofmanlarıyla katılmış, onca kravatlı, papyonlu yönetici arasındaki eşofmanlı fotoğrafı görülmeye değer. Futbolla yatar futbolla kalkardı, yenilgiyi sevmezdi. 1996’da İngiltere’de düzenlenen Avrupa Şampiyonası sırasında Jorge Valdano’ya, “Bir maçı kaybettikten sonra kendini öldürmeyi hiç düşünmedin mi?” diye sormuş çılgın Arjantinli.

‘HER ŞEYİ DEĞİŞTİRDİ’
2004’te Arjantin Milli Takımının teknik direktörlüğünü bıraktıktan sonra telefon veya televizyona erişimini keserek üç ay boyunca bir manastırda yaşamış, muhtemel geçmişin muhasebesini yapabilme adına. Bazı adamlar hayattan büyüktür derler, hayat kontrolden çıktığında yanınızda olmasını isteyeceğiniz adamdı Marcelo Bielsa. Leeds United’ı anlatan bir film çekilse o bir daha asla çekilemeyecek unutulmaz bir filmin en afili jönüydü.

ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK
Görevine son verildiği zamanlarda The Guardian gazetesinde okumuştum, Şili’de onun çalıştırdığı takımları “Bielsa’nın dulları” olarak tanımlarlarmış. Bilirsiniz, uzun, sevgi dolu bir beraberlikten sonra eşlerden birinin vefatında diğeri için hayat geride kalan için hiçbir zaman eskisi gibi olmayacaktır, geriye anılar ve doldurulması imkânsız bir boşluk kalır.

HER ŞEY İÇİN TEŞEKKÜRLER
Sanırım Nuri Bilge Ceylan’ın cümlesiydi: “Biri ölür, üzülmezsiniz. Sonra sandalyeye asılı hırkasını görürsünüz. O hırkanın duruşu kalbinize oturur.” Velhasıl Marsilya ve Athletic Bilbao’dan sonra Leeds United sevdalıları da şimdi katıldı o dullar kervanına. Maçları taç çizgisi kenarında çömelerek izleyen, asla Leeds United eşofmanlarından vazgeçmeyen adam artık olmayacak takımın maçlarında, yokluğu takım sevdalılarının yüreğine oturacak. Son sözü öğrencisi Patrick Bamford’a bırakalım: “Teşekkürler her şeyi değiştiren adam, herkes için…”

Ziya Adnan

11 Mart 2022