Arsenal günlükleri: Yükseliş zamanları

Uzaklardan…

Arsenal’de işlerin kötüye gittiği zamanlarda bir maç sonu basın toplantısında Arteta’nın konuşmasını hatırlıyorum. Futbolcuyu neden kadroya almadığını soran gazeteciye, “Mesut Özil ile başarısız olduğumu hissediyorum,” demişti İspanyol hoca. Aslında başarısız olan sadece o değildi, öncesinde Emery ve Wenger de futbolcuyla aynı başarısızlığı yaşamıştı. Oysa güzel başlamıştı hikâye, 2013 Eylül’ünde 25 yaşında 50 milyon Euro karşılığında Arsenal’in saflarına katıldığında sevinmişti Arsenal taraftarı, Real Madrid’de yıldızı parlamış, Avrupa’nın beş büyük liginin en yaratıcı oyuncusu olarak ilk sırayı almıştı. Rivayete göre eski takım arkadaşı Ronaldo ağıt yakmıştı arkasından, doğru mudur bilinmez!

Takımdaki ilk üç sezonundaki veriler kayda değer. İlk sezonunda 40 maç 7 gol, 13 asist; ikinci sezonunda 33 maç 5 gol, 9 asist; bir sonraki sezonda 8 gol, 20 asist. Wenger’in çöküş döneminde Alexis Sanchez’in takımdan ayrılıp Manchester United saflarına katılması çok şatafatlı bir sözleşmeye imza atmasına vesile oldu, malum aynı anda takımın en değerli iki futbolcusunu kaybetmeyi göze alamadı profesör, sanırım en büyük hatası. Sonra düşüş başladı, yetenekliydi, sezgisel futbol zekâsına diyecek yoktu ama fizik olarak Premier Lig’in azman topçuları arasında siliniyor, oyunu iki yönlü oynayamadığı, savunma yönünü geliştirme adına çaba sarf etmediği için kadroya girmekte zorlanıyordu. Bir de Arsenal’de kaptan olarak sahaya çıktığı zamanlar var ki eski toprak takım sevdalılarının içi sızlamıştır muhtemel. Malum o takımın taraftarları Vieira, Adams, Bergkamp gibi cesur yürek kaptanları görmüştü, Özil onların yanında sönük kalırdı. Belki daha iyi bir takımda, Cante, Sissoko, Matic gibi fizik gücü yüksek orta saha oyuncularının yanında oynasa hikâyesi farklı yazılırdı ama oyunun gidişatını tek başına değiştirecek özelliklere sahip değildi. Velhasıl Arsenal makinesinin hayaleti ayrıldı takımdan, çoklarının üzüldüğünü sanmıyorum, en fazlasından feri nicedir sönmüş eski bir yıldız kaydı geçti Kuzey Londra semalarından. Arsenal verileri 254 maç, 44 gol 77 asist.

Türk futboluna gelince, “Delilik aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuç beklemektir,” demiş Einstein. Yakın geçmişte kulüpleri borç batağına sürükleyen, ‘re-sale’ değeri olmayan Van Persie, Falcao transferleri hafızalarda öylece dururken, ulusal para birimi Euro olmayan bir ülke takımının Euro üzerinden transfer yapmasına anlam vermek güç. Ah bir anlasalar Türk futbolunun tüketici değil üretici olmak zorunda olması gerektiğini, bir anlasalar borcun en büyük yoksulluk olduğunu…

Pazartesi akşamı Özil’in eski takımı evinde son sekiz maçında üç puan bulamayan Newcastle United karşısında. Ev sahibi takım rakibi karşısında son 15 maçın 14’ünü kazandı. İki takım da orta sahayı çabuk geçiyor ilk bölümde, Newcastle 4-4-2’ye dönmüş, ileri uçta Carroll ve Wilson. Arsenal’in topa yüzde 73 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi beş kez yokladığı devre golsüz kapanıyor.

2. devreye yine baskılı başlıyorlar, Lacazette’in yerden sert vuruşunu yatarak önlüyor Darlow. 50’de golü buluyorlar, Partey’nin uzun pasında rakip savunmayı az adamla yakalayan Aubameyang, Krafth’ı geçip köşeye sert vuruyor. Golden sonra beraberliği yakalama adına hücuma kalabalık çıkıyor Bruce’un takımı, ancak geriye düştükten sonra ofansı hatırlıyorlar ama golü bulan Arsenal oluyor. Soldan Smith-Rowe’un getirip önüne bıraktığı topu sert vuruşla gole çeviren Saka, fark ikiye çıkıyor. 3. golü 77’de buluyor ev sahibi, sağdan çizgiye inip geriye çıkartıyor Cedric, Aubameyang kaçırmıyor. Kalan dakikalarda başka gol olmayınca Arsenal üç golle kazanıyor. Son beş maçtan 13 puan çıkardılar, 5. Tottenham ile aralarında altı puan var. Gençleştirilmiş takımla iyi yoldalar ama rakibin paraşütsüz düşüşteki Newcastle United olduğunu unutmamak gerek. Fırsatını bulursanız 19 yaşındaki alt yapı ürünü Bukayo Saka’yı izleyin derim, gelecek sezonlarda adından çok söz ettirecektir sanırım.

Ziya Adnan

21 Ocak 2021

Batı Londra’nın seyrek derbisi

Uzaklardan…

Covid illetinin dünyayı allak bullak ettiği, tribünlerin futboldan koparıldığı zamanlarda, 2019-20 sezonunun sonunda ligi 4. sırada bitirdi Chelsea, batı Londra’nın zenginler kulübü. Yaz transferinde 247,2 milyon avro harcayarak Havertz, Werner, Chilwell, Ziyech ve kaleci Mendy’i kadrolarına kattılar. Ama para her zaman saadet getirmiyor, bu sezon ligde 17 maçın 5’ini kaybettiler, Manchester City ve Arsenal karşısında hüsran yaşadılar. RB Leipzig’den 53 milyon avro karşılığında transfer edilen Werner 4 golde kalırken kalelerinde 21 gol gördüler. Ocak soğuğunda oynanan batı Londra derbisi vesilesiyle mavili takımın hal ve gidişine naçizane bir bakış.

Derbi demişken, bunların derbisi bizim vasat ligin üç esas oğlanı arasında fi tarihinden beri oynanan toz toprak derbilere benzemiyor, uzun molalar aldıkları zamanlar olmuş. 1986-2001 arasında Chelsea-Fulham derbisine hasret kalmış iki takımın sevdalıları, malum farklı liglerin takımları, haliyle seyrek derbiler. Tarihte 75 kez karşılaşmışlar (Kuzey Londra derbisinin 200’e yaklaştığını hatırlatalım). Batı Londra derbisi dört takıma endeksli, ikisi elitlerin liginde, ikisi Championship’de. 1950’den beri ligde Brentford karşısına çıkmadı Chelsea, haliyle onların derbisi siyah beyaz zamanların hatırası.

Konu Chelsea’den açılmışken kadronun bahtsızını da hatırlamadan geçmeyelim. 2011 senesinde 16 yaşına bastığı zamanlarda Sao Paulo’dan büyük umutlarla transfer edilmişti Lucas Piazon, ofansif orta saha. Ancak beklendiği gibi gitmedi işler, 10 sezonda 8 takımda kiralık oynadı, sadece 3 maçta Chelsea forması giyerken geçen günlerde Braga’ya satıldı. ‘Bazı umutlar başka zamanlarındır’ der şair, muhtemel 26 yaşındaki Brezilyalının hikâyesini en iyi anlatan…

Derbiye dönersek, misafir takım Fulham karşısında son 19 maçın 12’sini kazandı, 7 maçta puanlar paylaşıldı. Fulham’ın rakibi karşısında en son galibiyeti 2006’da efsaneleri Luis Boa Morte’nin golüyle kazandıkları maçta. 4-3-3 dizilişinde başlıyorlar maça, ileri uçta Ziyech, Giroud, Pulisic. Son 5 maçta yenilmeyen Fulham’ın bu sezon bekleneni veremeyen golcüsü Mitrovic kadroda yok, gol umutları Cavaleiro, Lookman ikilisi. Bu maçtan önce ligin dibinde West Brom ve Brighton’un kazanması lige tutunma savaşını kızıştırıyor, ev sahibi puan peşinde. İlk bölümde rakibi orta sahada karşılıyorlar, Chelsea savunmadan uzun toplarla çıkıyor. 4. dakikada henüz ilk kornerinde gole yaklaşıyor Chelsea, ligin kornerlerden en fazla gol puan takımı (8 gol). Onları 6 golle Everton, Liverpool ve Wolves takip ediyor. İlk 20 dakikanın sonunda Chelsea’nin rakip kaleyi bulan tek vuruşu var. Rakibi az adamla yakaladıkları anlarda çabuk hücumcusu Lookman ile etkili Fulham, top rakipteyken takım halinde kapanıyorlar. 19’da ceza sahası içinde vurmakta geç kalıyor Cavaleiro, Fulham net fırsatı kaçırıyor. 20’den sonra oyuna ağırlığını koymaya başlıyor misafir takım, 25’te Fulham savunmasının ceza sahasında uzaklaştıramadığı topa sert vuruyor Mount, direkler gole izin vermiyor. Fulham savunmasının ortasında Anderson’un Giroud ile hava toplarındaki kıyasıya mücadelesi kayda değer. 41’de gelişen Fulham atağında yakın mesafeden kaleyi bulamıyor Cavaleiro, devrenin en net pozisyonu. Devrenin bitimine yakın Robinson’un Azpilicueta’ya kayarak müdahalesini kırmızı kart çıkıyor, maçın kırılma anı. Kontrolsüz girdiği kesin ama karar ağır. Fulham’ın 10 kişi kaldığı, Chelsea’nin topa yüzde 62 oranında sahip olduğu devre golsüz kapanıyor.

2’nci devreye iki blok halinde kapanarak başlıyor Fulham, ileri uçta Cavaleiro tek forvet. İlk bölümde sayısal avantajla baskıyı kuruyor Chelsea, arka arkaya kullandıkları kornerlerden sonuç alamıyorlar. İlk 10 dakikada topa sahip olma oranları yüzde 87. Eksik olmasına rağmen çabuk çıktıkları anlarda etkili ev sahibi, sağda Tete göze batanlardan. 60’ıncı dakikaya gelindiğinde tüm baskısına rağmen pozisyon üretemeyen Chelsea’de iki değişiklik geliyor, Jorginho’nun yerine Abraham sahada. 68’de Chelsea savunmasında Azpilicueta’nun hatalı geri pasında Thiago araya girip mutlak golü önlüyor. 75’te Giroud’un yerine Werner’i sahaya sürüyor Lampard. Bitime 10 dakika kala golü buluyorlar, Chilwell’in soldan ortasını uzaklaştıramıyor Fulham savunması, Mount köşeye sert vuruyor. O gol maçın kaderini belirliyor, 5 dakika uzatılan maçta başka gol olmayınca 3 puanı kapan Chelsea olurken, puansız maçlar serisine son veriyorlar. Maç sonu basın toplantısında hocaları Lampard, ‘rakibin son maçlardaki formuna bakarak zorlu bir 90 dakika oynadıklarını, 10 kişi kalmasına rağmen Fulham’ın iyi mücadele ettiğini ama galibiyeti hakkettiklerini’ dile getiriyor. Ligde 7’nci sıradalar, zirveye bakarak onlar adına şampiyonluk zor, ilk 4 başarı sayılır.

Ziya Adnan

19 Ocak 2021

Fulham FC beraberliğe ayarlı…

Uzaklardan…

PremIer Lig’in dibindeki dört takım, Brighton, Fulham, West Bromwich Albion, Sheffield United’in oynadığı maç toplamı 67, aldıkları galibiyet sayısı sadece 6… Ligin dibine demir atmış Sheffield United 17 maçta galibiyet alamadı, 1903 senesinden beri kırılmamış rekoru bu sezon kırdılar! Son maçta paraşütsüz düşen Newcastle karşısında aldıkları tek gollü galibiyetle bu sezon ilk kez üç puan sevinci yaşadılar. Diğer yanda, zirvedeki dört takımın toplamda aldığı galibiyet sayısı 38, 2. sıradaki Liverpool 46 maçtır evinde kaybetmedi. Velhasıl lig içinde lig durumu, üst sıralarda elitler, altlarda lige tutunmaya çalışanlar. O takımlardan Fulham’ın, Tottenham Hotspur deplasmanı vesilesiyle hal ve gidişine naçizane bir bakış…

Soğuk, kasvetli Londra akşamında hafta içi maçında enfes mahallenin siyah beyazı Tottenham Hotspur deplasmanında. Çarşamba akşamları yaramıyor siyah beyazlılara, 2002’den beri ligde oynadıkları 14 çarşamba maçından üç puan çıkartamadılar. Ayrıca Tottenham’a karşı karneleri kötü, ligde rakibe karşı son 11 maçın 10’unu kaybettiler. En son galibiyetleri 2013’ün Mart’ında, şimdilerde tarih olmuş White Hart Lane Stadı’nda Berbatov’un golüyle üç puanı kapmışlardı. Onun gibi bir golcüye sahip olsalardı muhtemel puan cetvelindeki yerleri farklı olurdu ama bulmak zor! Mourinho’nun takımı evinde kral takımlardan, mabetlerinde son 9 lig maçının 8’ini kazandılar. Tottenham’dan dem vurup heykeli dikilecek iki golcüsüne selam çakmadan olmaz. Ligde kaydettikleri 29 golün 22’si Kane-Son ikilisinden, onları durdurmak zor. 3-5-2 dizilişinde misafir takım, gol yollarında Cavaleiro, De Cordova-Reid ikilisi. Takımın iyilerinden Lookman yedek kulübesinde, yerinde Tete. Geçen sezonların golcüsü Mitrovic kadroda yer almıyor, bu sezon Sırp golcü adına hüsran. Can derdindeki Fulham beşli orta sahayla istekli başlıyor maça, henüz 3. dakikada Cavaleiro’nun kullandığı duran top organizasyonundan sonuç alamıyorlar. Üç dakika sonra net fırsatı kullanamayan Tottenham oluyor, penaltı noktasından isabetsiz vuruyor Reguillon. Oyuna ağır başlayan ev sahibi tempoyu yükseltiyor, alıştığımız Mourinho felsefesinde topu rakibe bırakıp kontradan pozisyon üretmeye çalışıyorlar. Top rakipteyken 5-3-2’ye dönüyor Fulham, ilk 20 dakikada iki takım da rakip kaleyi bir kez buluyorlar. 25’te öne geçen Tottenham oluyor, soldan Reguillon’un ceza sahasına kestiği enfes topa demarke vaziyette kafayı vuruyor Kane, ligde 11. golü. Golden sonra topa daha çok sahip olan, Regulion ve Aurier ile iki kanadı etkili kullanan Tottenham, Fulham topu 3. bölgeye taşımakta zorlanıyor. 35’te Loftus-Cheek’in ceza sahasından volesi az farkla dışarda. Beraberlik golü için yüklendikleri anlarda hücuma destek veriyor Chelsea’den kiralık 15 numara. Tüm isteğine, mücadelesine rağmen gol yollarında etkisiz Parker’ın takımı, ara transferde takviye yapacaklardır muhtemel. Topa yüzde 42 oranında sahip oldukları, rakip kaleyi 7 kez yokladıkları devreyi tek golle geride kapatıyorlar.

2. devreye beraberliği yakalama adına 3. bölgede çoğalarak başlıyorlar ama bu sezon geriye düştükleri hiçbir maçtan puan çıkartamadıklarını hatırlatalım. 74’te aradığı golü buluyor misafir takım, soldan çizgiye inen Lookman’ın ortasında Cavaleiro, Lloris’in uzanamayacağı köşeye kafayı vuruyor. Golden sonra Winks’in yerine Lamela’yı sürüyor oyuna Mourinho, Portekizli kenarda sıkıntılı. 85. dakikaya gelindiğine Tottenham’ın 14 gol denemesine karşı Fulham’ın gol denemesi 15. 89’da Son golü buluyor ama pozisyon net ofsayt, gol geçersiz. Velhasıl zorlu deplasmandan puan çıkartıyor enfes mahallenin siyah beyazı. Bu vesileyle en düşük ligde kalma puanın 34 olduğunu, West Bromwich Albion’un 2005 senesinde bu puanla lige tutunduğunu hatırlatalım. Son beş maçını kaybetmedi Fulham, sezona çok kötü başlamışlardı ama yükselişteler. Newcastle ve Brighton’un düşüşte olması kümeye tutunma şanslarını artıyor, mücadelelerine şapka çıkartmak lazım…

Ziya Adnan

16 Ocak 2021

Marine de var, Crawley Town da…

Uzaklardan…

Federasyon Kupası 3. tur maçları… Ada futbolunun devlerinin yer aldığı turda 8. Lig temsilcisi Marine de yer bulmuş kendine, muhtemel kupanın en güzel hikâyesi. Liverpool’un Crosby kasabasında 1894 senesinde kurulmuşlar, mabetleri Rossett Park 3.185 kapasiteli. Takıma dair güzel hikâyelerden biri eski hocalarından Roly Howard, 1972-2005 arasında 33 sene takımın başında kalmış, 1.975 maç dile kolay. Guinness Rekorlar Kitabı’na dünya futbolunun en uzun süre görev yapan teknik direktörü olarak geçmiş. Kupada evlerinde Kane’li, Son’lu Tottenham Hotspur’u ağırlayacaklar, onlar adına kupa finali! İki takım arasında lig sıralamasında 162 takım var, kupa tarihinin rekoru. Sahalarını çevreleyen tel örgülere hemen arkadaki evlerin numaralarını yazmışlar, top toplayıcı çocuklar maçtan sonra evlerin kapılarını çalıp bahçelere kaçan topları isterlermiş. Malum amatör takımlar için top kıymetli. Maç için Tottenham’a ayrılan soyunma odası normal zamanlarda düğün resepsiyonları, doğum günü partileri için kiralanan bir odaymış, Tottenham’ın muhteşem stadıyla kıyaslanınca amatör işi!

Ama hikâyeleri enfes, takımın kadrosunda öğretmen de var, sağlık çalışanı da, çöpçü de hepsi amatör. Federasyon Kupası’nın güzelliği diyelim, futbol romantikleri için bulunmaz maçlar, anılar. Daha önce de yazmıştım, kupa maçları keşke hep alt lig takımının sahasında oynansa, tek maç üzerinden, tüm takımlar aynı torbada, ne çıkarsa bahtına. Malum kupa dediğin küçüğün büyüğü devirme ihtimaliyle güzel…

Büyüğe devirme dedik madem, kupada Championship takımı Derby County’i eleyen Chorley’e de selam çakmadan geçmeyelim. Derby County’nin dört küme altında 6. Lig’de mücadele ediyorlar. Hocaları Jamie Vermiglio ilkokul öğretmeni, turu geçmenin kasalarına 400 bin sterline yakın para getireceğini vurguluyor ve devam ediyor: “Bizim gibi amatör takımların büyümesi için kaynak önemli.”

***

Londra’da buza kesen bir Pazar günü 4. Lig temsilcisi Crawley Town, evinde Premier Lig takımı Leeds United karşısında. 105 bin nüfuslu kasaba başkent Londra’ya yaklaşık 45 kilometre uzaklıkta. 13. yüzyıldan sonra cuma günleri kurulan pazar nedeniyle “Pazar Kasabası” olarak nam salmış, enfes sahil şehri Brighton ile başkent Londra arasında yer alması ve dünyanın sadece tek piste sahip en işlek havaalanına yakınlığı zaman içinde önemini artırmış. Kasabanın takımı bu sezon yükselişte, 6. sırada play-off potasında zirveye göz kırpıyorlar. Tarihlerinde Premier Lig takımlarıyla üç kez karşılaşmışlar, üç maçı da kaybetmişler. Takımın başkanı Ziya Eren, 2009’da Kayseri Erciyes’in de başkanlığını yapmıştı…

4-3-1-2 dizilişinde Crawley Town, gol umutları Nichols ve 10 numaralı Nadesan. Leeds United oyuna ağırlığını koyuyor ama final paslarında aceleci. Topa yüzde 75 oranında sahip oldukları, rakip kaleyi altı kez yokladıkları devre golsüz kapanıyor.

Crawley, 50’de muhteşem bir bireysel golle öne geçiyor. Tsaroulla ceza sahasının dışında kaptığı topla ceza sahasına iniyor, soldan uzak köşeye sert vuruyor. Tottenham Hotspur’ün akademisinde yetişmiş, geçirdiği araba kazasından sonra bir sene sahalardan uzak kalmış. 7. profesyonel maçında enfes gole imza atıyor. Şoku atlamadan kalesinde ikinci golü görüyor misafir takım, 53’te Nichols’un pasında sağdan savunma arkasına sarkan Nadesan sert vuruyor, kapattığı köşeden topu kalesinde görüyor Leeds kalesinde Casilla. Premier Lig takımından dönüş bekleyenleri yanıltıyor kupa maçı. 70’te duran top organizasyonunda farkı üçe çıkartıyor Crawley, Nadesan’ın vuruşunu Casilla çıkartıyor, devamında Leeds savunmasının uzaklaştıramadığı topu ağlara gönderen stoperleri Tunnicliffe. Kalan dakikalarda başka gol olmayınca lig sıralamasında 62 basamak üzerindeki rakibini eliyor Crawley Town, kasabanın sevilesi takımı. Bu sene 125. yaşlarını kutlayacaklar, köklü tarihlerinin büyük bölümü amatör kümelerde geçmiş, fırsat bulursanız gelecek turda maçlarını kaçırmayın derim.

Ziya Adnan

13 Ocak 2021

Newcastle United; kupanın bahtsızı…

Uzaklardan…

Yeni senenin başlarında Federasyon Kupası’nda 3. tur maçları… Ağustos ayında 736 takımın katılımıyla Emirates Havayolları’nın sponsorluğunda başlayan kupada kalan takım sayısı 64. Premier Lig takımlarının giriş yaptığı turun açılışında, kadrosunun büyük bölümü karantinada olan Aston Villa’nın Liverpool maçına U18 ve U23 karmasıyla çıkması tarihe düşen notlar. Genç rakibini açmakta zorlandığı ilk devreden sonra açılıyor Klopp’un öğrencileri, maçı 4-1’lik skorla kazanıp turu geçen takım oluyor. Maçın muhtemel en güzel anekdotu, geçen sezonun şampiyonu karşısında sahaya çıkan Aston Villa’nın gençlerini stada ailelerinin getirmiş olması, zira çoğu ehliyet alabilecek yaşta değilmiş. Ne diyelim, yaşı geçmiş eskinin yıldızlarına yatırım yapmak yerine gençleri parlatmak iyi yönetilen kulüplerin işi. İlk yarıda rakip savunmayı peşine takıp golü atan Louie Barry, 2003 doğumlu. Barcelona alt yapısından Villa’ya 800 bin avro karşılığında transfer oldu. Maçtan sonra o golü hayatının en mutlu anı olarak anlatıyor. O maçtaki performansından sonra takibe alınmıştır şüphesiz. Futbolun güzel hikâyeleri…

O maçtan sonra cumartesi akşamı buza kesmiş Emirates Stadı’nda ‘Kupa Beyi’ Arsenal evinde Newcastle United karşısında. Tarihinde kupayı 14 kez kazandı topçular, kupayı en çok kazanan takım. Pepe, Willian, Nelson üçlüsünün önünde Aubameyang gol umutları. Newcastle kupada Premier Lig takımları karşısında son 12 maçın 11’inde elendi, kupanın bahtsızı. 1936-2008 arasında kupada Arsenal’e üç kez konuk oldular, üç maçı da kaybettiler. Siyah beyazlıların 1955’ten beri kupa kazanamadığını hatırlatalım.

Ev sahibi istekli başlıyor maça, ilk beş dakikada Nelson ve Pepe’nin vuruşları kaleci Dubravka’da kalıyor. İlk 15 dakikada topa yüzde 62 oranında sahip misafir takım ama gol yollarında etkisizler. 5-4-1 dizilişinde, gol umutları Carroll. İki takımın da golü aradığı dakikalarda Arsenal hücumunda Aubameyang’ın vuruşu kaleciden dönüyor, müsait pozisyonda kaleyi bulamıyor Willian. 28’de Tierny’nin enfes pasında Nelson kaleye vurmakta tereddüt edince Arsenal golden oluyor, ilk 30 dakikanın en net pozisyonu. Devrenin bitimine yakın Willian ve Pepe ile kullandıkları kornerlerden sonuç alamıyorlar. Arsenal’in topa yüzde 62 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi 7 kez yokladığı devre golsüz kapanıyor.

2. devreye savunmanın ortasında Lascelles’in yerine Ritchie’yi alarak başlıyor misafir takım. Rakip ceza sahasına yakın tüm duran toplarda Carroll’a pozisyon üretmeye çalışıyorlar ama kalabalık savunma arasında kayboluyor 7 numara. 60’ta savunma arkasına atılan pası çaprazdan gole çeviremiyor sezonun suskun golcüsü Aubameyang. 63’te Nelson yerini Smith-Rowe’a bırakıyor. İki dakika sonra Willian’ın yerine Saka sahada. Chelsea’den büyük umutlarla transfer edilen Brezilyalı sezonun hayal kırıklıklarından. Tüm baskısına rağmen rakip savunmayı açamıyor Arsenal, eksikleri final pasını atacak oyuncunun olmayışı. Son bölümde iki değişiklik yapıyor Newcastle, üç gün sonra ligde oynayacakları Sheffield United maçını düşünüyor olmalı hocaları Bruce. 90’da Smith-Rowe’un rakibe müdahalesine kırmızı kart çıkıyor, VAR hakeminin uyarısıyla kart sarıya dönüşüyor. Newcastle’ın gol umudu Carroll’un gole çeviremediği iki net pozisyondan sonra maç uzatmalara gidiyor.

İlk uzatma bölümünün akılda kalan pozisyonu Xhaka’nın gelişine vurduğu topu Dubravka’nın üst köşeden çıkarışı. Sonrasında ceza sahasında düşürülüyor Aubameyang, ne hikmetse pozisyon VAR’a gitmiyor. İkinci uzatma devresinde Pepe’nin yerine Lacazette sahada. Aradığı golü bitime 10 dakika kala buluyor Arsenal, rakip savunmanın uzaklaştıramadığı topu Saka, Smith-Rowe’un önüne bırakıyor, uzak köşeye bırakıyor 32 numara. O gol direncini kırıyor Newcastle’ın, bitime 3 dakika kala Tierny’nin pasında yakın mesafeden kaçırmıyor Aubameyang, turu geçen Arsenal oluyor. Newcastle United için artık hedef lige tutunmak, küme düşme potasının 8 puan üzerindeler ama gol yollarında etkisizler. Maç sonu basın toplantısında hocaları Steve Bruce takımının elinden geleni yaptığını, son bölümde iki net fırsatı gole çeviremediklerini ama skora rağmen takımından memnun olduğunu dile getiriyor.

Ziya Adnan

12 Ocak 2021

Premier Lig Seyir Defteri: Arsenal günlükleri, yeni sene eski umutlar

Uzaklardan…

1974-75 sezonundan beri en kötü başlangıcı yaptı Arsenal, son iki maçtan altı puan çıkarmış olsalar da 16 maçta alınan 8 mağlubiyet o kötü zamanların fotoğrafı. 2020 hiçbirimizin hatırlamak istemeyeceği bir seneydi, Arsenal sevdalıları adına berbat zamanlar. Kovulması için flamalar açtıkları Wenger’i özleyenler (ben dahil) bile var, velhasıl gelen gideni arattı. Wenger demişken, takımın düşüşe geçtiği zamanlarda şöyle demiş profesör: “Her gün havyar yiyorsanız, sosislere dönmek zor olur.” Sosisi geçtik, kuru ekmeğe talim takımın durumu! Yeni senenin ilk cumartesi akşamında West Bromwich Albion deplasmanında sahaya çıkan Topçular’ın hal ve gidişine o maç vesilesiyle naçizane bir bakış…

1974-75 sezonunu küme düşme potasının 4 puan üzerinde, 16. sırada bitirmişti Arsenal. Şampiyon Derby County, galibiyete iki puan verilen sistemde 42 maçtan 53 puan çıkarırken, Arsenal 37 puanda kalmıştı. O sezon Tottenham’ın ligi 19. sırada bitirmesi, 22 takımla ligde Chelsea’nin Luton Town ve Carlisle United ile küme düşmesi tarihe düşen notlar.

Bu sezon 74-75 sezonuna benzer, evinde arka arkaya oynadığı 4 maçtan puan çıkartamadı Arteta’nın takımı, lige tutunma savaşındaki Burnley tarihinde ilk kez Emirates Stadı’nda kazandı. Evlerinde oynadıkları 8 maçta kalelerinde 11 gol gördüler. Savunma kötü ama gol yollarında daha iyi değiller. Ligde sadece 5 takım onlardan daha az gol buldu, üstelik Aubameyang gibi bir gol canavarına sahip olmalarına rağmen. 2-0 kaybettikleri Tottenham deplasmanında rakip kaleyi bulan vuruşlarının olmayışı, golsüz biten Leeds United deplasmanında benzer kısırlık gol yollarındaki sıkıntının özeti.

Rakip West Bromwich Albion ligin en cömert savunması, 16 maçta kalelerinde 35 gol gördüler, maç başına 2,18. Ligde sadece bir kez 3 puan sevinci yaşadılar, o da ligin umutsuzu Sheffield United’a karşı. Premier Lig tarihinde yeni seneye 8 puanla girmiş hiçbir takımın sezon sonunda lige tutunamadığını hatırlatalım. Arsenal, West Brom’a karşı oynadığı son üç maçın ikisinden puansız ayrıldı, Kasım 2015’te Arteta’nın kendi kalesine attığı golle 2-1 kaybetmişlerdi.

Maçtan bir saat önce yağan yoğun kar yerini soğuğa bırakıyor Howthorns Stadı’nda. Ada futbolunun rakım olarak en yüksek üç stadı: West Bromwich Albion, Port Vale ve Oldham Athletic. The Hawthorns, 1900’lardan beri ayakta ve rakım olarak en yükseği (Deniz seviyesinden 180 metre). Arsenal 4-2-3-1 dizilişinde, gol umutları Lacazette, arkasında Saka, Rowe, Aubameyang üçlüsü. İlk dakikalarda oyunu rakip sahaya yıkıyor misafir takım, West Brom takım halinde savunmada. Henüz ilk atağında gole yaklaşıyorlar, Aubameyang’ın ortasında Bellerin’in vuruşu savunmadan dönüyor. 9’da takımın yükseleni Saka sağdan ceza sahasına girip vuruyor, top kaleci Johnstone’da kalıyor. İlk bölümde takım halinde kapanıyor West Brom, Arsenal iki kanatta etkili. 23’te golü buluyorlar, Tierny, soldan ceza sahasına giriyor, Furlung’u geçip sağıyla uzak köşeye enfes vuruyor. Golle birlikte kar yağışı yeniden başlıyor, Arsenal çok geçmeden farkı ikiye çıkarıyor. Ceza sahasında Lacazette, Smith-Rowe paslaşmasını yakın mesafeden tamamlıyor Saka, haftanın en güzel gollerinden. İki farkla geriye düştükten sonra 3. bölgede prese başlıyor West Brom ama orta sahada oyunu yönlendirecek oyuncularının olmayışı önemli eksikleri. İlk tehlikeli atakları 40. dakikada, Ajayi’nin kafa vuruşu az farkla dışarda. Arsenal topa yüzde 61 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi 11 kez yokladığı devreyi iki farkla önde kapatıyor.

2. devreye golle başlıyor West Brom ama pozisyonun başlangıcında Pereira ofsayt, gol geçersiz. O pozisyon cesaretlendiriyor takımı, Arsenal tempoyu düşürürken West Brom 3. bölgede daha kalabalık ilk bölümde. 54’te Arsenal’de Bellerin yerini Maitland-Niles’a bırakıyor. Akabinde Arsenal hücumunda Lacazette dar açıdan kaleci Johnston’u geçemiyor, West Brom savunmasında O’Shea uzaklaştırıyor. 60’ta bu kez kaçırmıyor 9 numara, Saka’nın sağdan ortası Smith Rowe’un vuruşu savunmadan dönüyor, yakın mesafeden iyi vuruyor Lacazette. 65’te Tierny’nin soldan ortasını altı pasta tamamlayan yine Lacazette. Sezonun en kolay maçlarından birini oynuyor Arteta’nın takımı, Saka ve Tierny iki kanatta çok etkili. 71’de günün iyilerinden Saka yerini Willian’a bırakıyor. Sonrasında Arsenal’de sezonun kazancı Smith Rowe’un yerine Willock sahada. Kalan dakikalarda başka gol olmayınca rakip kaleyi 19 kez yokladığı maçı 4 farkla kazanıyor Arsenal. Maç sonu basın toplantısında Arteta özgüvenlerini kazandıklarını, doğru yolda olduklarını dile getiriyor.

“Bir gün her şeyin daha iyi olacağını düşünmek umudumuz, bugün her şeyin iyi olduğunu düşünmek yanılgımızdır” der Voltaire. Arsenal son 3 maçından 9 puan çıkardı ama yanılgıya düşmemek gerek, ligde hâlâ 11. sıradalar. West Brom’a gelince, gidiş kötü, Bilic’i göndermek hataydı ama beterin beteri var. Son sıradaki Sheffield United 17 maçta galibiyet alamadı, 1903 senesinden beri kırılmamış rekoru bu sezon kırdılar!

Ziya Adnan

6 Ocak 2021

West Bromwich Albion, Mesih zamanları…

Uzaklardan…

Ada futbolunda “Messiah” namıyla biliniyor, bir nevi futbol Mesih’i 66 yaşındaki futbol adamı. Küme düşme korkusu yaşayan takımların cankurtaranı, işler kötüye gidince ilk akla gelen teknik direktör. Kariyeri bizim Yılmaz Vural’ı andırıyor, onun kadar takım eskitmiş olmasa da 1991’de başlayan kariyerinde İngiltere Milli Takımı dâhil 13 takımda görev almış. Onu farklı kılan, çalıştırdığı hiçbir takımın Premier Lig’den düşmemiş olması. 2011’de Championship’te West Ham’ın başına geldi, sezon sonunda takımı Premier Lig’e çıkardı. Ancak uzun top taktiği, savunmaya dayalı, sertliğin sınırlarını zorlayan futbol felsefesini taraftarlar benimsemeyince Sunderland’in yolunu tuttu, zor zamanlar yaşayan kırmızı beyazlılar o sezon lige tutunmayı başardı. 2016’da Crystal Palace’ın başına geldi, beş aylık serüveninin sonunda Güney Londra takımı ligde kaldı. Sonrasında, 2017-18 sezonunda sıkıntılı zamanlar yaşayan Everton’da çalıştı, takım küme düşmekten kurtuldu. Everton’a geldiği zamanlarda taraftar sitelerinin birinde hakkında şöyle yazmış bir Everton sevdalısı: “Kimsenin istemediği ama herkesin ihtiyacı olan adam şimdi bizde!”

1971’de Bolton Wanderers’da başlayan profesyonel kariyerinde sert bir savunmacıymış, hani top geçer adam geçmez ekolünden. 1980’e kadar 184 maçta forma giymiş. Savunma futbolunu sevmesi de muhtemel bu yüzden, koyu bir Wolverhampton Wanderers taraftarı, çocukluk yıllarında hep takımın formasını giymeyi hayal ettiğini dile getiriyor söyleşilerinde…

Aralık ayının son günlerinde Slaven Bilic ile yolları ayıran West Bromwich Albion yeni teknik direktörü Sam Allardyce ile zorlu Liverpool deplasmanından puan çıkardı, üstelik yüzde 22 topla oynama oranına rağmen. O maçtan üç gün sonra evinde Leeds United karşısında. Kaldığımız köy Eckington 11 bin nüfuslu, Howthorns Stadı’na yaklaşık 50 kilometre mesafede. Yoğun kar yağışı altında, bir saatlik araba yolculuğundan sonra Howthorn Stadındayız. Buza kesmiş Aralık akşamında o eski stat sessiz, malum beter bir virüsün gölgesinde nicedir seyircisiz maçlar. Maç öncesi ayaküstü sohbet ettiğim yerel gazeteci, “Herkesin sevdiği bir hocadan vazgeçip kimsenin istemediği bir hocaya talip olduk” diyor, hafiften hayıflanarak. Ev sahibi takım Leeds United karşısında evinde oynadığı on altı maçın sadece birini kaybetti, üç puan için çıkıyorlar sahaya. Rakip Leeds formda, ligde son üç maçın ikisini kazandılar, üstelik o maçlarda 8 gol bularak…

4-5-1 dizilişinde West Brom, gol umutları Grant, arkasında Diangana, Gallagher, Sawyers, Robinson, Phillips beşlisi. Ligde 15 maçta bir galibiyeti bulunan ev sahibi savunmada ilk bölümde, henüz 9. dakikada Sawyers’ın 20 metreden kendi kalesine golüyle geri düşüyorlar, pozisyonda kaleci Johnstone ve Sawyers arasındaki iletişim eksikliği Allardyce’ı kızdırmıştır muhtemel. 28’de Leeds hücumunda Harrison müsait pozisyonda kaleyi bulamıyor, sol kanat oyuncusu çabukluğuyla göze batanlardan. O pozisyondan üç dakika sonra farkı ikiye çıkarıyorlar, demarke pozisyonda soluyla uzak köşeye roket atıyor Alioski, Bielsa golü ayakta alkışlıyor. 36’da sezonun en güzel gollerinden birini izliyoruz, Bamford, Harrison paslaşmasında rakip savunma arkasına sarkıyor 22 numara, sol üst köşeye bırakıyor topu. 39’da fark dörde çıkıyor, Rodrigo’nun vuruşu savunmaya çarpıp ağlara gidiyor…

Sezonun muhtemel en kolay maçını oynuyor Leeds United, 72’de 5. gol geliyor. Belloli ceza sahasının çaprazından uzak köşeyi görüyor. Son bölümde iştahla saldırıyor Leeds United, 80-85 arasında kullandıkları iki kornerden sonuç alamıyorlar. Kalan dakikalarda başka gol olmayınca rakip kaleyi 20 kez yokladığı 90 dakikayı 5 golle kazanıyor Leeds United. Velhasıl nicedir bu kadar tek taraflı futbol maçı izlememiş bir futbol dilencisi olarak geçen maçta West Brom’un Liverpool’dan nasıl puan alabildiğine şaşırıyorum. Muhtemel Jurgen Klopp da aynı görüşü paylaşıyordur. Ne diyelim, futbol sürpriz sonuçlarla güzel. Maç sonu basın toplantısında hayli kızgın Allardyce, “Leeds United maça kalecisiz çıksa yine gol bulamazdık!’ cümlesiyle özetliyor durumu. Açık sözlülüğüne şapka çıkarmak gerek…

Ziya Adnan

4 Ocak 2021

Watford FC: Dönüşü bekler…

Uzaklardan…

“Bazen de beklemek düşer, öyle sessiz öyle alfabesiz” der dizelerinde şair. Championship’in zirvesinde elitlerin arasına dönme mücadelesinde sessizce bekleyen iki takımın hal ve gidişine naçizane bir bakış…

İkisi de geçen sezon düştü Premier Lig’den, ikisi de Championship’in kadro değeri sıralamasında ilk üç içinde, kadro değerlerinin toplamı 200 milyon Sterlin’in üzerinde. Biri Norfolk bölgesinin 142 bin nüfuslu şehrinin sarı yeşilli takımı Norwich City, namı-diğer “Canaries” (Kanaryalar). Ada futbolunun hakiki asansör takımlarından, küme düştükleri 1994-95 sezonundan beri beş sezon Premier Lig’e terfi edip, altı sezon düşme acısı yaşadılar. Bu yazının yazıldığı saatlerde Championship’te lider konumdalar, ama lig çetin, yarısını geride bırakmaya hazırlandığımız sezonda üç yenilgileri var. Premier Lig ile Championship arasında gidip gelen bir sarkaç misali onlar adına sezonlar, şairin dizelerindeki gibi, “Gitsem de her yerde biraz vardır, hatırda zamansız bir plak…”

Diğeri Londra’nın 30 kilometre kuzeybatısında, Hertfordshire bölgesinin 90 bin nüfuslu kasabasının sarı siyahı, nam-ı diğer ‘Hornets’ (eşek arıları). Son beş sezonda dokuz teknik direktörle çalıştılar, geride bırakmaya hazırlandığımız senede üç hocayla kesişti yolları, sezonun 4. yenilgisini aldıkları Huddersfield deplasmanı sonrası hocaları Vladimir İvic’i gönderip yerine Dinamo Tbilisi’de şampiyonluk yaşamış Xisco Munoz’u getirdiler. Yeni hoca 40 yaşında, Valencia’da forma giydiği zamanlarda La Liga şampiyonluğu yaşamış, UEFA Kupası’nı kaldırmış. Bu yazının yazıldığı saatlerde Championship’te lider Norwich City’nin 9 puan gerisinde 5. sıradalar. Misafir takım ligde oynadığı son 10 maçın 8’ini kazandı, Watford ise evinde kral takımlardan, Vicarage Road Stadı’nda oynadığı son 10 maçın sadece birinden puansız ayrıldı…

4-4-2 dizilişinde ev sahibi, golcüleri ve kaptanları 9 numara Deeney’nin, yanında Gray, ikilinin arkasında Sema, Sarr, Cleverly, Capoue. Misafir takımın golcüsü Pukki gol krallığı sıralamasında 10 golle 4. sırada. İlk bölümde yeşilli Norwich topu daha iyi kullanan, gole daha yakın görünen takım. Orta sahanın solunda 14 numaralı Cantwell hücum organizasyonlarının mimarı. Sarr, Gray gibi hızlı hücumculara sahip Watford kaptığı toplarda etkili iniyor rakip kaleye, 10’da Sarr iki savunma oyuncusunu geçtikten sonra ceza yayının üzerinde indiriliyor, serbest vuruşu gole çeviremiyor Capoue. Temponun düşmediği ilk 15 dakikanın sonunda misafir takımın topla oynama oranı yüzde 61. Watford oyunu kendi sahasında kabul ederken, 3. bölgede pres yapıyor misafir takım, 10 numaralı Dowell ataklara yön veren oyuncuları. 25’te Buendía’nın vuruşu Watford savunmasından dönerken o ana kadar gole daha yakın takım Norwich City. Ama futbolun cilvesi, devrenin bitimine altı dakika kala öne geçen Watford oluyor, soldan Sema’nın ceza sahasına kestiği topa son dokunan Sarr takımını öne geçiriyor. Topa yüzde 35 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi sadece bir kez bulduğu devreyi önde kapatıyor Watford.

2. devreye önde basarak başlıyor sarı siyahlılar, Norwich oyunu geriden kurarken pas hataları yapıyor. İlk bölümde önde olmanın verdiği özgüvenle sahayı daha iyi parselliyorlar. 65-67 arasında kullandığı dört kornerden sonuç alamıyor Watford, sonrasında ofansif gücünü artırma adına iki oyuncu değiştiriyor Norwich City, sahanın iyilerinden Cantwell yerini Hugill’e bırakıyor. Değişiklikler hareketlendiriyor takımı, hücuma daha kalabalık çıkmaya başlıyorlar. 70’te karşı hamle yapıyor Watford’un hocası, iki değişiklik yaparken o ana kadar çok çalışan Gray’in yerine Perica oyuna giriyor. Son bölümde fizik üstünlüğünü kullanmaya çalışan, sert müdahalelerle rakibin oyun kurmasına izin vermeyen Watford, Pericia ile net fırsattan yararlanamıyor. Bastıran yağmurla birlikte Norwich City gol için yükleniyor ama kalabalık rakip savunmayı geçemiyor. Beş dakika uzatılan maçta başka gol olmayınca Watford tek golle üç puanı kapıp rakibiyle arasındaki puan farkını altıya indiriyor…

“Sanki hiçbir şey olmadı, ikimiz yokuz sadece, biz olan ikimiz yokuz, deniz hep orada ve ağaçlar aynı düşlerinde” der dizelerinde Ataol Behramoğlu. İkisi de elitler liginden uzaklar bu sezon ama düşleri benzer. Gönlümüzden, gelecek sezon kasabanın sarı siyahını elitler liginde görmek geçer ama olur mu zaman gösterir!

Ziya Adnan

30 Aralık 2020

Southampton FC ‘Azizler’in yükselişi…

Uzaklardan…

“Nedensiz bir çocuk ağlaması bile, çok sonraki bir gülüşün başlangıcıdır” der dizelerinde Edip Cansever. Kötü geçen bir senede futbolla teselli bulduğumuz, o güzel oyuna daha fazla tutunduğumuz zamanlarda yeni seneden beklediğimiz yeni bir başlangıç. O başlangıcın içinde taraftarların statlara dönmesi de var, belki sezonun sonunda beklenmedik bir takımın şampiyonluğu da. Kim bilir belki Leicester City, belki Southampton. İlk kez 1966’da boy gösterdiler Ada futbolunun en üst liginde, 1977-2005 arasında ligin demirbaşları arasında yer aldılar. Fulham deplasmanı vesilesiyle güneyin sıcak takımına naçizane bir bakış…

Bilir misiniz Ada’da Covid-19 salgınının patlak verdiği zamanlarda, futbolcu maaşlarını erteleyen Premier Lig kulübü olmuştu Southampton, ülkenin güneyinde, Londra’ya 120 kilometre uzaklıkta, Hampshire bölgesinin 239.700 nüfuslu küçük, sakin sahil şehrinin kırmızı beyazı, nam-ı diğer ‘Saints’ (Azizler). 2019-20 sezonuna kötü başlamışlardı. Ekim 2019’da Leicester City karşısında Premier Lig tarihindeki en ağır yenilgilerini alırken küme düşme korkusu sarmıştı sevdalılarını. O maçtan sonra gelen tepkilerin ardından futbolcular ve teknik kadro maaşlarını geri çevirerek ‘Saints Vakfı’na bağışladılar. Sonrasında toparlandılar, sezonu 11. sırada tamamladılar. 2020-21 sezonunda 25 kişilik kadronun yaş ortalaması 26, toplam değeri 214,2 milyon sterlin. Kadronun en değerli oyuncusu orta sahanın dinamosu 26 yaşındaki James Ward-Prowse, her transfer döneminde adı büyüklerle anılanlardan. Golcüleri Danny İngs’e de selam çakalım yeri gelmişken, 28 yaşındaki 9 numara Bournemouth alt yapısı ürünü, 2009’da Bournemouth’ta başlayan profesyonel kariyerinin devamında Liverpool’a transfer oldu. 2015-19 arasında fazla forma şansı bulamayınca 20 milyon sterlin transfer ücretiyle Southampton saflarına katıldı. İlk sezonunda gol krallığı sıralamasında 22 golle gol kralı Vardy’nin ardından Aubameyang ile 2. sırayı paylaştı. Liverpool’un hocası Klopp’un golcünün ayrılmasını istemediğini hatırlatalım…

Aralık ayının son günlerinde, Londra’nın hayalet kasabaları hatırlattığı zamanlarda Southampton, Fulham deplasmanında. Fulham’ın efendi hocası Scott Parker karantina nedeniyle takımından ayrı, yardımcıları Stuart Gray ve Matt Wells saha kenarında. Craven Cottage misafir takıma yaramıyor, son 7 deplasmandan sadece birini kazandılar. Golcüleri İngs’in sakatlık nedeniyle yokluğunda son 6 maçın sadece ikisinden üç puanla ayrıldılar. Fulham son maçlarda toparlananlardan, son üç maçını beraberlikle kapatan siyah beyazlılar lige tutunabilmek için evinde puan toplamak zorunda. 4-4-2 dizilişinde misafir Southampton, ileri uçta Walcott, Adams ikilisi. Ev sahibinin golcüsü Mitrovic yine yedek kulübesinde, gol umutları Cavaleiro ve Lookman. İki takım da telaşlı ilk bölümde, top kayıplarıyla geçen dakikalardan sonra 8’de gole yaklaşan Fulham oluyor, Lookman’ın vuruşu kaleci McCarthy’de kalıyor. Misafir takım oyunu kendi sahasında kabul edip savunmadan uzun toplarla çıkıyor, sağ hücum beki Walker-Peters göze batan oyuncuları. 15’ten sonra oyunda dengeyi kuruyorlar ama golü kaçıran Fulham oluyor. Lookman’ın ceza sahası içinde enfes pasını değerlendiremiyor Anguissa. Onların da eksikleri gol yollarında. 27’de ilk kez rakip kaleyi buluyor Southampton, Ward-Prowse’ın vuruşunu köşeden çeliyor Fulham kalesinde Areola. Topu 3. bölgeye taşıdığı anlarda tehlikeli Southampton ama son paslarda etkisiz. İki takımın da topa eşit derecede sahip olduğu, Southampton’un rakip kaleyi bir kez bulduğu devre golsüz kapanıyor.

Sağanak yağmurla birlikte 2. devreye ofansif başlıyor kırmızı beyazlılar, 3. bölgede yaptıkları pres etkili ilk dakikalarda, Fulham sahasından çıkmakta zorlanıyor. 55’te net pozisyonda kafayla kaleyi bulamıyor Cavaleiro, Fulham golden oluyor. Temponun yükseldiği dakikalarda iki takım da istekli ama üretkenlikten uzaklar. 68’de Long’un uzaklardan vuruşu kaleci Areola’da kalıyor. Sonrasında arka arkaya kornerler kullanıyor ev sahibi ama Mitrovic’in yokluğunda hava toplarında etkisizler. 76’da Bertrand’ın pasında Long’un savunma arkasına koşusuyla golü buluyor Southampton ama ofsayt kararı golü geçersiz kılıyor. 82’de Fulham’da Reed’in yerine Mitrovic sahada. Akabinde 85’te Walcott’la golü buluyor Southampton ama VAR pozisyonun ofsayt olduğuna hükmediyor. 4 dakika uzatılan maçta gol sesi çıkmayınca takımlar puanları paylaşıyor. Son 4 maçından beraberlikle ayrılan Fulham kümede kalma savaşında umutlanırken, Southampton’un hocası Ralph Hasenhuttl bir puanın yeterli olduğunu dile getiriyor…

Şairle başladık şairle bitirelim; “Parmağını sürsen dünyaya, rengini anlarsın, gözünle görsen elmayı, sesini duyarsın, onu işitsen, yuvarlağı sende kalır, her başlangıçta yeni bir anlam vardır” dizelerinde Edip Cansever. Yeni senenin enfes mahallenin siyah beyazıyla birlikte hepimize yeni bir başlangıç olması dileğiyle…

Ziya Adnan

30 Aralık 2020

Premier Lig Seyir Defteri: Kuzey Londra; bir yanımız bahar bahçe…

Uzaklardan…

Hiç hatırlamak istemeyeceğimiz bir seneyi geride bırakmaya hazırlandığımız zamanlarda Premier Lig’de bu sezon 14 maçın 8’ini kaybeden Arsenal, Everton deplasmanında bıraktığı üç puanla ligde 15. sıraya düşüyordu. 1974-77 sezonundan beri takımın en kötü sezonu. Son tahlilde elde kalan, iyi niyetli ama deneyimsiz bir hoca, zirveye oynayan takımların yedek kulübesine giremeyecek topçular, haliyle ortaya çıkan tablo hazin! Üstelik sevilmeyen komşu Tottenham Hotspur’un ligde zirveye oynadığı zamanlarda. Velhasıl Kuzey Londra şimdilerde şairin dizeleri misali: “Yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe.” Mourinho’nun takımının hal ve gidişine evlerinde oynadıkları Leicester City maçı vesilesiyle naçizane bir bakış…

Mourinho’nun göreve geldiğinden beri ligde sadece Liverpool (82) ve Manchester City’nin (68) Tottenham’dan (62) daha fazla puan topladığınıhatırlatalım. Premier Lig tarihinde takımın 25 maç sonunda maçbaşı puan ortalamasında Pochettino (1,89) ve André-Villas Boas’dan (1,83) sonra Mourinho (1,82) ortalamasıyla 3. sırada. Futbol felsefesi sağlam savunma ve kontrayadayalı, öyle ki üçpuanıbıraktıkları Liverpool karşısında topa sahip olmaoranlarıyüzde 24. “Opta Stats”e göre 2003-04 sezonundan beri takımın en düşük topa sahip olma yüzdesi. Benim gibi, topa ve sahaya hükmeden takımları seven naçizane bir futbol dilencisi için o felsefe kabul görmez, o yüzden hala Pochettino’nun takımını gönlümde ayrı bir yere koyarım…

Pazar öğle saatlerinde başlayan maçta Tottenham’ın rakibi Leicester City. İki takım da zirveyi zorluyor, Tottenham rakibinin bir puan önünde. Evinde rakibi karşısında son dokuz maçın sadece biri kaybetti beyazlı takım, 2016-17 sezonunun sonunda küçük şehrin büyük takımı şampiyonluk kupasını kaldırmıştı. Mourinho’nun takımı evinde kral, son 10 lig maçının 7’sini kazandılar. 4-4-2 dizilişinde başlıyorlar maça, gol yollarında Avrupa futbolunun en üretken ikilisi Son ve Kane… Tottenham’ın ligde kaydettiği 25 golün 20’sinde bu ikilinin imzası olduğunu hatırlatalım. Onların arkasında Sissoko, Ndombele, Hojbjerg, Lo Celso. Leicester City son maçlarda düşüş yaşayanlardan, son beş maçın üçünden puansız ayrıldılar…

Tottenham karşısında beşli savunmayla başlayan takımda Cengiz Ünder yedek, golcüleri Vardy ilk 11’de.İlk bölümde iki takım savunmadan çabuk toplarla çıkıyor, Tottenham’ın gol silahı Son, Fofana’nın yakın markajında. İlk bölümde sahayı daha iyi parselleyen Leicester City, oyun kurucuları Maddison topla buluştuğu anlarda etkili. İlk 15 dakikanın sonunda iki takımın da topla oynama oranı eşit, misafir takımın rakip kaleyi bulan tek vuruşu var. 20’de Maddison’un kornerinde gole yaklaşıyorlar ama Tottenham savunmasında Alderweireld’in müdahalesi yerinde. Winks’in yokluğunda Tottenham orta sahasında Hojbjerg ve Sissoko’nun oyun kuramaması takım adına önemli bir eksiklik. 30. dakikada Son ile tehlike yaratıyorlar, pozisyonun devamında Kane’nin duran top vuruşunda kaleci Schmeichel başarılı. Tottenham’ın oyun planı rakibe pozisyon vermemek üzerine kurulu, Leicester City’nin iki yaratıcı oyuncusu Maddison ve Tielemans boş alan bulamayınca gol pozisyonu yakalayamıyorlar. Devrenin uzatma dakikalarında ise gol geliyor, Aurier’in ceza sahası içinde Justin’e gereksiz müdahalesinde VAR’dan penaltı kararı çıkıyor, kaçırmıyor Vardy. Topa yüzde 47 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi sadece bir kez bulabildiği devreyi geride kapatıyor Tottenham…

2. devreye Ndombele’nin yerine Bale’i alarak başlıyorlar, ama golü bulan Leicester City oluyor. Justin’in uzun pasında rakip savunma arkasına pasına hareketlenen Maddison uzak köşeye bırakıyor ama pozisyonun ofsayt olduğuna hükmediyor VAR, karar tartışmaya açık. Sonrasında sakatlanan Lo Celso’nun yerinde Moura sahada. 60’ta fark ikiye çıkıyor, sağdan Albrighton’un ceza sahasına kestiği topa kafayı vuran Vardy, top Alderweireld’açarpıp ağlara gidiyor. İki farkla geriye düştükten sonra takımın ofansif gücünü artırma adına Aurier’i oyundan alıp Winks’i sahaya sürüyor Mourinho. 71’de kornerden gelen topa Son’un yakın mesafeden vuruşunda mutlak golü çıkartıyor Schmeichel, kaçan gole inanamıyor kenardakiMourinho. Son bölümde gol için yükleniyor takımı ama boş alan bırakmayan, kaptıkları toplarda çabuk çıkan rakip karşısında etkisizler. Bitime beş dakika kala 3. golü kaçırıyor misafir takım, Vardy’nin pasında ceza sahası içinde kaleyi bulamıyor Tielemans. Dört dakika uzatılan maçta başka gol olmayınca Leicester City sahadan üç puanla ayrılan takım oluyor. Velhasıl son iki maçta altı puan kaybeden Tottenham, lider Liverpool’un altı puan gerisinde. Maç sonu basın toplantısında Mourinho, penaltıyı rakibin yapmadığını, Aurier’in gereksiz faulünün penaltıya neden olduğunu, ama futbolcusunu suçlamayacağını, takımının geri kalanın da hatalar yaptığını dile getiriyor.Şairle başladık şairle bitirelim:“Öyle bir yerdeyim ki ne karanfil, ne kurbağa, öyle bir yerdeyim ki, bir yanım mavi yosun çalkalanır sularda, bu ne beter çizgidir bu, bu ne çıldırtan denge.”

Ziya Adnan

24 Aralık 2020