Jeff için adalet…
Uzaklardan…
Geçen hafta sonu oynanan West Bromwich Albion-Arsenal maçında bir flama açıldı ev sahibi takımın tribünlerinde, maçı televizyon ekranlarında yorumlayanların ve çoklarının gözünden kaçan. “Justice For Jeff” (Jeff için adalet) yazıyordu flamada ve o maçtan bile önemliydi hikâyesi… Bizim yorumcular pek üzerinde durmadı ama madem yeri geldi, anlatalım kalemimiz yettiğince…
Lakapları “The Baggies”… West Midlands bölgesinde, ülkenin sanayi şehri Birmingham’ın 8 kilometre kuzeybatısında yer alan 136 bin nüfuslu West Bromwich kasabasının 1878 senesinde kurulmuş köklü takımı. Ada futbolunun kurucu takımları arasında yer alan lacivert beyazlılar 2002 sezonundan günümüzde Premier Lig’den beş kez düşmüşler ama her düşüşten sonra yeniden dönmüşler bıraktıkları yere. Maçlarını oynadıkları 26.445 kapasiteli The Hawthorns Stadı 1900 senesinden beri takıma ev sahipliği yapmakta. 1919-1920 sezonunda yaşadıkları yegâne şampiyonluktan sonra beş sezon da Federasyon Kupasını kaldırmışlar. Ülke futbolunun en üst liginde ara vermeden mücadele ettikleri 1949–1973 seneleri sonrasında “asansör takım” görüntüsünde geçmiş zamanlar, 1990’ların başında 3. Lige kadar düşmüşler…
Takımın taraftarlarını da yâd etmeden geçmeyelim. 2002 senesinde BBC’nin yaptığı Ada futbolunun en zeki kulüp taraftarları araştırmasında 138 IQ ortalamasıyla ilk sırayı almışlar. Sezon sonunda oynadıkları son maçı kıyafet balosuna dönüştürmeleri en bilinen adetleri. 2004 senesinde, o sezon takımının en iyisi seçilmiş Danimarkalı Thomas Gaardsae’yi selamlamak için ellerinde plastik baltaları, kılıçları ve Viking kıyafetleriyle doldurmuşlar tribünleri…
Ada futbolunun devlerinin yanında, mütevazı bütçesiyle kendi yağında kavrulan takımın formasını giymiş efsaneler arasında teknik direktörlük kariyerinde İngiltere’yi de çalıştırmış Don Howe, Manchester United’ın unutulmaz kaptanı Bryan Robson, 33 yaşında Madrid’de geçirdiği trafik kazası sonucunda 33 yaşında aramızda ayrılmış Laurie Cunningham (2009 senesinde yine bu köşede yazmıştım hazin hikâyesini) ve golcüleri Cyrille Regis var…
***
Ama içlerinde biri var ki hikâyesini anlatmadan olmaz. 13 Mayıs 1942’de Nottinghamshire bölgesinin kömür madenleri ile ünlü Eastwood kasabasında dünyaya gelmiş. İlk profesyonel kulübü, henüz 17 yaşında formasını giydiği, Juventus’a da renklerini veren, Ada futbolunun en eski kulübü Notts County. O yılların klasik forvetlerindenmiş, uzun boyu, güçlü fiziğiyle rakip savunmaları yıpratır, özellikle hava toplarına vurduğu kafalarla enfes goller atarmış. 1959-1964 seneleri arasında Notts County’de forma giydiği 103 maçta 31 golü var. 1964 senesinde yakın kasabanın takımı West Bromwich Albion’a 25 bin Sterlin karşılığında transfer olmuş. 1974 senesine kadar formasını giydiği takımda 292 maçta 137 gol kaydetmiş. Everton’u tek golle yenip Federasyon Kupasını kazandıkları 1968 finalinin tek golü onun ayağından…
Rivayete göre, o maçın akşamında kasabanın tarihi köprüsünün üzerinde kocaman harflerle yazılmış “Astle Is The King” (Kral Astle) yazısı göze çarpıyormuş ve o maçtan sonra köprü “Astle Köprüsü” olarak bilinmeye başlamış. 2002 senesinde, West Brom taraftarları köprüye onun adının verilmesi için yerel belediyeye müracaatta bulunmuş ama bölgenin diğer iki önemli takımı Aston Villa ve Wolverhampton Wanderers taraftarlarının köprüyü tahrip etmelerinden korkan belediye yönetimi taleplerine olumsuz cevap vermiş…
1970 senesinde İngiltere Milli Takımına çağrılan forvet oyuncusu, kariyerinde beş kez milli formayla sahaya çıkmış. İlerleyen zamanlarda sağlık sorunları yaşayan golcü, futbolu Ada futbolunun amatör takımlarından Hillingdon Borough’da bırakmış. Amatör kümelerde oynadığı zamanlarda, 1974-1975 sezonunda Ada futbolunun efsanesi George Best ile birlikte Dunstable Town takımında top koşturmuşlar…
***
Takvim yaprakları 19 Ocak 2002’yi gösterirken, 59 yaşında hayata gözlerini yumdu, West Bromwich Albion taraftarlarının ‘Kral’ lakabıyla andığı Jeff Astle. Doktorlar, ölüm nedeninin beyin hastalığına bağlı olduğunu, o yıllarda bilhassa yağışlı havalarda çok ağırlaşan meşin futbol topuna binlerce kez vurduğu kafaların zaman içinde beyninde travma yarattığını yazdılar ölüm raporuna. Hastalığının, ölümünden beş sene kadar önce başladığını, hafıza kaybı ve hatırlama zorluğu yaşayan futbolcunun durumunun zamanla kötüleştiğini, o zamanın futbolcularının çoğunlukla baş ağrılarından şikâyet ettiklerini anlatmışlar. O yıllarda futbol toplarının hayvan derisinden yapıldığını, yağmurla ıslandığı ve çamura bulandığı zaman günümüzde kullanılan toplardan hayli ağır olduğunu ve futbol aleminde ‘gülle gibi’ diye anıldığını belirtelim. (İlk futbol topu, inek ve domuzların mesaneleri dikişlenerek yapılırmış. Günümüzde FIFA’nın Futbol Kuralları kitabının 2. Maddesi, maçlarda kullanılan bir futbol topunun ağırlığının 450 gramdan fazla olamayacağını yazar.)
Futbol tarihinde ilk kez bir futbolcunun ölümünü, o yıllarda kullanılan toplara bağlayan bu hazin hikâyenin devamında, 2014 senesinin Ocak ayında Jeff Astle’ın ailesi “Justice For Jeff’ adını verdikleri bir kampanya başlattı. Kampanyanın amacı, futbolcuların toplara kafa atmalarının ilerleyen zamanlarda beyin hasarına yol açıp açmadığını araştıracak tıbbi bir çalışmanın hayata geçirilmesiydi. Kurdukları internet sitesinde (justiceforjeff.co.uk) Alzheimer hastalığına yakalanma riskinin futbolcularda daha yüksek olduğunu vurguluyorlar; 29 Nisan 2013 günü 55 yaşında aramızdan ayrılan Southampton’ın eski savunma oyuncusu Kevin Moore’un da beyin hasarı nedeniyle öldüğünü hatırlatarak… İngiltere Futbol Federasyonu geçtiğimiz günlerde futbolcunun ailesinden özür dileyerek konuyu araştıracaklarını dile getiriyordu…
Günümüzde, West Bromwich Albion taraftarları evlerinde oynadıkları her maçın 9. dakikasında alkışlarla anarlar unutulmaz 9 numaralarını. Hawthorn Stadı’nın girişinde, efsane forvetin heykeli selamlar o futbol mabedinin müdavimlerini…
Ziya Adnan
3 Aralık 2014