Yine penaltılar, yine gözyaşları…

Uzaklardan…

Kupayı kazandığı en son sene dünyaya gelenler şimdilerde 50’li yaşların ortalarında. O tarihten günümüze beş İngiliz takımı Şampiyonlar Ligi’ni toplamda 14 kez kazandı ama İngiltere Milli Takımı adına beklemekle geçti Dünya Kupaları, Avrupa Şampiyonaları. İlk ve son kupayı kazanan takımın ilk 11’inden 7’si artık aramızda değil, kalanlar o enfes futbol şarkısında anlatıldığı gibi onca seneden sonra hâlâ futbolun eve gelmesini bekliyorlar. 1966’dan beri Almanya 15 yarı final oynayıp 9’unu kazanırken, İtalya 10 yarı finalin 8’ini kazandı. İngiltere ise kupaların bahtsızıydı, 1966’dan beri UEFA ve FIFA turnuvalarının eleme aşamasına, 28’de 14 kez ulaştılar, yüzde 50’lik başarı oranı. O sürede Almanya’nın 20 kez elemelere kaldığını hatırlatalım. İngiltere 1966’dan sonra 2020 Avrupa Şampiyonasına kadar dört yarı finali de geçmeyi başaramadı, o zaman diliminde 14 teknik direktörle çalıştılar, 300’den fazla oyuncu takımda forma giydi. Wayne Rooney takımla en fazla sahaya çıkan futbolcu, (74 maç) ama o da çeyrek finalden sonrasını göremedi. “Altın Nesil”in diğer üyeleri Steven Gerald, Ashley Cole ve David Beckham da çare olamadı o uzun bekleyişe. Bobby Moore’un 1966’da Jules Rimet kupasını havaya kaldırdığı günden beri İngiltere 140.000 milden fazla yol kat etti, dört kıtada 52 ülkede oynadı. Buna Dünya Kupası finalleri için Meksika, Japonya, Güney Afrika ve Brezilya gezileri de dahil…

Sonra…

Euro 2020’de Almanya’yı elediklerinde umut sardı futbol ülkesini, bu kez olacaktı. Futbol tarihini yazan kitaplara göre bildiğimiz şekliyle o güzel oyun 1863’te İngiltere’de icat edilmişti, 2020 Avrupa Şampiyonasında futbol doğduğu yere geri dönecekti. İnanmıştı İngiltere, bir ülke nicedir ayrı kaldığı sevdalısını bekler gibi bekliyordu zaferi, o gün gelmişti. Çeyrek finalde rahat kazandıkları Ukrayna maçından sonra yarı finalde Danimarka karşısına çıktılar. Uzatma dakikalarında Sterling’in yarattığı ucuz penaltı, Kane’nin kötü kullandığı ama şansının yaver gittigi vuruşu final vizesini getiriyordu. Bir finalde oynamak için uzun bekleyişlerini nihayet sona erdirdiklerinde, futbol tarihinin zirvesinin gerçekleştiği yere, eve Wembley’de kendi sahalarına döndüler…

Rakip İtalya’yı son 14 maçın sadece ikisinde yendiklerini, her iki de galibiyetin de hazırlık maçlarında Haziran 1997’de (2-0) ve Ağustos 2013’te (2-1) geldiğini hatırlatalım. İtalya, İngiltere’ye karşı hiçbir büyük turnuvada kaybetmedi; Euro 1980’de 1-0, 1990 ve 2014 Dünya Kupalarında 2-1 kazandı ve Euro 2012’de penaltılarla kazanmadan önce 0-0 berabere kaldı.

İngiltere 3-4-2-1 dizilişinde başladı maça, golcüleri Kane’nin arkasında Sterling, Mount ikilisi. Orta sahada Trippier, Phillips, Rice, Shaw dörtlüsü. İtalya 4-3-3 dizilişinde, ileri uçta Chiesa, İmmobile, İnsigne. Henüz 2. dakikada öne geçti İngiltere, Shaw’un başlattığı atakta Kane sağda Trippier’i görüyor, onun uzak direğe ortasını bitiren yine Shaw oluyor, Wembley Stadı yıkılıyordu. Geriye düşen İtalya 8’de İnsigne ile duran toptan yararlanamazken, Walker ve Trippier ile sağ kanadı etkili kullanıyordu İngiltere. Kane orta sahada kaptığı toplarda oyun kurucu rolünde enfes paslar dağıtıyor, sağda Walker çabukluğu ve gücüyle turnuvanın göze batanları arasında yerini alıyordu. 15’ten sonra oyunda dengeyi sağladı İtalyanlar, geniş alanlarda Chiesa ve İnsigne rakip savunmaya zor anlar yaşatıyor ancak topa daha çok sahip olmalarına rağmen 3. bölgede pozisyon üretemiyorlardı. 35’te Chiesa ile ilk tehlikeyi yarattılar, sonrasında takım halinde iyi kapanan, geniş alanları iyi kapatan rakip karşısında devrenin uzatma dakikalarında İmmobile’nin dönerek vuruşunda bir kez daha gole yaklaşıyorlardı. Dört dakika uzatılan, İngiltere’nin topa yüzde 38 oranında sahip olduğu devre ev sahibinin tek gollü üstünlüğüyle kapanırken kupanın eve geleceğine inanmıştı İngilizler…

2.devrenin başında Sterling’in ceza sahası içinde düşürüldüğü, penaltı kokan pozisyonun devamında üstünlüğü ele geçirdi İtalya, 53’te İnsigne uzaklardan kaleyi yokluyor, iki dakika sonra hocaları Mancini iki değişiklik yaparak İmmobile ve Barella’nın yerine Berardi ve Cristante’yi sahaya sürüyordu. 60. dakikaya gelindiğinde topla oynama oranları yüzde 70’e yaklaşmıştı. 67’de aradıkları golü buldular, sağdan kullandıkları kornerde son vuruşu yapan Bonucci takımını beraberliğe taşıyordu. 70’te İngiltere’de Trippier yerini Saka’ya bırakırken dört dakika sonra orta sahada Rice’in yerine sezonun büyük bölümünde sakatlığı nedeniyle Liverpool’da yerini alamayan Henderson oyuna giriyordu. İtalya yüksek teknik kapasitesinin yanında tatlı-sert futboluyla rakibin çabuk forvet hattına pozisyon vermiyordu. 84’te Lorenzo’nun gördüğü sarı kartın sonrasında takımın en iyisi Chiesa sakatlığı nedeniyle yerini Bernardeschi’ye bırakırken İtalya uzatma dakikalarına yıldızından noksan giriyordu. İngiltere adına uzatma dakikalarının daha üretken olması beklenirken İtalya bıraktığı yerden devam ediyor, 103’te Belotti’nin vuruşu az farkla dışarı çıkarken ekranlara endişeli İngiltere taraftarlarının yüzleri ekranlara yansıyordu. Evlerinde, taraftarları önünde oynamanın avantajını uzatma dakikalarında kullanamazken maç seri penaltılara gidiyordu. Hikâyenin sonrası bilindik, 1.98’lik azman bir kaleciye ve daha deneyimli topçulara sahip İtalya kaçırdığı iki penaltıya rağmen kupayı kaldırıyor, İngiltere ise deneyimli topçuları kullanmak yerine Rashford, Saka, Sancho gibi deneyimsiz penaltıcılarla kupayı İtalya’ya kaptırıyordu. Velhasıl İngiltere’nin kupa bekleyişi sürerken İtalya en son 1968’de kazandığı kupayı 36 yaşındaki kaptanları “King Kong” Chiellini ile bir kez daha eve götürdü. Seri penaltıların final maçlarına ayrı bir heyecan kattığı gerçek, bir de kaybedilmiş maçlardan sonra bizim sekiz yaşındaki Deniz gibi miniklerin gözyaşları olmasa!

Ziya Adnan

13 Temmuz 2021