Ugo Ehiogu: Sadece iyiler erken ölür
Uzaklardan…
Bir futbol sezonu daha geçerken ömürden, çok eskide kalmış zamanların bir yıldızı daha ayrıldı aramızdan. 90’lı senelerin Ada futbolunu takip edenler hatırlayacaktır 1.88’lik savunma oyuncusunu: ‘gentle giant’ (kibar dev) olarak bilinirdi yeşil sahalarda; sert, süratli, hava toplarında geçilmez stiliyle göze batardı. İngiltere Milli Takımının kaptanlığını yapmış ilk siyahi topçuydu. Onca maç telaşı içinde yazmakta geç kalmış olsak da hatırlayalım Aston Villa ve Middlesbrough’da bir dönem nam salmış savunmacıyı, anlatalım hikâyesini…
3 Kasım 1972’de Doğu Londra’nın göçmenlerin yoğunlukta olduğu Hackney semtinde dünyaya gözlerini açmış futbol sevdalısı. Doğu Londra’nın amatör liglerinde mücadele eden mahallesinin takımı Globe Town’da geliştirmiş hünerlerini. West Bromwich Albion’un genç takımlarında devam eden kariyerinde yıldızı parlayınca 1989’da profesyonel sözleşmeye imza atmış. 1995’te The Independent’a verdiği söyleşide, kariyerini o dönemlerin futbol adamı Bobby Spink’e borçlu olduğunu, onun sayesinde tembel bir orta saha oyuncusundan sert bir stopere dönüştüğünü anlatır. Alan Hansen, Des Walker ve Ronald Koeman’ı örnek alırmış, malum o zamanların en sağlam savunmacıları. Ancak ilk zamanlarında fazla forma şansı bulamamış, imdadına o yılların önemli teknik direktörlerinden Ron Atkison yetişmiş ve Ağustos 1991’de 40 bin sterlin transfer bedeliyle Aston Villa’ya transfer etmiş futbolcuyu. Takımdaki İlk zamanlarında pek gergin ve utangaçmış, öyle anımsıyor hocası Atkinson. Uyum sağlamaya başlayınca Paul McGrath ile bordo mavili takımın savunmasının ortasında iyi maçlar çıkarmış 16 numara.
Yeri gelmişken McGrath’ı da anmadan olmaz. 1989-1996 arasında Aston Villa savunmasının değişmeziydi sert İrlandalı. 1982’de Manchester United’da adını duyurmuş, 1989’a kadar kaldığı takımda 163 maça çıkmıştı ama sıklıkla geçirdiği diz sakatlıkları sorun olmaya başlayınca kulüp yönetiminin erken emeklilik önerisini kabul etmeyerek Aston Villa’nın yolunu tuttu. 1989-1996 arasında 252 maça çıktı, iki sezon Lig Kupası şampiyonluğu, iki sezon da lig ikinciliği yaşadı. Hayatını anlatan yazılar, o dönem kulübün izniyle çoğu zaman antrenmanlara çıkmadığını, sahada yer aldığı maçlarda kimi zaman sahaya alkollü çıktığını ama sertliğinin yanı sıra sade futbolu ve liderlik vasıflarıyla öne çıktığını anlatır. O yılları bilen Villa taraftarlarının gözünde futbolun tanrısıdır Paul McGrath…
Kibar deve dönersek, Villa’nın savunmasında öne çıktığı zamanlarda, 1994-1995 sezonunda UEFA Kupasında Trabzonspor’a karşı forma giymiş, deplasmanda rakibine 1-0 kaybettiği maçın rövanşında 90. dakikada takımını 2-1 öne geçiren golüne rağmen kupadan elenmişti. Her futbolcunun kariyerinde yaşandığı inişli çıkışlı zamanlardan o da nasibini alacak, 1995-1996 sezonunda Lig Kupasını kazanırken, 2000’de oynanan Federasyon Kupası finalinde Chelsea’ye tek golle mağlup olarak sahadan göz yaşları içinde ayrılacaktı. 9 sezon formasını giydiği Villa’dan 2000’de Middlesbrough’ya o dönemin rekor transfer bedeliyle (8 milyon Sterlin) transfer olduğunda geride 300’ün üzerinde maç bırakmıştı.
2000-2007 arasında forma giydiği Middeslbrough’dan sonra Glasgow Rangers’da top koşturacak, 2007’de ezeli rakip Celtic’e attığı gol Rangers taraftarlarınca sezonun golü seçilecekti. 2008-2009 sezonunda Sheffield United’da forma giydi, futbolu 2009’da bıraktı ve 2012’de amatör takım Wembley’de kısa bir süre top koşturdu. Futbolu bıraktıktan sonra altyapılarda çalışmaya başladı.
Ve futbol sezonunun bitimine yakın, 21 Nisan 2017’de Tottenham Hotspurs’un antrenman sahasında, U23 takımını çalıştırırken geçirdiği kalp krizi sonucu aramızdan ayrıldı Ugo Ehiogu, nam-ı diğer ‘Kibar Dev’. Ölüm haberini aldığında, Tottenham’ın beklerinden Kyle Walker, ondan çok şey öğrendiğini, birlikte çalıştığı en iyi hocalardan biri olduğunu anlatıyordu üzgün cümlelerle. Yakın arkadaşı eski Arsenalli Paul Merson gözyaşlarını tutamıyor, onların top koşturduğu zamanlarda yıldızı parlamış Amerikalı şarkıcı Billy Joel’in 1977’de söylediği şarkıyı hatırlatıyordu: “Sadece iyiler erken ölür” der Joel o güzel şarkıda. Yeşil sahalarda bir dönem iz bırakmış bir futbol sevdalısı daha erkenden ayrılırken aramızdan, hikâyesi hiç unutulmasın…
Ziya Adnan
6 Haziran 2017