FA Cup: Dünyanın en eski kupası…
Uzaklardan…
İlk kez 1871’de oynanmış Ada futbolunda ‘FA Cup’ olarak bilinen dünyanın en eski kupası, zaman içinde marka haline gelmiş; öyle ki, 2015-2016 sezonu sonunda oynanan kupa finali 100’den fazla ülkede naklen yayınlanmış, 88 milyon futbolsever izlemiş o maçı. Federasyon bu sezon katılan kulüplere 15 milyon Sterlin dağıtmış, amatör kulüplerin kasasına toplamda 2,8 milyon Sterlin girmiş, hani marka değeri diyenlere bu veriler meseleye ışık tutması açısından bir hatırlatma…
Geçen günlerde, bir sezonun daha bitiminde iki Londra takımının karşı karşıya geldiği 136. final vesilesiyle o kupaya ve finale naçizane bir bakış…
2016-2017 sezonunda 736 takımla başlamış Federasyon Kupası. İnanması güç ama 11 bin futbolcu boy göstermiş bu sezon kupada, 1,8 milyon taraftar takımlarını desteklemek için akın etmiş statlara. Formatı basit, 10.
lige kadar belli kriterleri yerine getiren tüm takımlar katılabiliyor, bizdeki gibi gruplar, seri başı gibi kurgulamalar olmadan, eski usul kurada ilk çıkan takımın sahasında. Toplamda 14 tur üzerinden oynanan kupanın ilk altı turunda amatör takımlar tek maç üzerinden eleme usulü birbirleriyle karşılaşıyor. Maç beraberlikle sonuçlanırsa, bir maç daha, bu kez ilk maçı deplasmanda oynamış takımın sahasında. Ağustos ayında başlayan elemelerde kazanan takımlar üst turlara çıkarken, ilerleyen turlarda ‘büyüklerle’ karşılaşma, kasalarını doldurma fırsatı yakalıyor. Televizyon ekranlarında naklen yayınlanan kura çekiminde ‘seeding’ (seri başı) uygulanmıyor, her takım aynı torbada yer alıyor ve kura sonucunda belirlenen takımla karşılaşıyor, küçük büyük ayrımı gözetmeden ve hangi statta oynanırsa tıka basa dolu tribünler önünde. Velhasıl o eski kupa bizim futbolumuzda nicedir unutulmuş şehir milliyetçiliğini ve rekabeti anlatıyor…
Yeri gelmişken, bu sezon çeyrek finale kadar yükselmiş 5. Lig takımı (amatör) Lincoln City’e de bir selam çakalım. 130 bin nüfuslu o tarihi şehrin takımı gelecek sezon profesyonel liglerde mücadele edecek; temennimiz kalıcı olsunlar. Bu sezon kupada elde ettikleri başarılar sayesinde 1,13 milyon Sterlin girmiş kasalarına. Ödül meselesine gelince, kupayı kazanan takım ertesi sezon UEFA Avrupa Liginde oynamaya hak kazanıyor.
Kupayı en çok kazanan iki takım Manchester United ve Arsenal, 12’şer kez müzelerine götürmüşler o eski kupayı. Eski dediysek, lafın gelişi sanılmasın, 1871’de 20 Sterline mal olmuş ilk kupa, 1895’te Aston Villa’nın kazandığı sene ayakkabıcı dükkânının vitrininden çalınmış ve bir daha da gören olmamış…
Kupayı en çok kazanan topçu ise eski savunmacı Ashley Cole, üç sezon Arsenal’de, dört sezon da Chelsea’de kazanmış kupa canavarı. 2013’te kupayı kazanan Wigan Athletic o görkemli kupayı kazanıp aynı sezon küme düşen ilk takım olmuş. 2016-2017 sezonunda 3. Lig’e düştü mavi beyazlılar, bir daha ne zaman dönerler bilinmez. Kupanın bahtsızı Leicester City, dört kez finalde boy göstermişler ama kazanamamışlar.
• • •
Yazın kapıda olduğunu hatırlatan güneşli bir Londra gününde, kupa finalinde favori Chelsea akıbeti belirsiz Wenger’in Arsenal’i karşısında. Arsenal rakibiyle oynadığı son 8 kupa maçının 7’sini kazanmış. Ancak bu maçta sakatlık ve cezalar nedeniyle savunmada sıkıntılı, kalede ikinci tercihi Ospina’nın önünde oynayan Mertesacker ve Holding sezon boyunca fazla forma şansı bulamayanlardan. Arsenal 3-4-2-1, Chelsea 3-4-3 dizilişiyle sahada. Wenger rakibin ağır savunma üçlüsü karşısına süratli hücumcularını tercih etmiş; Welbeck, Chamberlain, Sanchez ilk 11’de. Arsenal henüz 4. dakikada tartışmalı pozisyonda Sanchez’in ayağından golü buluyor, pozisyonun başlangıcında Ramsey ofsayt durumunda. Chelsea’li futbolculara göre Şilili topu elle almış ama golü geçerli. İlk 15 dakikada sahayı iyi parselleyen, topa daha çok sahip olan Arsenal fırsatları kaçıran takım.
19’da Özil’in kornerine kafayı vuran Welbeck ama top direkten dönüyor. Chelsea orta sahada maça yedek kulübesinde başlayan Fabregas’ın yaratıcılığından yoksun. Onun yerine Matic’i tercih etmiş Conte. Kontraya çabuk çıkıyor Arsenal, az adamla yakalandığı anlarda zorlanıyor Chelsea savunması. Arsenal ilk yarıda dokuz kez rakip kaleyi yoklarken Chelsea, Hazard kadar suskun…
Chelsea ikinci yarıya pres yaparak başlıyor. 51’de Ospina Kante’nin yerden vuruşunu mükemmel çıkarıyor. Temponun hiç düşmediği maçta top iki kale arasında mekik dokurken Sanchez sahanın en iyisi. 58’de Pedro’nu vuruşu az farkla dışarda. 60’ta Matic’in yerine eski Arsenalli Fabregas sahada. Bu sezon oyuna sonradan girdiği maçlarda çok etkili 4 numara. 69’da Moses ikinci sarıdan oyun dışı kalınca Chelsea son 20 dakikada 10 kişi. 76’da beraberliği sağlıyorlar, Hazard’ın ortasına son vuran Costa. Golden hemen sonra Welbeck’in yerine Giroud sahada. Chelsea’nin gol sevinci kısa sürüyor. 77’de Ramsey bir kez daha öne geçiriyor takımını. Golde yine Sanchez’in payı büyük. Gelecek sezon muhtemel Arsenal’de olmayacak 7 numara, yeri dolar mı bilinmez! 87’de Özil kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda direğe nişanlamasa kupa sahibini erken bulacak.
Velhasıl o güzel yaz gününde, 89.472 futbolseverin şahitliğinde Arsenal kupayı kaldırıyor. Wenger, Sanchez, Özil takımda kalırlar mı bilinmez ama kariyerlerinde unutamayacakları bir gün yaşadıkları kesin. Wenger’in takımın başında kalıp kalmayacağı muhtemelen siz bu satırları okurken belli olacak. Ne diyelim, sevinci ve üzüntüsüyle uzun sürmüş bir aşk hikâyesi onun Arsenal macerası. Tıpkı Kayahan’ın o enfes şarkısındaki gibi, siyah beyaz film gibi biraz, gözyaşı umut ve ihtiras, onunkisi alev gibi biraz…
Ziya Adnan
30 Mayıs 2017