Tottenham; ligin yükselen yıldızı…

Tottenham; ligin yükselen yıldızı…

Uzaklardan…

Ekşisözlük’te; şerefli ikinciliği, ne birinciliğin kendini beğenmişliğini ne de üçüncülüğün ezikliğini hissettiren derece olarak tanımlamış yazarın biri, muhtemel kıl payı kaçırılmış şampiyonlukları en güzel anlatan. Bu vesileyle hatırlayalım bu sezon Premier Lig’in izlenmesi keyif veren, şampiyonluğa çok yaklaşmış ama kupayı o küçük şehrin büyük takımından kapamamış, şerefli ikinciliğin en güçlü adayı, Kuzey Londra’nın beyazlı takımını…

Günümüzden 133 sene önce, 5 Eylül 1882’de kurulmuş Tottenham Hotspur, Ada futbolunun nam-ı diğer Spurs’u. 1963 senesinde kazandıkları Avrupa Kupa Galipleri Kupası Britanya kulüplerinin kazandığı ilk UEFA Kupası. En son şampiyonlukları benim dünyaya geldiğim zamanlarda, 1960-1961 sezonunda. Maçlarını oynadıkları 36.284 kapasiteli White Hart Lane, 1899 senesinin Eylülünden günümüze takıma ev sahipliği yapmakta. Ama son günlerini yaşıyor nice unutulmaz maçlara ev sahipliği yapmış, ikbali de idbârı da görmüş futbol kokan o eski stat. 2018-2019 sezonundan itibaren 60 bin kapasiteli yeni mabedinde oynayacak maçlarını Spurs. Zamanla tarihe karışmış niceleri gibi bir futbol mabedi daha tarih olacak…

Geçenlerde okumuştum, Premier Lig’in kurulduğu 1992 senesinden günümüze transfer sezonlarında 658 milyon Sterlin harcamışlar, ama elden çıkardıkları topçulardan da 499 milyon sterlin kazanmışlar. Harcamalarında sezon ortalamasına bakıldığına 6,6 milyon Sterlinle 6. sırada. (*Kaynak – http://www.transferleague.co.uk/). 2007 senesinin Mayısında 7 milyon Sterline transfer ettikleri Gareth Bale’i, 2013 senesinde Real Madrid’e 85 milyon Sterline satmaları futbol tarihinin en kârlı alış verişlerinden…

Gelip geçmişlerden dem vurmuşken, takımda görev yapmış teknik direktörleri de unutmayalım. 2007 senesinin Kasımından günümüze, 13 teknik direktörle çalışmışlar, sıralamadaki en iyi dereceyi Harry Redknapp döneminde yaşamışlar. O sezon tarihinde ilk kez Şampiyonlar Liginde oynamaya hak kazanmış takım…

• • •

Bu yazının yazıldığı zamanlarda oynadığı 36 maçta 70 puan topladı Tottenham, şampiyon Leicester City’den sonra en az mağlubiyet yaşamışlar. Ligin en fazla gol atan takımı olmalarıyla birlikte kalelerinde gördükleri gol sayısı da 20 takımın arasında en iyisi. Teknik direktörleri Mauricio Pochettino 44 yaşında, 2001–2003 seneleri arasında Paris Saint-Germain’de stoper olarak top koşturmuş. 2009 senesinde Espanyol takımında başlayan teknik direktörlük macerası 2013-2014 sezonunda Southampton’da devam etmiş. O sezon tarihinin en iyi derecesini yakalamış kırmızı beyazlılar…

Futbol felsefesini çalıştırdığı takımlarda görmek mümkün. Top rakipteyken amansız pres, kazanılan topları dikine oynama isteği, savunma arkasına yapılan koşularla üretilen pozisyonlar. Gençlere inanıyor, Tottenham’ın kadrosunda bulunan hiçbir futbolcunun 30’un üzerinde olmaması tesadüf değil anlayacağınız. Takımın en göze batan ikilisi Harry Kane ve Dele Alli 22 ve 20 yaşında, alt liglerde kiralık oynadıktan sonra dönmüşler takıma. Kane bu sezon kaydettiği 25 golle Premier Lig’in zirvesinde. Delly sezonun en iyi genç futbolcusu ödülünü kazanırken çocukluk yıllarında Liverpool sevdalısı olduğunu, Steven Gerrard’ı örnek aldığını dile getiriyor söyleşilerinde…

Ligin bitimine iki maç kala o güzel cumartesi gününde Tottenham’ın konuğu sezonunun dişli ekiplerinden Southampton. Son maçında Chelsea karşısında kaybettiği iki puanla şampiyonluğu başka bahara kalan ev sahibinin alacağı bir puan onları Premier Lig tarihinin en iyi derecesine taşıyacak. Ama taraftar dediğin kupa ister, o güneşli Londra gününde White Hart Lane Stadı’nı doldurmuşlar hayıflanıyor kaçan şampiyonluğa, üstelik o kadar yaklaşmışken. Tottenham ligde oynadığı son 7 maçı kaybetmemiş, aynı dönemde Southampton’un 6 galibiyeti, 1 beraberliği var…

Maça, 6 maç ceza alan Mousa Dembele’den yoksun çıkıyor ev sahibi, üstelik orta sahanın dinamosu Dele Alli de cezalı bu maçta. 35.748 taraftarın önünde Tottenham beklendiği gibi baskılı başlıyor maça, hücum üçlüsü Eriksen, Lamela ve Kane sezonun en iyi ofansif oyuncuları. 15. dakikada Heung-Min Son’un ayağından golü buluyorlar, golde kaleci Forster’ın hatası büyük. Golden sonra skoru koruma telaşına düşünce topa daha çok sahip olmaya başlıyor misafir takım, orta sahada Wanyama kaptığı toplarda yönlendiriyor Southampton ataklarını. 30. dakikada beraberliği yakalıyorlar. Kaptığı topla üç pasla rakip kalede golü buluyor deplasman takımı, son vuruşu yapan 8 numara Steve Davis. Tiki-taka’yı sevenleri mutlu etmese de, ‘Route One’’ı gerektiği zaman başarıyla uyguluyor deplasman takımı.

İkinci yarıya yine atak başlıyor Tottenham, ama rakip takım iyi kapanıyor. Savunmanın ortasında oynayan Conte hava toplarında çok etkili. 69’da yine hızlı çıkıyor deplasman takımı, sol kanattan Tadic’in getirdiği topu ceza yayının üzerinden köşeye bırakıyor Steve Davis, kaleci Lloris çaresiz. Maçın son dakikalarında Tottenham ablukaya alıyor rakip kaleyi, uzatma dakikalarında Eriksen’in kullandığı serbest vuruş oyuna sonradan giren Chadl’inin önüne düşüyor ama onun vuruşunu kurtarıyor Forster. Maçı deplasmanda 2-1 kazanıyor güneyin temsilcisi…

Bu sonuçtan sonra gelecek sezon UEFA Kupasında oynamaya hak kazanıyor Ronald Koeman’ın talebeleri. Yaşı yetenler hatırlar, 1980 senesinde Groningen’de başlayan kariyerinde öldürücü şutları ile nam salmıştı Hollandalı orta saha, ilerleyen zamanlarda Barça formasıyla dört sezonda La Liga şampiyonluğu yaşadı. Southampton’un başında bulunduğu iki sezonda ligde yenmedikleri takım kalmadı. Bu sezon o küçük şehrin büyük takımının başardığını belki gelecek sezon Southampton başarır, kim bilir…

Ziya Adnan
15 Mayıs 2016