Sir Alf Ramsey: Dünya Kupası kaldıran tek İngiliz…

Sir Alf Ramsey: Dünya Kupası kaldıran tek İngiliz

Uzaklardan…

1930 senesinde ilk kez sahne alan dünya kupasını sadece bir kez kazanabildi İngiltere, o sene doğan çocuklar şimdilerde 50’li yaşlarda. O kupadan sonra üç dünya kupasına katılma şansı elde edemediler. Dokuz dünya kupasında çeyrek finale kadar yükseldiler ama 1966’nın başarısını yakalayamadılar. Ummak ve beklemekle geçti kupalar. Bir yarı finalde daha elenip eve döndükleri, futbolun yine eve gelmediği (malum sloganları, ‘football is coming home’) maçın ertesinde, tarihte kupayı kaldıran tek İngiliz teknik direktörü hatırlayalım bu yazıda, anlatalım unutulmaya yüz tutmuş hikâyesini.

22 Ocak 1920’de Doğu Londra’nın günümüzde Asyalı nüfusun çoğunluğu oluşturduğu Dagenham semtinde dünyaya gelmiş. Tarım işçisi bir babanın beş çocuğundan üçüncüsü, sıcak suyun ve elektriğin bulunmadığı bir evde zor şartlarda geçmiş çocukluğu. Çok küçük yaşlarda merak salmış futbola, 1952 senesinde yayınlanan biyografisinde (Talking Football – Stanley Paul) emeklemeye başladığı andan itibaren zamanının büyük bölümünü bahçede kardeşleriyle top peşinde geçirdiğini anlatır. Beş yaşına bastığı zamanlarda evine iki saatlik yürüyüş mesafesindeki Becontree Heath School’a başladığını, okul yolunda mutlaka yanlarında top olduğunu, paslaşarak yürüyüşü daha eğlenceli hale getirdiklerini anımsıyor. O yollarda geliştirdiği hünerleri sayesinde 14 yaşında bırakmak zorunda kaldığı okulun futbol takımına kadar yükselmiş. Okul sonrasında bir süre çıraklık yapmış, işten arta kalan zamanlarda ‘Five Elms’ adında yeni kurulmuş amatör bir takımda top koşturuyormuş. İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasından kısa süre sonra askere alınmış, futbola ordu takımında devam etmiş. Askerlerin Southampton’a karşı oynadığı hazırlık maçı sonrası açılmış bahtı, yüksek top tekniği, fiziği ve sürati ile göze batan çocuğun ilk takımı 23 yaşında bastığı zamanlarda Southampton, Güney şehrinin kırmızı beyazlıları. 1944 senesine kadar amatör olarak takımda stoper olarak görev yapmış, 1944-1945 sezonunda maç başına 2 Sterlin kazandığı ilk profesyonel sözleşmesine imza atmış…

Savaş sonrasında, 1946-1947 sezonu liglerin ara verilmeden oynandığı ilk sezon. 26 Ekim 1946’da oynanan 2. Lig maçında Plymouth Argyle karşısında sahaya sağ bek olarak çıkmış. Ağır olmasına rağmen oyunu iyi okuması, oyunu geriden kurabilmesi, mükemmel pasları artıları. Savunma oyuncusu olmasına rağmen zarif stili, oyun zekâsıyla göze batmış, soğukkanlılığı ve son vuruş becerisiyle takımın penaltıcısı rolünü üstlenmiş. 1948 senesinin mayıs ayı İngiltere Milli Takımı’nın 16 kişilik kadrosuna seçildiği zamanlar. 1943-1949 arasında forma giydiği 90 maçta 8 golü var. Bir sonraki durağı Kuzey Londra’nın beyazlı takımı Tottenham Hotspur. 1951 senesinde takımla şampiyonluk kupasını kaldırırken namı futbol aleminde yürümüş bir futbolcuymuş. 1955 senesine kadar kaldığı takımda 2. ve 1. Lig şampiyonlukları yaşamış. Futbol sonrası ilk teknik direktörlük macerası 1955 senesinde Ipswich Town kulübüyle. 1960-1961 sezonunda kulüp tarihinde ilk kez 1. Lig’e yükselmişler. Futbol alemindeki genel kanıya göre ilk sezonunda küme düşmesine kesin gözüyle bakılan Ipswich Town o sezon ligi ilk sırada tamamlayarak şampiyonluk kupasını kaldırmış. Başarı büyük olunca ödülü de büyük oluyor haliyle, 1 Mayıs 1963 İngiltere Milli Takımı’nın başına getirilmesi kariyerinin zirvesi. Milli takımda ilk şartı futbolcuları kendisinin seçmesi olmuş, ondan önceki teknik direktör Walter Winterbottom kadro tercihini Federasyona bırakırken, o bu durumu kabul etmemiş.

İngiltere, tarihinde ilk kez 1966 Dünya Kupası’nı kazanırken ülke kahramanını alkışlıyormuş. Ama her çıkışın mutlak inişi var, 1970 ve 1972 senelerinde kupalardan erken elenen İngiltere 1974 Dünya Kupası’na katılma fırsatı yakalayamayınca o senenin mayıs ayında Futbol Federasyonu görevine son vermiş. Takımın başında çıktığı 113 maçta sadece 17 mağlubiyeti var, 69 maçta galip gelmişler. O yılların önemli topçusu Alan Ball onun kovulmasını Ada futbolunda gerçekleşen en inanılmaz hadise olarak tanımlar. O ayrılıktan sonra şehrine dönerken uzun süre takım çalıştırmamış. 1977-1978 arasında Birmingham City macerası sonrası 1979 senesinde kısa süre Panathinaikos’ta görev almış, Yunanistan’da geçirdiği zamanlar hocalığının sonbaharı…

•••

1998 Dünya Kupası’nın sahne aldığı zamanlarda, takvim yaprakları 9 Haziran’ı gösterirken geçirdiği kalp krizi sonrası 79 yaşında aramızdan ayrıldı Sir Alf Ramsey, Ada futbolunun efsanesi. 1974 senesinde İngiltere teknik direktörlüğünden kovulduktan sonra o istenmeyen ayrılığı asla kabullenememişti. Yazılanlara göre günün büyük bölümünü western filmleri izleyerek geçirirmiş. Ölümünden sonra İngiltere Futbol Federasyonu’nun tüm ısrarlarına rağmen ailesinin Londra’da görkemli bir cenaze törenini kabul etmemesi, yaşadığı, sevdalısı olduğu şehri Ipswich’de sade bir törenle defnedilmesi tarihe düşen notlar. Günümüzde Ipswich Town’un Portman Road Stadı’nın girişinde heykeli o futbol sevdalısının anısına. 2012 senesinde stadın güney tribününe onun adını vermiş Ipswich Town, Independent gazetesi tarihin en iyi 10 hocası arasında onu göstermiş.

Bir dünya kupasında daha umutları gelecek zamanlara kaldı İngiltere’nin ve tarihte sadece bir İngiliz, milli takımın başında Dünya Kupası’nı kaldırabildi. Ondan sonra gelen 17 teknik direktör onun başarısını tekrarlayamadı. Her futbol adamı gibi seveni kadar sevmeyenin de olduğunu hatırlatalım. Futbol tarihçisi Frank McLynn, “Şöhreti sadece hak etmeden kazandığı bir kupaya dayanan aşırı otoriter, sıkıcı bir futbol adamı” olarak tanımlar Ramsey’i. Ne diyelim, tarih en büyük yargıçtır ve futbol aleminde kazanan haklıdır.

Ziya Adnan
17 Temmuz 2018