Premier Lig Seyir Defteri | Patrick Vieira’nın dönüşü

Uzaklardan…

Ekim ayının ortalarında pazartesi akşamı maçı. Arsenal taraftarlarının önünde yeni takımını eski takımına karşı çıkaracak Patrick Vieira, kaptanın dönüşü. 90’lara yetişmiş Ada futbolunun meraklıları hatırlar, jenerasyonunun en iyilerindendi Senegalli orta saha, 1994’te Cannes’te başlamış, sonrasında AC Milan’da forma şansı bulamayınca 1996’da 3,5 milyon Sterlin karşılığında Arsene Wenger’in takımına transfer olmuş, takımda kaldığı dokuz sezonda üç lig şampiyonluğu yaşamıştı. Wenger’in en iyi transferiydi, 1999’dan 2004’e kadar 279 maçta sahaya çıktı, altı yıl üst üste Premier Lig’de sezonun takımına seçildi. İki ceza sahası arasında mekik dokur, bitmeyen enerjisi, sertliğiyle göze batardı. Güçlüydü, fiziksel ve atletik özelliklerinin yanında azimli, agresif futbolcuydu, liderdi, oyunu iyi okurdu. Rakip atakları kırdığı anda takımının atağa kalkmasında başrolü oynardı. Gözüpekti, bir seferinde Old Trafford’ın tünelinde Manchester United’ın sert kaptanı Roy Keane’e tek dalmışlığı bile var. Kırmızı Şeytanlar’ın efsane kalecisi Schmeicel şöyle demişti: “Ona karşı oynamayı dört gözle beklerdim, çünkü takım olarak çıtayı yükseltmek zorunda olduğumuzu bilirdik. O dönem Arsenal harika takımdı ama o olmadan yüzde 25 daha zayıf olacaklarına kesinlikle inanırdım.” Naçizane görüşüm, Arsenal geçen zaman içinde onun yerini dolduramadı, onun gibisi gelmedi. Maç günleri adına yazılmış tezahüratlar yankılanır Emirates semalarında, Arsenal kulüp tarihinin en iyileri listesinde 5. sırayı aldığını hatırlatalım…

Patrick Vieira’nın takımı 4-3-3 dizilişinde, ileri uçta Ayew, Benteke, Edouard üçlüsü. Rahatsızlığı nedeniyle takımda yerini alamıyor takımın parlayanı Zaha, onun olmadığı son 23 maçın sadece üçünü kazanmış olmaları kayda değer. Ev sahibi, rakibe karşı son sekiz maçın sadece birini kaybetti, dört maçta sahadan galip ayrıldı. Crystal Palace’ın Arsenal karşısında karnesi zayıf, son 42 lig maçının sadece dördünde sahadan üç puanla ayrılmışlar. Arsenal son dört maçın üçünde kalesinde gol görmedi ve 10 puan topladı. Ayrıca pazartesiler uğurlu geliyor takıma, evlerine oynadıkları son yedi pazartesi akşamı maçında 15 gol bulurken kalelerinde sadece iki gol gördüler. Arsenal 4-2-3-1 dizilişine, golcüleri Aubameyang’ın arkasında Pepe, Smith-Rowe, Saka üçlüsü…

İlk bölümde 3. bölgede pres yerine rakibi orta sahada karşılıyor Palace, henüz 2. dakikada geriden çıkarken kaptırıyor Arsenal savunmasının ortasında White ama ağır kalıyor Benteke. İlk korneri 6’da kazanıyor Arsenal, pozisyonun devamında Pepe’nin uzak köşeye giden vuruşunu uzanarak çıkartıyor Palace kalesinde Guaita, Aubameyang dönen topu ağlara gönderiyor. Üç dakika uzatılan devrenin son pozisyonunda Gallagher’ın vuruşunu köşeden çıkartıyor Ramsdale, Arsenal devreyi tek golle önde kapatıyor.

2. devreye Saka’nın yerine Lokongo’yu alarak başlıyor ev sahibi, 47’de Partey’nin uzaklardan vuruşuyla gole yaklaşıyorlar. 49’da savunmadan çıkarken Tomiyasu, Partey topu kaptırıyor Arsenal, Benteke kaçırmıyor ve Crystal Palace hak ettiği golü buluyor, 1-1. 70’te öne geçiyor misafir takım, Lokongo’nun kaybettiği topta az adamla yakalanıyor Arsenal savunması, Edouard kaçırmıyor, 1-2. Lacazette’in oyuna girişiyle topa daha çok sahip Arsenal ama çıkarken kaptırdıkları toplar takımın belirgin zaafı. Arsenal. Ve maç bitti derken, uzatmanın son dakikasında golü buluyorlar, Pepe’nin ortasında rakip savunmanın uzaklaştıramadığı topu sert vuruşla ağlara gönderen Lacazette puanı kapıyor. Alan savunmasını iyi yapan, daha agresif oynayan, kaptığı toplarda çabuk çıkan Palace son anda yediği golle iki puanı bırakırken kenarda kaçan galibiyete hayıflanıyor Vieira. Arsenal bu sonuçla 12. sıraya yerleşirken futbol olarak ilk dördün çok gerisinde olduğu aşikâr. Maç sonu basın toplantısında Vieira son saniye golüyle yıkıldıklarını ancak takımının oyunundan memnun olduğunu, zor deplasmanda takımının karakter ortaya koyduğunu dile getiriyor

Ziya Adnan

22 Ekim 2021

Premier Lig Seyir Defteri | Başka havalar gerek!

Uzaklardan…

2000 senesinden beri 24 teknik direktörle çalıştı Watford FC; Londra’nın 30 kilometre kuzeybatısında Hertfordshire bölgesinin 90 bin nüfuslu kasabasının sarı siyahı, nam-ı diğer ‘Hornets’ (Eşek arıları). Milli maç arasından sonra evlerinde oynadıkları Liverpool maçı vesilesiyle Ozan Tufan’ın takımına naçizane bir bakış…

Son yirmi yılda üç sezonda Premier Lig’den düşmenin acısını yaşadılar; 2014-15 sezonunda Bournemouth ile Premier Lig’e yükseldiler, elitlerin liginde beş sezondan sonra 2019-20 sezonunun sonunda düştüler. Bir sezon aradan sonra birlikte düştükleri Norwich City ile döndüler bıraktıkları yere. Chelsea’den sonra ligin en kalabalık kadrosuna (35) sahip takımın toplam değeri 124,3 milyon Sterlin, Burnley ve Norwich City’den sonra ligin en mütevazı takımı. 24 futbolcusu İngiltere dışında dünyaya gelmiş. Sezona Xisco Munoz ile başlayan takım ilk 7 maçta iki galibiyetle 15. sıraya düştüğü zamanlarda takımın başına iki yıllık sözleşmeyle Claudio Ranieri’yi getirdi. 2015-16 sezonunda küçük şehrin büyük takımı Leicester City”nin 137 senelik tarihinde kazandığı yegâne şampiyonluğun mimarına selam çakalım bu vesileyle. 20 Ekim 1951 doğumlu, ilk kez 1973-74 sezonunda çocukluk yıllarında sevdalandığı AS Roma takımında sahaya çıkmış. 1986’da bırakmış futbolu. İlk hocalık deneyimi amatör kümelerde. 1987’de alt liglerde Puteolana takımında başlayan, kariyerinde 22 takım çalıştırdı. Fulham macerasına da değinelim yeri gelmişken, Kasım 2018’de Slavisa Jokanovic’in yerine gelmişti. 2019 Şubat ayında, 17 maçta sadece üç galibiyetle görevi Scott Parker’a devretti. Hikâyenin ilginç yanı, Chelsea’nin başındayken Jokanovic, Ranieri’nin ilk transferiydi ve Parker onun son transferi olmuştu. Futbol alemindeki ‘Tinkerman’ (tamirci) lakabı 2000-04 arasında çalıştırdığı Chelsea günlerinden miras, takımın kadrosu ve dizilişiyle sürekli oynadığı için gazeteciler takmış lakabını…

Maça dönersek, iki takım 2020 Şubat ayından sonra ilk kez karşılaşıyor. O maçı 3-0 kazanan Watford Liverpool’un 44 maçlık yenilmezlik serisine son vermişti. Watford savunmada sıkıntılı, Premier Lig’de oynadıkları son 17 maçta kalelerini gole kapatamadılar. Diğer yanda Liverpool geçen sezonla birlikte son 17 maçta yenilmedi, dört profesyonel ligde en uzun yenilmezlik serisi…

Yağmur ve kasvetle başlayan, sonrasında açan serin Londra gününde öğle saatlerinde başlayan maçta Watford 4-4-1-1 dizilişinde, ileri uçta Dennis’in arkasında Suarez, kanatlarda Sarr ve Masina. Ozan Tufan 18 numaralı formasıyla yedek kulübesinde. Liverpool 4-3-3 dizilişinde, Salah, Firmino, Mane’nin arkasında Milner, Henderson Keita üçlüsü. İlk bölümde sağda Salah ile gole yaklaşıyorlar, 2. dakikada Van Dijk’in savunma arkasına uzun pasında vuruşu rakip savunmadan kornere çıkıyor. Tempoyu ayarlayan, oyunu rakip sahaya yıkan misafir takım, Watford rakibi orta sahada kabul ediyor. 8. dakikada öne geçiyor Liverpool, sağda Salah, rakip savunmanın solunda Rose’u kolay geçiyor, ceza sahasına yerden kestiği pası sol köşeye bırakıyor Mane, Watford kalesinde Foster çaresiz. 25’ten sonra rakip sahada daha kalabalık Watford ama golü Liverpool buluyor. Keita, Milner paslaşmasının devamında yakın mesafeden skoru 2-0’a taşıyor Firmino, asist Milner.

2. devreye orta sahanın solunda Masina’nın yerine Cleverley’i alarak başlıyor Watford. 49’da Salah’ın ceza sahasında plasesini köşeden çıkartıyor Foster ama üç dakika sonra gelen gole engel olamıyor. Robertson’un ceza sahasının solunda pasına rakip savunmada Catchart müdahale ediyor, köşeye giden topu uzanarak çıkartıyor Foster, dönen topu tamamlayan Firmino, 3-0. 79’da ilk kornerini kazanıyor Watford, sevdalıları gol atmış kadar seviniyor, futbolun içinde kazanılan kornere sevinmek de var. Son bölümde mücadeleyi artıyorlar, 84’te Sarr’ın köşeye giden vuruşunu enfes çıkartıyor Liverpool kalesinde Kelleher. Watford adına sorulması gereken mücadele etmek için neden 80 dakika bekledikleri. 90’da Liverpool beşi bulurken hat-trick yapıyor Firmino, oyuna sonradan giren Williams’ın asistini yakın mesafeden gole çeviriyor. Velhasıl topa yüzde 77 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi 18 kez yokladığı maçı beş farkla kazanıyor Liverpool. Watford’a gelince, “Başka havalar getir bana. İçinde biraz bahar olsun, biraz sen, biraz da cumartesi” der dizelerinde Turgut Uyar. Sanırım lige tutunabilmeleri için onlara başka havalar gerek…

Ziya Adnan

19 Ekim 2021

Stevenage FC | Endüstriyel futbolun uzağında

Uzaklardan…

1976’da kurulmuş Stevenage FC; Londra’nın 45 kilometre kuzeyinde, 87 bin nüfusa sahip kasabanın takımı. Ülke tarihinde kasaba statüsünü kazanmış ilk yerleşim birimi, 1900’lü senelerin başında nüfusu 1.400 iken zaman içinde büyük artış göstermiş. İş merkezi Londra’ya yakınlığı, günümüzde şehrin banliyölerinden biri haline gelmiş olması kasabayı cazip kılan faktörler. Kasabanın yıllar boyunca en tuhaf turistik cazibe merkezi bakkal Henry Trigg’in tabutu, her ne kadar konumuz futbol olsa da hikâyesini anlatalım kalemimiz yettiğince. Vasiyetinde, cesedini hırsızlardan korumak için tabutunun ahırının kirişlerine yerleştirilmesini istediğini yazmış. 1724’te öldüğünde büyüğe saygı âdettendir diyerek vasiyeti yerine getirmişler ve zaman içinde tabutun bulunduğu ahır alışılmadık bir turistik cazibe merkezi haline gelmiş. 20. yüzyılın başlarında kemiklerinin çalınmasına rağmen ilgiyi korumuş, şimdilerde ahırın yerinde yer alan diş hekimi kliniği geçen zamanların göstergesi…

Kasabanın takımına dönersek, 1995-96 sezonunda profesyonel liglere terfi hakkını kazanmalarına rağmen statlarının profesyonel lig standartlarında olmayışı nedeniyle liglere alınmadılar. 2010 senesi profesyonel liglerde ilk kez boy gösterdikleri zamanlar. Ligdeki ilk sezonlarında play-off’lar yoluyla Ada futbolunun üçüncü kademesi olan 1. Lige terfi ettiler. Kulüp, 2011-12 sezonunu League One’da altıncı sırada bitirerek tarihindeki en iyi derecesini elde etti. Ancak devamı gelmedi, 2009’dan 2012’ye kadar kulübün başarısına rehberlik eden topçuların ayrılığı takımı olumsuz etkiledi ve 2013-14 sezonunun sonunda 2. Lige düştüler. Bu yazının yazıldığı zamanlarda 24 takımlı League Two’da 12 puanla 17. sıradalar. 23 kişilik kadronun toplam değeri 1,5 milyon sterlin, 7 futbolcusu İngiltere dışında dünyaya gelmiş. Mabetleri Lamex Stadı 7.800 kapasiteli, 1961’den beri takıma ev sahipliği yapıyor. Bu sezon evlerinde oynadıkları 5 maçta 2.919 taraftar ortalaması yakaladılar.

***

Premier Lig’in nicedir başarıya hasret takımı Newcastle United’ın 352 milyon euro karşılığında Suudi Arabistan Veliaht Prensi Mohammed bin Selman’ın başkanı olduğu Suudi Arabistan destekli bir konsorsiyuma satıldığı zamanlarda Stevenage Town evinde play-off potasındaki Exeter City karşısında. Ne diyelim, kimi endüstriyel futbolun gölgesinde, parayla gelecek başarının peşinde, kimi gözlerden ırak, alt liglerin sessizliğinde. Misafir Exeter City’e de selam çakalım yeri gelmişken, güneybatının Devon bölgesinde, adını 130 bin nüfuslu şehrinden alan kırmızı beyazı, namı-diğer ‘Grecians’ (Yunanlılar). Ada futbolunda Brezilya Milli Takımıyla karşılaşan ilk takım olmaları, 1901’den beri maçlarını St. James Stadında oynamaları tarihe düşen notlar…

Ev sahibi 4-4-2 dizilişinde, ileri uçta List, Reid ikilisi. Takımın en değerli topçusu 5 numaralı stoperleri, Cuthbert, 34 yaşında Celtic alt yapısından yetişmiş. Misafir Exeter City 3-4-1-2 dizilişinde, ileri uçta Brown, Nombe ikilisinin arkasında oyun kurucuları 7 numaralı Jay. İki takımın da zaman ve alan yaratamadığı ilk bölümde savunmadan uzun toplarla çıkıyorlar, ilk gol denemesi 5. dakikada gökyüzü mavisi misafir takımdan, Jay’in pasında Nombe’nin vuruşu isabetsiz. Sol kanadı ilk kez verimli kullandıkları 10. dakikada öne geçiyorlar, rakip savunmanın az adamla dengesiz yakalandığı pozisyonda Nombe topu uzak köşeye bırakıyor. Geriye düştükten sonra savunmayla hücum arasında bocalıyor Stevenage, topu kanatlara taşıdıkları anlarda rakip ceza sahasında çoğalamamaları önemli zaafları. Exeter City’nin daha ofansif göründüğü dakikalarda golü bulan ev sahibi oluyor, 23’te Andrade’nin rakip savunma arkasına enfes pasını yerden ağlara bırakıyor List, skora eşitlik geliyor. Golün getirdiği özgüven ve taraftarının desteğiyle devrenin son bölümünde 3. bölgede daha kalabalık Stevenage, 7 numaralı List göze batan oyuncuları. İki takımın da golü düşündüğü, Stevenage’in topa yüzde 53 oranında sahip olduğu devre karşılıklı gollerle kapanıyor.

2. devreye istekli başlıyor Exeter City, 49’da yeniden öne geçiyorlar. Key’nin sağdan ortasında yakın direkte kafayla bitiren Jay, pozisyonda Stevenage kalesinde Anang yakın direkte açıyı kapatamıyor. Golden sonra merkezden ataklarını sıklaştırıyor misafir takım, 54’te geliştirdikleri pozisyonda Dieng’in vuruşunda direkler gole izin vermiyor. İlk golde olduğu gibi Exeter City’nin farkı artırması beklenirken golü bulan Stevenage oluyor, 59’da rakip ceza sahasının solundan uzak köşeyi görüyor List, skora yeniden eşitlik geliyor. 60’tan sonra topa daha çok sahip Exeter City, rakip savunmayı solda 2 numaralı Caprice ile zorluyorlar. 70’ten sonra kontraya dönüyor ev sahibi, rakibi ilerde karşılamak yerine geride bekliyorlar. 72’de 9 numaralı Norris, Reid’in yerine sahada. Son bölümde iki takım da ofansif, 78’de Andrade’nin vuruşuyla gole yaklaşıyor Stevenage. Velhasıl izlemesi keyifli, tempolu, gollü maçta iki takım puanları paylaşırken Stevanage 16. sıraya yerleşiyor. Ne diyelim, benim gibi endüstriyel futboldan sıdkı sıyrılmışlara alt liglerin organik futbolu o güzel oyunun özünü hatırlatma niyetine…

Ziya Adnan

12 Ekim 2021

Premier Lig Seyir Defteri | Tottenham Hotspur, ekim ile gelen galibiyet

Uzaklardan…

Son lig maçında ezeli rakibine mağlup olan, sezona üç galibiyetle başlayıp sonrasında üç maçta kalesinde gördüğü dokuz golle sıfır çeken Tottenham Hotspur’de işler iyi gitmiyor. Evlerinde oynadıkları Aston Villa maçı vesilesiyle Kuzey Londra’nın beyazlı takımının hal ve gidişine naçizane bir bakış…

Tottenham Hotspur’de uzun zamandır çalışan emekçiler adına bardağı taşıran son damla 2020 martında, halka açık duyurudan sadece 30 dakika önce, yüzde 20 maaş kesintisini bildiren bir e-posta düştüğünde gelmişti. Tıpkı sevilmeyen komşu Arsenal gibi, vasat topçulara milyonlar ödeyen bir kulübün zor zamanda tasarrufu emekçiden yapmak istemesini anlamak zor. Tepkiler üzerine Tottenham yönetimi kararından döndü ama ok yaydan çıkmış, güven sarsılmıştı. Kulübün milyarder sahibi Joe Lewis’ten kişisel servetinden kulübe korona virüs pandemisine yardım etmesini istemek yerine, küresel bir pandemi sırasında büyük kişisel belirsizliğin olduğu zamanlarda devlet parasını almaya ve çalışanlarından finansal fedakârlık yapmalarını istemeye hazır bir yönetim anlayışı kötü yönetilmenin emaresiydi görmesini bilenlere. Güven sarsılmıştı bir kere, yaprak dökümü sahada ve saha dışında başladı. Ayrılanlardan biriydi Simon Felstein, 15 yıldır kulübün medya sorumlusuydu, Tottenham maçlarının müdavimi gazetecilere medya ilişkilerinde her türlü desteği sağlar, yüzü hep gülerdi. Ada futbolunda İlk akreditasyonumu aldığım zamanlarda bir Arsenal maçı öncesi medya bölümünde yer kalmayınca koltuğunu bana verecek kadar büyük gönüllü, yardımseverdi. Yakın geçmişte medya ekibinin iki kilit üyesiyle birlikte ayrıldı kulüpten. Yeri dolar mı zaman gösterir. Bu vesileyle kulübün pazarlama direktörü Emma Taylor ve ticari direktörü Victoria Hawksley’nin ayrıldıklarını, on yıldan fazla Tottenham için hukuk danışmanı olarak çalışan Selwyn Tash artık kulüple çalışmadığını hatırlatalım…


Sahaya gelince, naçizane görüşüm, düşüş Mauricio Pochettino ve teknik ekibinin ayrılışıyla başlamıştı, ah Pochettino mahallenin en güzel abisi! Futbolun içinde kulübünü tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi finaline taşımış bir hocanın o finalden beş ay sonra kovulması da var. Kulüp başkanı Levy 2000’den beri koltuğunda, o zamandan beri kulübün kapısından 17 teknik adam geldi geçti, en son şampiyonluğunu 1961’de yaşayan kulüp adına bekleyiş sürüyor. Bu vesileyle Spurs’den ayrıldıktan sonra ikisi de lig şampiyonluğu yaşayan Christian Eriksen ve Kieran Trippier’i de unutmayalım…

***

Londra’da sonbahar güneşinin ısıttığı ekim ayının ilk pazar günü Tottenham evinde Aston Villa karşısında. 4-3-3 dizilişinde başlıyorlar maça, ileri uçta Moura, Kane, Son üçlüsü, arkalarında Hojbjerg, Skipp, Ndombele. Misafir Aston Villa son lig maçında Manchester United deplasmanından üç puan çıkardı ama Tottenham karşısında şansı tutmuyor. Son 12 lig maçının 10’unda sahadan puansız ayrıldılar. 3-5-2 dizilişinde, ileri uçta Watkins, İngs ikilisi, beşli orta sahanın merkezinde McGinn, Luiz, Ramsey üçlüsü. Maça istekli başlıyorlar, rakibin 3. bölgedeki baskısı karşısında geriden oyun kurmakta zorlanıyor Tottenham. Sağ kanatta Cash, Konsa ikilisiyle pozisyon yaratmaya çalışıyor Villa, ilk 15 dakikada iki takımın da rakip kaleyi bulan vuruşu bulunmuyor.

Sonrasında Son ve Moura’nın hareketlenmesiyle oyunda dengeyi sağlıyor Tottenham, 18’de Moura’nın ceza sahası içinde pasında Son’un vuruşunda top savunmadan dönüyor. Üç dakika sonra Son’un başlattığı atakta Kane’nin gol denemesi isabetsiz. 27’de öne geçiyorlar, Son’un pasında ceza yayının üzerinden sağ köşeyi buluyor Hojbjerg, pozisyonda Villa savunması dengesiz yakalanıyor. Rakibin çabuk oyuncuları karşısında geçiş oyununda zorlanıyor Villa, topu kazandıkları anlarda hücum pozisyonuna süratle geçme niyetindeler ama kaptırdıkları toplar Son, Moura, Kane gibi çabuk ayaklarda tehlikeye dönüşüyor. Topu kenarlara taşındıkları anlarda çizgiye inmeyi denemek yerine geriye dönmeleri pozisyon üretimini kısıtlıyor. 38’de duran top organizasyonunda Targett’in yakın mesafeden vuruş yapmasına izinin vermiyor Tottenham savunmasında Royal. Devrenin bitimine yakın arka arkaya kornerler kullanıyor Villa, 42’de McGinn’in volesiyle gole yaklaşıyorlar. Tottenham’ın topa yüzde 63 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi altı kez yokladığı devre ev sahibi takımın üstünlüğüyle kapanıyor.

2. devrede takımlar aynı kadrolarla sahada. 56’da Villa atağında Targett’in sol çaprazdan gollük vuruşu rakip savunmada Reguilon’dan dönüyor, Tottenham adına şans anı. 53’te Moura’nın çizgiye inip kestiği ortasında Son’un volesi az farkla dışarda. 60’ta ikinci gole yaklaşıyorlar, savunma arkasına atılan pasta Son’un çaprazdan vuruşunu köşeden çıkartıyor Villa kalesinde Martinez, Villa savunması açıklar veriyor. Beraberlik adına kenar ortaları ve taç atışlarında topu direk rakip ceza sahasına yollayarak fırsat yaratmaya çalışan Villa aradığı golü 68’de buluyor, soldan Ings’in ceza sahasına kestiği topu köşeden ağlara gönderiyor Watkins. Golden sonra Villa’da Buendía Ramsey’nin yerine sahada. Uzun sürmüyor sevinçleri, 72’de Son’un soldan ceza sahasına taşıdığı topu uzak direkte bitiriyor Moura, Tottenham yeniden öne geçiyor. Son bölümde tempo yükselirken Villa beraberlik için yükleniyor rakip kaleye, 78’de Buandia’nın plasesi Tottenham kalecisi Lloris’de kalıyor. 87’de Kane’nin vuruşunu çizgide çıkartıyor Villa savunması, beş dakika uzatılan maçta gol olmayınca Tottenham 53.076 taraftarın önünde sahadan 2-1 galip ayrılıp puan cetvelinde 12 puanla 8. sıraya yükseliyor. Maçın adamı Son Heung-Min.

Ziya Adnan

7 Ekim 2021

Championship Günlükleri | QPR haydi uyan!

Uzaklardan…

Bir eylülü daha geride bıraktığımız zamanlarda, 24 takımlı Championship’te ligin en değerli kadrolarına sahip üç takım ilk dört içinde. Oynadığı 11 maçta 22 puan toplayan West Bromwich Albion zirvede, aynı puan ve bir maç eksikle Bournemouth liderin takipçisi. Hafta içinde evinde Swansea City’den üç puanı kapan, sonrasında Coventry City deplasmanında dağılan Fulham 4. sırada. Şaşırtıcı olan geçen sezon ligi 16. bitiren Coventry City’nin yükselişi, liderle aynı puanda Maviler, son maçta Fulham karşısında dört gol buldular. 1992-93 sezonunda perdelerini açan Premier Lig’in kurucu kulüplerinden, 1967-2001 arasında ülke futbolunun demirbaşıydı mavi beyazlılar, sonrası geçmişe ağıt yaktıkları zamanlar…


Onlar gibi geçmişi özleyen QPR, Batı Londra’da Shepherd’s Bush mahallesinin mavi beyazlıları, ah QPR! Premier Lig’in ilk sezonunda ligi Liverpool’un üstünde, 5. sırada bitirdiler, elitler liginde yer aldıkları ilk üç sezonda zirveyi zorladılar ama sonrası hazin. 1995-96 sezonunda Championship’e düştüler, 2000’lerin başında 3. Lig’i gördüler. 2011’de 15 sene ayrı kaldıkları Premier Lig’e döndüler ama tutunamadılar. 2013-2014 sezonunda play-off maçları sonunda tekrar döndüler, lakin bir sezon dayanabildiler. Championship’te iyi başlamadıkları 2020-21 sezonunun ikinci yarısında toparlanarak ligi 9. sırada bitirdiler. 2000’den beri 31 teknik adamla çalıştılar, 2019’dan beri takımın başında 59 yaşındaki Mark Warburton var. Yeni sezonda 24 kişilik kadronun değeri 30,9 milyon sterlin, 15 futbolcusu İngiltere dışında dünyaya gelmiş…

Ekim ayının ilk cumartesi günü ligde 8. sıradaki QPR evinde Preston North End karşısında. Onlara da selam çakalım, İngiltere’nin kuzeybatısında Ribble nehrinin kıyısına kurulmuş, 2002’de şehir statüsünü almış 123 bin nüfuslu tarihi şehrin takımı, nam-ı diğer ‘The Lilywhites’ (Beyaz Zambaklar). Ev sahibi 3-4-1-2 dizilişinde, ileri uçta Dykes ve Gray’in arkasında oyun kurucuları Chair. Ligde 17. sıradaki Preston aynı dizilişte, ileri uçta Jakobsen, Maguire’ın arkasında oyun kurucuları Johnson. Çiseleyen yağmur altında ilk bölümde çok top kaybı yapıyor iki takım, geriden pasla çıkıp orta sahayı kontrol etmeye çalışan QPR, sol kanatta Odubajo çabukluğuyla göze batanlardan. İlk gol denemesi 10. dakikada, sağdan Willock’un ortaladığı topa ceza sahası içinde Charir’in vuruşu rakip savunmadan dönüyor. Sonrasında baskıyı kuruyorlar ama ilk 15 dakikada topa yüzde 70 oranında sahip olmalarına rağmen pozisyon üretemiyor mavi beyazlılar. 17’de beklenen gol geliyor, rakip savunmanın eksik yakalandığı pozisyonda Dykes sağda Gray’i görüyor, onun ceza sahasına yerden pasını uzak köşeye bırakan yine Dyke oluyor, pozisyonda ilk vuruşunda savunmadan dönen topta fırsatçılığı kayda değer. Rakibin set oyununa karşı geniş alanları iyi kullanıyor ev sahibi, Preston geçiş oyununda aceleci ama aradığı fırsat 27’de geliyor. Savunma arkasına Maguire’ın pasında Jakobsen QPR kalecisi Dieng’in yanından topu ağlara yolluyor, 1-1. Golden sonra orta saha direnci artıyor misafir takımın, oyuna 25’te giren 8 numaraları Browne ataklara yöne veren oyuncuları. QPR’ın topa yüzde 60 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi sekiz kez yokladığı devre karşılıklı gollerle kapanıyor.

2. devreye golle başlıyor Preston, QPR savunmasının müdahale etmekte geç kaldığı topta ilk golün pasını veren Maguire çizgiye inip sağdan ceza sahasına kesiyor, Earl’e yakın mesafeden sadece dokunmak kalıyor. Golün şokunu atlattıktan sonra beraberlik için yükleniyor QPR, topu 3. bölgeye taşıdıkları anlarda bitirici oyuncularının olmayışı göze batan zaafları. 54’te Chair’in pasında Ball’ın ceza sahası dışından vuruşu Preston kalecisi İversen’da kalıyor. Rakibin kopuk baskısına karşı savunmadan pasla ve etkili çıkıyor misafir takım, önde olmanın verdiği özgüvenle 3. bölgede çabuk çoğalıyorlar. 64’te Lindsay’nin kafa vuruşuyla gole yaklaşıyorlar, duran toplarda alan-adam markajı arasında bocalıyor QPR savunması. 69’da QPR’da ileri uçta Gray yerini Austin’e bırakıyor. Preston’un daha üretken olduğu anlarda golü bulan QPR oluyor, 71’de duran top organizasyonunda savunmadan çıkan Dunne yakın mesafeden kaçırmıyor. Beraberlik golü ateşliyor tribünleri, baskıyı artırıyorlar, 74’te takımın en iyisi Chair ceza sahası içinde rakip savunmanın topa uzak kaldığı pozisyonda yerden uzak köşeye sert vuruyor, skor 3-2’ye geliyor. 23 yaşındaki Faslı takımın göze batanı, Belçika’da dünyaya gelmiş, Fas Milli Takımında forma giyiyor. Kalan dakikalarda başka gol olmayınca üç puanı üç golle kapan QPR, Fulham’ın iki puan arkasında 6. sıraya yerleşiyor. Milli maç arasından sonra Craven Cottage’da karşılaşacak iki takım, izleme fırsatı bulan Batı Londra derbisini kaçırmasın. QPR’a gelince, “Hadi uyan, aydınlığa çık da çil gözlerin ışısın, ilkyazlar sıcağı biriksin yüreğine, yoksul olsan da uyan” der Metin Eloğu dizelerinde. Ondan alıntıyla, haydi uyan diyorum mavi beyazlılara, dönsünler artık bıraktıkları yere…

Ziya Adnan

5 ekim 2021

Crystal Palace-Brighton: Acı kahve, acı rekabet…

Uzaklardan…

Küme düşme korkusu yaşadığı 2020-21 sezonunu düşme potasının iki basamak üzerinde, 16. sırada bitirdi Brighton & Hove Albion, ülkenin güneydoğusunda East Sussex bölgesinin 273 bin nüfuslu, çoklarınca ülkenin yaşanılacak en güzel yeri olarak görülen enfes sahil şehrinin mavi beyazlı takımı, namı-diğer “Seagulls” (Martılar)… Yeni sezona fırtına misali başladılar, 5 maçtan çıkardıkları 12 puanla 6. sıradalar. 26 kişilik kadronun yaş ortalaması 25,8 ve toplam değeri 223 milyon sterlin. Eylül ayının son günlerinde, sonbaharın geldiğini hatırlatan serin Londra akşamında ezeli rakibi Crystal Palace karşında sahaya çıkan takımın hal ve gidişine naçizane bir bakış…

Farklı şehirlerin takımları olmalarına rağmen, iki takımın da güneyde yer alması, aralarındaki bağlantıyı sağlayan otoyol nedeniyle Brighton-Crystal Palace rekabeti “M23 derbisi” olarak nam salmış Ada futbolunda. Rekabetin hikâyesi ilginç, Tottenham’da oynadıkları günlerde pek geçinemeyen Terry Venables ve Alan Mullery, 1976’da bir ay arayla arayla 3. takımları Palace ve Brighton’a teknik direktör olarak atanmışlar. İki takım o sezon lig ve kupada beş kez karşılaşmış. Fanatik bir Palace taraftarının Mullery’nin üzerine bir fincan kahve fırlattığı dördüncü karşılaşmadan sonra iki takım arasında ipler gerilmiş. Brighton’un hocası cebinden bir avuç bozuk para çıkarmış ve “Değerin bu kadar, Crystal Palace!” diye bağırmış. Sonrasında polis eşliğinde stattan ayrılan hocaya, futbolun marka değerini zedelediği için 100 Sterlin para ceza cezası vermiş futbol federasyonu. Velhasıl 60 kilometre uzakta bulunan iki kulüp arasındaki acı rekabete havada uçuşan bir fincan kahve, madeni paralar ve rakibi küçümseme vesile olmuş. Her kahvenin 40 yıllık hatırı olmuyor anlayacağınız…

Misafir Brighton 3-4-1-2 dizilişinde başlıyor maça, ileri uçta Welbeck, Maupay ikilisin arkasında oyun kurucuları Trossard. Ev sahibi Crystal Palace beş maçta bir galibiyet, iki beraberlikle beş puanda, evlerinde oynadıkları iki maçta mağlup olmadılar. 4-3-3 dizilişinde başlıyorlar maça, ileri uçta Ayew, Edouard, Zaha üçlüsü. Ateşli taraftarının desteğiyle maça iştahlı başlıyorlar, sol kanatta Zaha gole yakın silahları. 8. dakikada, ilk tehlikeli pozisyonda Chelsea’den kiralik Conor Gallagher’in çaprazdan vuruşu rakip savunmadan dönüyor. İlk bolümde tüm baskısına rağmen net gol fırsatı üretemiyor Palace, Brighton savunmasının ortasında Dunk takımını organize eden oyuncu. Rakibin iştahı karşısında yan ve geri paslarla tempoyu düşürmeye çalışıyor misafir takım, 19’da Palace Edouard’ın vuruşuyla rakip kaleyi yokluyor, top Brighton kalecisi Sanchez’de kalıyor. Ofansif organizasyonlarının çoğunlukla rakip savunmanın sağındaki Weltman uzerine geliştiriyor Palace, ancak hatasız oynuyor 29 yaşındaki Hollandalı savunmacı. 30’dan sonra oyunda dengeyi kuruyor Brighton, ilk tehlikeli ataklarında Gross’un ortasına isabetsiz vuruyor Trossard. 36’da ilk fırsatı yakalıyor Zaha ile rakip kaleyi yokluyor Palace, yerden vuruşunda kaleci Sanchez’i geçemiyor. Topa daha çok sahip olmasına rağmen ileri uçta Edouard çok yalnız ev sahibi takımda. Devrenin bitimine yakın takımın göze batanı Callagher’ın ceza sahasında düşürülmesiyle penaltı kazanıyorlar, Zaha takımını öne geçirirken karara uzun süre itiraz ediyor Brighton’lu futbolcular. Palace topa yüzde 57 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi 7 kez yokladığı devreyi tek golle önde kapatıyor.

2. devreye değişlikle başlıyor Brighton, savunmanın solunda Burn yerini Alzate’ye bırakıyor. 51’de duran top organizasyonunda savunmadan gelen Dunk’un kafa vuruşuyla beraberliğe yaklaşıyor Brighton, Palace kalesinde Guaita topu kornere çeliyor. 55’ten sonra beraberlik adına ileri uçta daha kalabalık misafir takım ama Crystal Palace’ın sahanın her yerindeki baskısı, yüksek enerjisi karşısında pozisyon üretemiyorlar. 65’te oyuna sonradan giren Alzate sakatlanıp çıkarken Moder’i sahaya sürüyor hocası Graham Potter. 67’de beraberliğe yaklaşıyor Brighton, Moder, sağdan ceza sahasına kesiyor, Welbeck’den önce savunmada Guehi müdahale ediyor. 71’de iki değişiklik yapıyor Palace’ın hocası Vieira, Edouard ve Milivojevic’in yerlerine Kouyate ve Benteke sahada. 77’de net fırsatı harcıyor Palace, Benteke’nin pasında kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda isabetsiz vuruyor Ayew. Son bölümde beraberlik adına yükleniyor Brighton ama final paslarında etkisizler, ikinci toplarda çok üstün Palace rakibe pozisyon vermiyor. 90’da Gross’un ortasında Duffy’nin kafa vuruşu Palace kalecisi Guaita’da kalıyor. Beş dakika uzatılan maçın kader anı son anda geliyor, Brighton atağında Moder’in savunma arkasına pasını aşırtma vuruşla ağlara gönderen Maupay takımını beraberliğe taşıyor. Velhasıl Brighton’ın pozisyon yaratamadığı için sahadan puansız ayrıldığını yazmaya başlamışken, Ayew’in kaçırdığı net gol ve ıskalaması kaleci Guaita’nın hatası bitişi değiştiriyor. Velhasıl acı derbide karşılıklı gollerle puanlar paylaşılırken maçtan sonra Palace’ın hocası Vieira son saniyede gelen gole çok üzüldüklerini, hayal kırıklığına uğradıklarını dile getiriyor ve devam ediyor: “Ne kadar zor olacağını biliyorduk. Gerçekten iyi bir oyun oynadık, belki topu istediğimiz gibi kullanamadık ama oyunda gelişmelerini engelledik. Tutarlı davrandık ve maçın son vuruşunda bir gol yedik, bu kabul edilmesi zor bir şey.”

Ziya Adnan

2 Ekim 2021

Premier Lig Seyir Defteri | Kuzey Londra: Başarıya hasret kalmışların derbisi

Uzaklardan…

Ada futbolunun en sert derbilerinden, her ne kadar futbol âleminde ‘Kuzey Londra’ derbisi olarak bilinse de ilk oynandığı senelerde şehrin güney ve kuzey yakalarındaki iki takımın rekabetiymiş. 1887’nin kasım ayında ilk kez karşılaştıklarında, Güney Londra’nın Plumbstead semtinde ‘Royal Arsenal’ adıyla bilinirmiş kırmızı beyazlı Arsenal, sonraları taşınmış kuzeye. İkisi de nicedir başarıya hasret… Tottenham Hotspur en son şampiyonluğunu hayatın siyah beyaz olduğu, insanoğlunun henüz aya ayak basmadığı zamanlarda, 1960-61 sezonunda kazanmış, sonrası hep ummak ve beklemekle geçen zamanlar, 1977’de küme düşmüşlükleri bile var. Eylülün son pazar günü Emirates Stadı’nda karşılaşan iki takımın hal ve gidişine o maç vesilesiyle naçizane bir bakış…

En son şampiyonluğunu 2003-04 sezonunda Wenger döneminde yaşadı Arsenal, sonrası eylül gibi hüzünlü. 2021-22 sezonunun ilk üç maçında kalelerinde dokuz gol görürken puan çıkartamadılar, sonra toparlandılar, evlerinde Norwich City ve deplasmanda Burnley karşısında sahadan üç puanla ayrıldılar. Tottenham ise sezona üç galibiyetle başladı, üstelik kaptanları golcüleri Kane’nin takımdan uzak kaldığı zamanlarda. Sonrasında Crystal Palace ve Chelsea karşısında dağıldılar, kalelerinde 6 gol görürken bekleyişin süreceğini sinyalini verdiler. Misafir takım Arsenal’e karşı oynadığı son 28 deplasman maçının sadece birini kazandı (11 beraberlik, 16 mağlubiyet), ancak son beş sezonda ligi rakiplerinin üzerinde bitirdiler, sevdalıları için bir teselli niyetine…

Ev sahibi Arsenal 4-2-3-1 dizilişinde, golcüleri Aubameyang’ın arkasında Saka, Odegaard, Smith-Rowe üçlüsü. Misafir Tottenham 4-3-3 dizilişinde, ileri uçta Moura, Kane, Son üçlüsü. Arsenal savunmasının sağında Tomiyasu’nun Tottenham’ın önemli hücum silahı Son ile mücadelesi iki Asyalıyı karşı karşıya getirecek. İki takım birbirini yoklayan boksörler misali temkinli başlıyor, 3. bölgede Odegaard ve Aubameyang’ın baskısı karşısında oyunu geriden kurmakta zorlanıyor misafir takım. 12’de öne geçiyor Arsenal, Saka’nın sağdan ceza sahasına kestiği topu yerden vuruşla ağlara gönderiyor Smith-Rowe, pozisyonda Tottenham savunmasının adam paylaşımı hocaları Nuno-Espirito’yu düşündürmüştür. 27’de fark ikiye çıkıyor, Tottenham savunmasının az adamla yakalandığı pozisyonda Aubameyang pozisyonu başlatan ve bitiren isim oluyor, Smith-Rowe’un sol kanattan ceza sahasına kestiği topu uzak köşeye göndererek takımını 2-0’a taşıyor 14 numara. İlk golde olduğu gibi adam paylaşımı ve kademede yetersiz Tottenham savunmasında. 34’te bu kez Saka çıkıyor sahneye, Kane’nin kaptırdığı topta çabuk çıkıyor Arsenal, Saka ceza sahasına kesiyor, hatasını telafi etmek isteyen Kane’nin müdahalesi sonucu top Saka’nın önünde kalıyor, soluyla uzak köşeyi buluyor 7 numara. Arsenal topa yüzde 59 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi altı kez yokladığı devreyi üç farkla önde kapatıyor.

2. devreye iki değişiklikle çıkıyor Tottenham, Royal ve Skipp, Tanganga ve Alli’nin yerlerine sahada. 78’de farkı ikiye indiriyor Tottenham, Gil’in soldan ortaladığı topu sert vuruşla ağlara gönderen Son. Kalan dakikalarda başka gol olmayınca Arsenal Kuzey Londra derbisini 3-1 kazanıyor. Maçın adamı, yaratıcılığı ve enerjisiyle ilk golün sahibi Smith-Rowe. Bu vesileyle Tottenham’ın, Premier Lig tarihinde 1993-94’te 17. sırada bitiren Everton’dan sonra sezonun ilk üç maçını kazanıp sonraki üç maçını kaybeden ikinci takım olduğunu hatırlatalım. Maçtan sonra Arsenal’in hocası Mikel Arteta, “Bu galibiyet taraftarındır. Desteklerine ihtiyacımız olduğunda oradaydılar. Maça iyi başladık ve kararlıydık. İkinci yarıda yapmamız gerekeni yaptık” diyor.

Ziya Adnan

1 Ekim 2021

Premier Lig Seyir Defteri | Brentford FC; bu sonbahar bir başka…

Uzaklardan…

1998 senesinde 4. Lig’e düştüler, kapanma noktasına geldikleri 90’ların sonunda sevdalıların maç günleri aralarında para toplayıp alt liglerde futbola tutunmaya çalışan takımlarına yardım elini uzattıkları, dara düştükleri zamanları yaşadılar. Sonrasında toparlandılar, 4 sezonda bir üst lige yükselme fırsatını play-off finallerinde kaybettiler. 2020-21 sezonunun sonunda, 74 senelik aradan sonra döndüler ülke futbolunun en üst ligine. Son 5 sezonda sattıkları futbolculardan 120 milyon sterlinin üzerinde kazandılar, 2019-20 sezonunun başında 17.250 kapasiteli yeni mabetlerine taşındılar. Londra’nın batısında, Middlesex bölgesinde, adını kıyısına kurulduğu nehirden alan 30 bin nüfuslu kasabanın sarı siyahlı ‘Arılarının’ evlerinde oynadıkları Liverpool maçı vesilesiyle yükselişine naçizane bir bakış…

“Sonbahar sanattır, diğerleri mevsim” der Cemal Süreya, eylülün son cumartesi gününde Premier Lig’in yeni takımı Brentford evinde ligin dişlisi Liverpool karşısında. Misafir takım Premier Lig’de yükselen takımlara karşı oynadığı son 27 maçın sadece birini kaybetti (22 galibiyet, dört beraberlik), geçen sezon evinde bizim Fulham’a 1-0 yenildiklerini hatırlatalım. Kırmızılar ligde en uzun yenilmezlik serisinde (12 galibiyet, üç beraberlik). 2017’de lig tarihinde arka arkaya 4 deplasman maçında 3 golden fazlasını bularak kırdıkları rekoru bu sezon yenileme hedefindeler. Ev sahibi Brentford’u yazıp golcülerini yazmadan olmaz. Takımın parlayanı Ivan Toney’i 2018 yazında 650 bin sterlin karşılığında 3. Lig takımı Peterborough United’dan transfer ettiler. Geçen sezon 31 golle Championship’in gol rekorunu kırdı 25 yaşındaki golcü, bu sezon bıraktığı yerden devam ediyor, 5 maçta 2 gol 3 asistle takımın en üretken oyuncusu. Ev sahibi Brentford 3-5-2 dizilişinde, ileri uçta Mbeumo, Toney ikilisi. Liverpool 4-3-3 dizilişinde, ileri uçta Salah, Jota, Mane üçlüsü. İlk bölümde topa daha çok sahip misafir takım, Brentford takım halinde savunmada. 8. dakikada Jota’nın savunma arkasına enfes pasında Salah’ın gollük vuruşunu çizgide çıkartıyor Brentford savunmasında Ajer, o pozisyon maça hareket getiriyor. İki takımın da orta sahayı çabuk geçtiği dakikalarda, 12’de Toney’in pasında Mbeumo’nun aşırtma vuruşunda Liverpool kalesinde Alisson’u geçen topu çizgide çıkartıyor Matip, Brentford sevdalıları kaçan gole hayıflanıyor. Tempolu, izlemesi keyifli İlk 15 dakikada iki takımın çabuk oyuncuları fırsatlar yakalıyor, Toney ve Mbeumo ev sahibinin gole yakın oyuncuları. Liverpool orta sahasının sağında Jones, enerjisi, mücadelesiyle sahanın göze batanı, takımın alt yapısından yetişmiş 17 numara. 27’de öne geçiyor Brentford, Canos’un sağdan kullandığı duran topta Toney dokunuyor, uzak direkte Pinnock topu ağlara gönderiyor. Ancak uzun sürmüyor gol sevinçleri, 31’de Brentford savunmasının dengesiz yakalandığı pozisyonda Henderson’un asistinde kafayla yakın mesafeden topu ağlara gönderen Jota. Geçen sezonun başından beri sadece Dominic Calvert-Lewin (8), Christian Benteke (6) ve Edinson Cavani’nin (6), Diogo Jota’dan (5) fazla kafa golü attığını hatırlatalım. 39’da ikinci gole yaklaşıyorlar, Jones’un direkten dönen vuruşunda yakın mesafeden kaleci Raya’yı geçemiyor Jota. Akabinde ev sahibinde sakatlanan Pinnock yerini Zanka’ya bırakıyor. Brenford’un topa yüzde 34 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi 6 kez yokladığı, dişe diş oynadığı devre karşılıklı gollerle kapanıyor.

2. devreye ofansif başlıyor Brentford ama zaafları savunmadan çıkarken kaptırdıkları toplar. 49’da Jota’nın yakın mesafeden vuruşunu köşeden çıkartıyor Raya, Brentford kalecisi savunma hatasını telafi ediyor. Liverpool oyuna genişlik kazandırdığı anlarda sağ kanatta Salah ile tehlikeli, 54’te onun golüyle öne geçiyorlar, Fabionho’nun savunma arkası pasını plaseyle gole çeviriyor 11 numara, Premier Lig’de 100. golü. Geriye düşmesine rağmen oyundan kopmuyor ev sahibi, 63’te beraberliği yakalıyorlar. Jansson’un direkten dönen vuruşunu yakın mesafeden kafayla ağlara gönderen Janelt. Maç şimdi 2-2. 70’te yeniden öne geçiyor misafir takım, rakip ceza sahasının solundan sert vuruyor Jones, Ajer’e çarpan top Raya’nın yanından ağlara gidiyor. Akabinde Jones’un yerine Firmino’yu sahaya sürüyor Klopp, Brentford beraberlik için yükleniyor. Son bölümde yan ve geri paslarla tempoyu düşürüyor Liverpool, Brentford biraz yorgun bu bölümde. 77’de Firmino’nun lokum misali pasında net fırsattan yararlanmıyor Salah. O pozisyon muhtemel maçın kırılma anı. 81’de bir kez daha beraberliği yakalıyor ev sahibi, ceza sahasına ortalanan topu yakın mesafeden tamamlıyor oyuna sonradan giren Wissa, maç 3-3’e gelirken Community Stadı yıkılıyor. 5 dakika uzatılan ve nefesleri kesen maçta başka gol olmayınca üçer gol bulan 2 takım puanları paylaşıyor. Maçtan sonra hocaları Thomas Frank, ilk bölümde çok açık oynadıklarını, Liverpool gibi üst düzey bir takım karşısında pozisyonlar bulduklarını, ofansif oyunda çok etkili oynadıklarını, takımın performansını inanılmaz derecede iyi bulduğunu ancak savunmada hatalar yaptıklarını, bunu azaltmaları gerektiğini dile getiriyor ve devam ediyor: “Takım ruhu ve mücadele isteğimizle gurur duydum, şampiyonluğa en yakın takımlardan biri karşısında dişe diş oynadık, kazanabilirdik.”

Ziya Adnan

28 Eylül 2021

Londra derbisi vesiyesiyle Thomas Tuchel

Uzaklardan…

Tuchel, detaya önem veren hocalardan, Mainz zamanlarında paslaşmayı ve hareketi geliştirmek için antrenman sahasının köşelerini kestiği, gereksiz faulleri sınırlamak için oyuncularını savunma idmanlarında tenis toplarıyla çalıştırdığı biliniyor.

29 Ağustos 1973’te Bavyera bölgesinin Krumbach kasabasında dünyaya gelmiş Thomas Tuchel, okul yıllarında merak salmış futbola ama hayalinde pilot olmak varmış. 1988’de 15 yaşına bastığı zamanlarda FC Augsburg akademisine kabul edilmiş, ancak takımla sahaya çıkma fırsatı bulamayınca 1992’de Almanya 2. Lig takımlarından Stuttgarter Kickers’in saflarına katılmış. 1992-93 sezonunda sekiz maçta forma giymiş, sert, disiplinli, kaybetmeyi sevmeyen bir savunma oyuncusu olduğunu dile getiriyor kariyerine dair söyleşilerinde. 1994-98 arasında SSV Ulm takımında savunmanın ortasında görev yapmış ancak futbolculuk kariyeri 24 yaşına bastığı zamanlarda geçirdiği diz sakatlığı sonrasında son bulmuş. Teknik direktörlük macerası 2000’de VfB Stuttgart’ta genç takımında başlamış. O yıllarda takımda yer alan Mario Gómez ve Holger Badstuber’ın gelişimine yardımcı olmuş. 2004-05 sezonunda 19 yaş altı takımını çalıştırmış. 2005’te Augsburg’a dönmüş ve kulüp sportif direktörü Andreas Rettig, onu genç takım koordinatörlüğüne getirmiş. Üç sene boyunca koordinatör olarak görev yaptıktan sonra 2007-08 sezonunda FC Augsburg ‘A’ takımının hocalığına terfi etmiş. Takımın o sezon 18 takımlı ligde 4. sırayı alması tarihe düşen notlar. Sonrası müthiş bir yükseliş hikâyesi, 2009’da Mainz’in başına geçişi, kulübün kısıtlı bütçesine rağmen ilk sezonunda takımın ligi 9. sırada tamamlaması… 2014’e kadar kaldığı takımdaki verileri kayda değer, 182 maçta 72 galibiyet, 46 beraberlik ve 64 mağlubiyet ve yüzde 39,56’lık bir galibiyet yüzdesi. 2015’te Dortmund’dan ayrılan Klopp’un yerine gelişi, ilk sezonunda kıl payı kaçırdığı şampiyonluk, sezon sonunda takımın topladığı 78 puanın kulüp tarihinin en iyi ikinci derecesi, takımın Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finale kadar yükselişi… Detaya önem veren hocalardan, Mainz zamanlarında paslaşmayı ve hareketi geliştirmek için antrenman sahasının köşelerini kestiği, gereksiz faulleri sınırlamak için oyuncularını savunma antrenmanlarında tenis toplarıyla çalıştırdığı biliniyor. Aynı zamanda futbolcularının psikolojik unsurlarıyla da ilgileniyor. Mainz döneminde oyuncularını 30 sayfalık bir değerlendirmeyle sonuçlanan bir zihinsel teste tabi tutmuş. O yılları anlattığı söyleşisinde “Football Hackers: The Science and Art of Data Revolution” kitabının yazarı Christophe Berman’a sadece antrenman içeriğini değil, oyuncularıyla iletişim kurma şeklini de kişiselleştirmek istediğini dile getiriyor…

Yazın bittiğini hatırlatan yağmurlu Londra gününde Tuchel’in takımı Tottenham Hotspur deplasmanında 3-2-4-2-1 dizilişinde. Golcüleri Lukaku’nun arkasında Mount, Havertz ikilisi. Ev sahibi Tottenham 4-3-3 dizilişinde, ileri uçta Lo Celso, Kane, Son üçlüsü. Maçtan önce 81 yaşında aramızdan ayrılan Tottenham Hotspur efsanesi Jimmy Greaves için alkışlarla saygı duruşu, eski günlerin anısına. Tottenham’ın topa yüzde 51 oranında sahip olduğu, 6 gol denemesine rağmen rakip kaleyi sadece bir kez bulduğu devre golsüz kapanıyor.

2. devrede Chelsea’de Mount’un yerine Kante sahada. 46’da savunmadan uzun topla çıkıyor misafir takım, Alanso’nun sol çaprazdan volesini kornere çeliyor Tottenham kalesinde Lloris. 48’de öne geçiyorlar, sağdan Alonso’nun kornerinde kafayı vuran Silva, pozisyonda Alli’nin markaj hatası bariz. O gol değiştiriyor maçın kaderini, 53’te Alonso’nun gollük vuruşunu çizgiden çıkartıyor Tottenham savunması. 56’da fark ikiye çıkıyor, Kante’nin ceza sahası dışından yerden vuruşu Tottenham savunmasında Dier’a çarpıp köşeden ağlara gidiyor. 86’da Lukaku’nun vuruşu kalabalık savunmadan dönerken uzatma dakikalarında mutlak fırsattan yararlanamıyor Werner, yakın mesafeden vuruşunda Lloris’i geçemiyor. Dört dakika sonra Rudiger’in vuruşuyla 3. golü bulan Chelsea Londra derbisinin kazananı oluyor. Tuchel’in takımı 5 maçta topladığı 13 puanla ligin zirvesinde, hocasından yedek kulübesine kadar kalite üstünlükleri bariz. Tottenham tüm iyi niyeti ve mücadelesine rağmen savunmanın merkezinde kırılgan, son iki maçta kalesinde altı gol gördü. Maçtan sonra Tuchel, ilk yarıda istedikleri tempoyu yakalayamadıklarını, kötü olmadıklarına, ancak güçlü Tottenham karşısında olması gereken seviyeye ulaşmadıklarını, 2. devrede Kante’nin oyuna girişiyle ve takımın yükselen temposuyla birlikte bireysel yeteneklerin öne çıktığını dile getiriyor. Oynadıkları futbola bakarak, bu sezon şampiyonluğun favorilerinden, haftaya Manchester City’i ağırlayacaklar, fırsatınız varsa kaçırmayın derim.

Ziya Adnan

22 Eylül 2021

Championship Günlükleri: Reading FC; Craven Cottage bereketi…

Uzaklardan…

“Sonbahar -ki acının değişmez dipnotudur- sesinin solgun göğünde küçük bir yıldızla bir harfi tutuşturur, savrulur her yana kavruk kelimelerle, yüreğini acıyla buruşturur” der sonbaharı anlattığı dizelerinde Metin Altıok. Eylül ayının ortalarında, sonbaharın kapıyı çaldığı zamanlarda Championship’te sezona kötü başlayan Reading’in hal ve gidişine Fulham deplasmanı vesilesiyle naçizane bir bakış…

2012-13 sezonunun sonunda Queens Park Rangers ve Wigan Athletic ile küme düşen üç takımdan biriydi Reading FC; adını 230 bin nüfuslu kasabasından alan mavi beyazlı takım, namı-diğer ‘Royals’. Ada futbolunun en eski kulüplerinden, 1871’de kurulmuşlar, köklü tarihlerinde ilk kez 2006-07 sezonunda Premier Lig’de boy gösterdiler. Düştüler, sonrasında 2011-12 sezonunun sonunda döndüler elitlerin ligine ama ancak bir sezon dayanabildiler. Championship’te 2020-21 sezonunu play-off potasının 7 puan altında, 7. sırada bitirdiler. Yeni sezona iyi başlamadılar, yedi maçın dördünde sahadan puansız ayrılırken 7 puan topladılar. Ancak 18. sırada yer almalarına rağmen, Bournemouth ve West Brom’dan sonra ligin en golcü takımı, kalelerinde gördükleri 17 gol sorunun özeti, Peterborough United ile ligin en cömert savunması. 25 kişilik kadronun toplam değeri 39,7 milyon sterlin, yaş ortalaması 25.8, 13 futbolcusu İngiltere dışında dünyaya gelmiş…

Yazdan kalma güneşli Londra gününde Veljko Paunovic’in takımı ligin zirvesindeki Fulham deplasmanında. 16 yaşından küçükler için maç biletlerini 1 sterlin olarak belirlemiş Fulham yönetimi, üstelik maça gelen küçükler için meyve de bedava, gel de sevme enfes mahallenin siyah beyazını. Misafir takım 4-2-3-1 dizilişinde, gol umutları Dele-Bashiru’nun arkasında Hoilett, Halilovic, Ejaria üçlüsü. Hafta içinde Birmingham deplasmanında üç puanı dört golle kapan Fulham 4-2-3-1 dizilişinde, ileri uçta Mitrovic, arkasında Wilson, De Cordova-Reid, Cavaleiro. İlk bölümde rakibi kendi sahasında karşılıyor Reading, Fulham geniş alanlarda iki hücum beki Robinson, Odoi ile pozisyon üretme gayretinde. 6. dakikada Reading kalecisi Southwood ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda isabetsiz vuruyor Cordova-Reid, sonrasında Mitrovic yokluyor rakip kaleyi. Misafir takımın ilk gol denemesi 9. dakikada, Hoilett çaprazdan isabetsiz vuruyor.
15’ten sonra oyunda dengeyi sağlıyorlar, 23 numaralı Hoilett gole yakın oyuncuları. 19’da sezonun en güzel gollerinden birini izliyor Craven Cottage Stadı’nı dolduran 18.901 taraftar, Swift’in asistinde Ejaria sol çaprazdan uzak köşeye enfes vuruyor. 2016-20 arasında Liverpool’un kadrosunda yer aldığını, 2020 yazında 3,9 milyon sterlin bedelle Reading’e transfer olduğunu hatırlatalım. 22’de Fulham atağında Chalobah’ın pasında ceza sahasında isabetsiz vuruyor Mitrovic, ev sahibi tribünler kaçan fırsata hayıflanıyor. Rakip savunmayı az adamla yakaladıkları anlarda çabuk forvet hattıyla etkili Reading, 29’da oyun kurucuları Swift’in serbest vuruşuyla ikinci gole yaklaşıyor. 35’te Fulham net fırsatı değerlendiremiyor, Robinson’un soldan ortasında demarke pozisyonda Cordova-Reid’in kafa vuruşu kalecide kalıyor. Devrenin bitimine yakın Robinson’un ortasında Mitrovic’in dokunuşu direkleri geçemiyor. Reading’in topa yüzde 37 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi altı kez yokladığı üç dakika uzatılan devre misafir takımın tek gollü üstünlüğüyle kapanıyor.

2. devreye ofansif başlıyor Fulham, 46’da Cavaleiro’nun vuruşunu uzanarak çeliyor Southwood. 53’te fark ikiye çıkıyor, ceza sahasında Halilovic ile verkaçında sol ayağıyla köşeyi buluyor Ejaria, pozisyonda Fulham savunması adam paylaşımında hatalı. 55’te ev sahibi takımda Cordova-Reid yerini yeni transfer Muniz’e bırakıyor, o dakikaya kadar 3. bölgede etkisiz siyah beyazlılar. 60’tan sonra baskıyı kuruyorlar ama Mitrovic’in 3. bölgede ağır kalması, yaratıcı oyuncuları Wilson’un zaman zaman oyundan düşmesi takımı olumsuz etkileyen faktörler. Rakibin topa sahip olduğu anlarda geniş alanları iyi kapatıyor Reading, topa daha çok sahip olmasına rağmen pozisyon üretemiyor Fulham. 70’te iki değişiklik yapıyor Fulham’ın hocası Silva, Odoi ve Seri yerlerini Onomah ve Kebano’ya bırakıyor. 73’te Cavaleiro’nun asistinde Muniz’in kafa vuruşu isabetsiz. 76’da net fırsatı kullanamıyor Mitrovic, ceza sahasında demarke pozisyonda vuruşu isabetsiz. 82’de yerden köşeye vuruyor 9 numara, kaleci Southwood uzanarak çeliyor. 86’da fark bire iniyor, Robinson’un asistinde topu kafayla ağlara gönderen Muniz, Fulham formasıyla ilk golü 20 yaşındaki Brezilyalının. Tüm baskısına rağmen altı dakika uzatılan maçta başka gol olmayınca üç puanı kapıp küme düşme potasından çıkıyor Reading, Fulham ise zirveyi Bournemouth’a kaptırıyor. Maçın adamı iki gol bulan Ejaria, defansif yönü zayıf ama 3. bölgede çok hareketli. Maçtan sonra hocaları Silva’ya maç hakkındaki görüşlerini soruyorum, takımının iştahı, hırsı ve mücadelesinden memnun olduğunu, ancak 3. bölgede daha bitirici olmaları gerektiğini vurguluyor.

Ziya Adnan

21 Eylül 2021