Galler’in Mavisi…

Galler’in Mavisi…

Uzaklardan…

Geçen yazıda, Premier Lig’in çiçeği burnunda takımlarından, o küçük şehrin sarı siyahlılarının hal ve gidişine göz atmıştık. Geleni karşılamak âdettendir diyerek ligin diğer yenisini anlatalım bu yazıda, evlerinde oynadıkları Arsenal maçı vesilesiyle ‘Mavi Kuşlar’a bir bakış…

Cardiff…

Galler’in başkenti, 346 bin nüfusuyla Birleşik Krallığın en büyük 10. şehri. 19. yüzyılın başlarına kadar küçük bir kasaba konumundayken bölgedeki kömür madenleri sayesinde önemli bir liman kenti haline gelmiş, günümüzde dört büyük üniversiteye, 40.000’in üzerinde öğrenci nüfusuna, Londra’dan sonra en önemli medya merkezlerine sahip şirin yerleşim yeri. Bu sene 135. doğum gününü kutlayan Cardiff Üniversitesi’nin dünyanın en iyi 125 üniversitesi arasında gösterildiğini hatırlatalım…

O Galler şehrinin 1899 senesinde kurulmuş takımı Cardiff City, Ada futbolunda ‘The bluebirds’ (Mavi Kuşlar) olarak nam salmışlar. Köklü tarihlerinde futbolun en üst liginde kesintisiz olarak 1921-1929 seneleri arasında mücadele etmişler. Sonraki yıllarda sadece yedi sezonda boy göstermişler elitlerin arasında. İlginç bir anekdot, Liverpool efsanesini yaratan Bill Shankly, takımın başında olduğu dönemde ilk yenilgisini 1959 senesinde Cardiff City karşısında almış. 2013-2014 sezonunda düştükten sonra geçen sezon Championship’i 2. sırada bitirerek döndüler Premier Lig’e. 1908 senesinden beri kullandıkları mavi beyaz renkleri, 2012-2015 arasında kulübün o dönem başkanlığını yapan Vincent Tan adındaki Çinli işadamının Asya futbol pazarında yeni marka yaratma hayaliyle kırmızıya değiştirmesi, sonrasında yeniden mavi beyaza dönmeleri tarihe düşen notlar…

Şimdiki başkanları Mehmet Dalman 1958 doğumlu Kıbrıslı bir bankacı, 2014 senesinden beri kulübün başkanlığını yapıyor. Maçlarını oynadıkları Cardiff City Stadı 33.280 kapasiteli, geçen sezon evlerinde oynadıkları 23 maçta 20.164 taraftar ortalaması yakaladılar. Ezeli düşmanı ise geçen sezon ligden düşen diğer Galler temsilcisi Swansea City. Aralarında oynadıkları maçlarda gerilimin eksik olmadığını vurgulayalım. 1988’in eylülünde, Cardiff City deplasmanda Swansea’yi devirince, ev sahibinin kızgın taraftarları bir grup Cardiff City’li bahtsızı şehrin içinde uzun süre kovaladıktan sonra denize dökmüş. O olayı, “Yüzüp gittiler!” diye mizahi dille açıklıyor Swansealiler…

Kadro değeri olarak ligin en mütevazı takımı Cardiff City, 29 kişilik kadronun toplam değeri 94,25 milyon sterlin, Manchester United’ın Paul Pogba için Juventus’a ödediği transfer ücretine yakın. Kadronun en değerlisi 25 yaşındaki ofansif orta saha Bobby Reid, Bristol City’nin altyapısından yetişti.

Bu sezon oynadığı üç maçta golü bulamayan Gallerliler evinde değişim rüzgârlarının yaşandığı Arsenal karşısında. Gol yollarında çok etkili olamasalar da savunmaları sağlam, Liverpool’dan sonra kalesinde en az gol gören takım. Londra’nın kırmızılı takımı karşısında en son galibiyetlerini şimdilerde tarih olmuş Highbury Stadı’nda, 1961 senesinde almışlar. 2016 senesinden beri takımın teknik direktörlüğünü yapan Neil Warnock 69 yaşında ve 1980 senesinden beri hocalık yapıyor. Ada futbolunun renkli kişiliklerinden ve sözünü esirgemeyenlerinden. 2001 senesinde Sheffied United’ın başındayken hakem hatasıyla deplasmanda yenildikleri Southampton maçından sonra maçın hakemi David Ellary hakkındaki yorumu unutulmaz: “Bu teknoloji çağında pozisyona 30 metre uzaktaki kel kafalı birinin kararına güvenmek yerine yenilikleri kullanmak gerek!”

Arsenal karşısında 4-1-4-1 dizilişinde başlıyor maça Cardiff, gol umutları 24 yaşındaki Danimarkalı Zohore yedek kulübesinde, 1.92 boyunda 10 numara hava toplarında etkili. 2010 senesinde Drogba’nın tavsiyesiyle Chelsea’de antrenmanlara çıktığını, o dönem Avrupa futbolunun geleceği parlak yeteneklerinden biri olduğunu hatırlatalım.

Geçen sezonla birlikte evinden ırak son dokuz maçın sekizini kaybeden Arsenal 11. dakikada kullandığı kornerden Mustafi’nin kafa golüyle öne geçiyor. Golün öncesinde savunmadan çıkarken top kaybetmeyi alışkanlık haline getirmiş misafir takımın kalecisi Cech’in baskı karşında topu rakibe kaptırması ama Arter net fırsattan yararlanamaması muhtemel kırılma anı. Geriye düştüğü maçta kalite eksikliğine rağmen mücadeleyi bırakmıyor ev sahibi, sahanın her bölgesinde uyguladıkları baskı takdire şayan. Devrenin bitimine yakın çalışkan Camarasa’nın golüyle beraberliği yakalıyorlar. Arsenal’in bilhassa hava toplarındaki savunma zaafı bir maçta daha aşikâr.

İkinci devrenin ilk bölümünde misafir takımın pas trafiğini, sonrasında 60. dakikada Aubameyang’ın ceza sahası dışından köşeye giden golüyle öne geçişini izliyor tribünleri dolduran 32.316 futbolsever. Bu onun Avrupa’nın beş büyük liginde 150. golü. Ama teslim olmuyor mavili takım, bitime 20 dakika kala Morrison’un kafa pasını yine kafayla köşeye bırakıyor Zahore’nın yerine maça başlayan Ward. Baskı karşısında direnç gösteremeyen Arsenal’in bu savunma anlayışıyla ilk dörde girmesi zor, kalesinde çok pozisyon veriyor Emery’nin takımı. 70. dakikada çalışkan ama çaylak Guendouzi’nin yerine giren Torreira gidişatı değiştiriyor, 81. dakikada Cardiff savunmasında Bamba’nın boş bıraktığı Lacazette sert vuruşla Arsenal’e üç puanı getiriyor. Cardiff City’e gelince, topa yüzde 28 sahip olmalarına rağmen rakip kaleyi 14 kez yokladılar, etkili golcüleri olsa puan kapmaları işten değildi. Maç sonunda hocalarının da dile getirdiği gibi onların kaçırdığı fırsatları iyi takımlar kaçırmıyor.

Ziya Adnan
4 Eylül 2018