Slaven Bilic, futbolun güzel yüzü…

Slaven Bilic, futbolun güzel yüzü…

Uzaklardan…

Geçenlerde, West Ham’ın Liverpool deplasmanında kaptığı puandan sonra, “Aldığımız bu puanı Türkiye’deki insanlara adamak istiyorum. Dünyanın en güzel insanlarını o topraklarda tanıdım. Onların üzülmesi bizi burada kahrediyor. Dualarım onlarla” diyen futbol adamına selam çakarak başlayalım yazıya, malum futbol hemen her gün ama iyiler pek nadide bu karanlık zamanlarda…

Takvim yaprakları 11 Eylül 1968’i gösterirken Yugoslavya’nın Split şehrinde dünyaya gelmiş futbol adamı. İlk profesyonel takımı Hajduk Split, 20 yaşına basmasına az zaman kala formasını giymiş mavi beyaz takımın. Onları da hatırlayalım bu vesileyle, günümüzden 105 sene önce 13 Şubat 1911’de Prag’da, ‘U Fleku’ adlı bir pubda bir grup Split’li öğrenci tarafından kurulmuşlar, ülkelerinde “Bili“ (Beyazlar) olarak nam salmışlar. Futbol âleminde “Majstori s mora” (“Denizin mastırları”) olarak da biliniyorlar. Yükselişe geçtikleri 70’li yıllarda, 1971-1979 arasında dört sezonda ülke futbolunun en üst liginde dört şampiyonluk yaşamışlar. Eski Yugoslavya’da beş sezon üst üste kupa kazanan tek takım. 1975–1995 arasında, günümüzdeki adıyla Şampiyonlar Liginde üç sezonda çeyrek final oynamışlıkları var. Yugoslavya’nın dağılmasından sonra, 1992 senesinde Hırvatistan ligine katılmışlar, altı sezonda şampiyonluk kupasını kaldırırken, 12 sezonda da ikinci olmuşlar. Şimdilerde Hırvatistan’da iki taraftar kulübü ve 40 bine yakın üyeleri, Hırvatistan ve Almanya’da 50’nin üzerinde taraftar dernekler var ve 12 numarayı formayı taraftarına adadıkları için hiçbir futbolcuya vermiyorlar.

Futbol sevdalısına gelince, 1988–1993 arasında top koşturmuş takımda. 1.89’luk boyuyla sonraları stoper olarak görev aldığı Karlsruhe’de 1993-1996 arasında forma giymiş. Adam markajını çok iyi yaptığı, ikili mücadelede sağlamlığı, iyi top dağıttığı, liderlik vasıflarına sahip olduğu izlemiş olanların hafızalarına kazınmıştır. Cengaver olarak bilinirdi o yıllarda, haşin stilinden dolayı. Ada futboluna gelişi ise 1996 senesinde; West Ham United kulübünün o dönemki rekor transfer ücreti 1,3 milyon Sterlin karşılığında… 1997’nin martında Everton’un o dönem teknik direktörlüğünü yapan Joe Royle 4,5 milyon Sterlin bedelle onu transfer etti, ancak anlaşmaya göre sezon sonuna kadar West Ham’da kalacaktı. Küme düşme potasındaki takımını en zor zamanında yalnız bırakmayışı West Ham taraftarları arasında hiç unutulmadı ve takımı o sezon küme düşmekten iki puan farkla kurtuldu.

1997-1999 arasında Everton, sonrasında Hajduk Split’te top koşturdu, futbolu 2001 senesinde bıraktı. Futbol sonrası çalıştırdığı takımlar arasında Hajduk Split, Hırvatistan Milli Takımı, Lokomotiv Moskova ve Beşiktaş bulunuyor.

•••

Soğuk ve karanlık bir aralık gününde, Londra Olimpiyat Stadı’nda Bilic’in takımının konuğu son altı deplasman maçını kaybetmiş, haliyle ligin dibine demir atmış Hull City. “Kaplanlar”, Avrupa’nın beş büyük liginde bu sezon kalesinde en fazla gol gören ikinci takım oldular ve West Ham deplasmanında 1990’dan beri kazanamamışlar. Ev sahibi takım sarı siyahlı rakibine karşı evinde oynadığı son altı maçı kazanmış. Ancak Bilic’in de sıkıntısı gol yollarında; bu sezon evlerinde kazandıkları üç maçı da tek golle kazanmışlar. Sakatlığı nedeniyle uzun süre sahalardan uzak kalan Andy Caroll bu maçta ilk 11’de. İlk 15 dakikada beklendiği gibi topa sahip olan West Ham (yüzde 62) sol kanatta Payet ile üst üste ataklar yapıyor. İlk tehlikeli atağı 20’de misafirlerin, Mbokani ceza yayınının üzerinden dışarıya vuruyor. Bir dakika sonra aynı oyuncunun kaleci Randolph ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda topu direğe nişanlaması maçın belki de kırılma anı. İlk yarıda kontraya çıktıkları anlarda pozisyonlar yakalıyorlar ama son vuruşu yapacak oyuncunun olmaması en önemli sorunları. Bilic adına sıkıntılı ilk yarı golsüz kapanıyor.

Soğuk bir günde stadı dolduran 56.952 taraftarın önünde West Ham daha ofansif başlıyor ikinci yarıya. Geçen sezonun etkili ismi Lanzini’nin yerine Ayew sahada. 59’da soldan gelişen Hull City atağında sol bekleri Robertson’un füzesi direkten dönüyor. Bugün şans ve direkler bordo mavili takımın yanında. 76’da Huddlestone ceza sahasında Antonio’yu indiriyor, penaltıyı kaçırmıyor kaptan Noble 1-0. Futbolun altın kuralı bir kez daha hatırlatıyor kendini, atamayana atıyorlar. West Ham maçı tek golle kazanırken, basın toplantısında Bilic her zamanki mütevazı haliyle bugün şansın yanlarında olduğunu söylüyor. Sahada neleri daha iyi yapmaları gerektiğini soruyorum. Söze başlarken, “Merhaba” diyor en içten haliyle, sonra üçlü savunma dizilişinde topu kaybettikleri anlarda sıkıntı yaşadıklarını, topa daha çok sahip olmaları gerektiğini vurguluyor. Ama hayatın içinde futboldan başka şeyler de var. Bizim bahtsız ve futbol iklimi haşin coğrafyada derin izler bırakmış bu futbol sevdalısının en çok da bu içtenliği, zaman içinde kaybettiğimiz güzellikleri hatırlatıyor…

Ziya Adnan
20 Aralık 2016