Premier Lig seyir defteri: West Ham’dan Arsenal’e, yeninin yaramadıkları-2

Premier Lig seyir defteri: West Ham’dan Arsenal’e, yeninin yaramadıkları-2

Uzaklardan…

Geçen yazıda yeninin yaramadıklarından West Ham United’ın bu sezon taşındığı Olimpiyat Stadında yaşadığı sıkıntılı zamanları yazmıştım. O maçın ertesinde, bu kez Kuzey Londra’nın Emirates Stadında güneşli bir Londra gününde yeninin yaramadığı başka bir takım Arsenal, geçmişini mumla arayan Manchester United karşısında. En son şampiyonluğunu 2003-2004 sezonunda yaşamış Topçular ve sonrasında temmuz ayında 11 yaşına basacak mabetlerinde beklemekle geçen yıllar. Rakibe gelince 25 maçtır yenilgi yüzü görmemiş Kırmızı Şeytanlar, ancak o maçların 12’sini beraberlikle kapatmışlar. Ligde Crystal Palace ve Manchester City ile birlikte deplasmanlarda evinde kazandığı puanlardan fazlasını kapan üç takımdan biri…

Arsenal’e gelince, 2017 senesinde altı lig maçından yenik ayrılmış. Taraftarın bıkkınlığı ve Wenger’e tepkisi bu yüzden. Kendi çocuklarına şans vermek istemesine eyvallah ama yanlış transfer tercihlerini de anlamak zor. (Kante ve Wanyama gibi iki sicili belli mükemmel defansif orta sahayı ıskalayıp Xhaka’yı transfer etmesi gibi). Ne demişti Einstein: “Delilik aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı bir sonuç beklemektir.” Muhtemel Wenger’in futbol felsefesini anlatan en güzel cümle…

4-2-3-1 dizilişinde başlıyor misafir takım maça, gelecek sezon muhtemelen takımda olmayacak kaptan Rooney, United’ın gol umudu. UEFA Kupası rövanş maçını düşünerek Pogba, Rashord ve Lingard’ı ilk 11’e almamış Mourinho; kupayı kazandıkları takdirde gelecek sene Şampiyonlar Ligi’ni garantileyecekler. Onca seneden sonra muhtemelen o görkemli sahnede olmayacak Arsenal bu maçta 4-2-3-1 düzeninde, hücumda Sanchez. Geçmiş sezonlarda şampiyonluk için mücadele veren iki takım için de bu sezon dördüncülük en iyi derece, ne diyelim futbolun içinde bu da var. 9. dakikada Ramsey’nin ceza sahası içinden yerden vuruşunu köşeden çıkarıyor De Gea, ligin muhtemel en iyi kalecisi. 26 yaşındaki 1,92’lik İspanyolun da geleceği belirsiz, hayali doğup büyüdüğü Madrid şehrinin görkemli takımının kalesini devralmakmış. 13 yaşında katıldığı Atletico Madrid’de 17 yaşında profesyonel sözleşme imzalamış. 2011 senesinde 17,8 milyon Sterlin karşığında geldiği United’da 2013 senesinden 2016’ya kadar üç sezon takımının en iyisi seçilmiş. Kulüp tarihinde George Best dahil hiçbir futbolcunun arka arkaya üç sezon o ödülü kazanammış olduğunu hatırlatalım…

Maça dönersek, Arsenal’in 3. bölgedeki göze batan eksikliği Sanchez dışında savunma arkasına sarkabilen oyuncusunun olmayışı. İyi niyetle mücadele eden ama sonucu değiştirecek fazla oyuncusunun olmadığı bir takım Arsenal. Bu maça çıkarken lider Chelsea’nin 21 puan gerisinde olmaları tesadüf değil anlayacağınız. Ev sahibinin topa daha fazla sahip olduğu, beş kez rakip kaleyi yokladığı ilk yarıdan hafızalarda kalan De Gea’nın iki enfes kurtarışı…

60.055 taraftarın önünde Arsenal hücumla başlıyor ikinci yarıya. 55’de Xhaka’nın ceza sahası dışından vuruşu Herrera’nın sırtına çarpıp üst köşeden ağlarla buluşuyor. O ana kadar suskun Emirates tribünleri golle canlanırken iki dakika sonra farkı ikiye çıkarıyor Wenger’in takımı. Soldan Chamberlain’in ortasına kafayı vuran eski United’lı Welbeck. Yakın geçmişte bir söyleşisinde, “Benim zamanımda olsaydı satılmasına izin vermezdim” demiş Mourinho. Bir de sürekli yaşadığı sakatlıkları olmasa!

61’de Lingard, Mkhitaryan’ın yerine giriyor oyuna. 4-4-2’ye dönüyor United. Son 30 dakikada topa daha çok sahip olmalarına rağmen hücumun iki etkili oyuncusu Mata ve Mkhitaryan’ın rakip kaleden uzak oynamaları üretkenliklerini etkiliyor. Mourinho-Wenger karşılaşmalarında Portekizli hocanın ezici üstünlüğü var ama bu kez kazanan Wenger oluyor, aradaki puan farkı ikiye düşerken Wenger dördüncülükten hala umutlu. Mourinho’ya gelince, takımından memnun olduğunu, kaybetmeyi hak etmediklerini söylüyor. Ligi 4. bitirmelerinin imkansız olduğunu, UEFA Kupası maçları ve lig fikstürünün arka arkaya gelmesiyle takımının kalan maçlarında zorlanacağını dile getiriyor. Toplantının bitimine yakın alaycı bir dille Arsenal gibi büyük bir takımın bunca sene şampiyonluk kazanamamış olmasının da kendisini üzdüğünü ekliyor ve devam ediyor: “Benim takımlarıma karşı Highbury ve Emirates’te oynadıkları maçların sonrasında evlerine ağlayarak, başları önlerinde giden Arsenal taraftarları adına bugün mutluyum, en azından onca maçtan sonra kazandıkları için sevinmişlerdir!” Ne diyelim, keşke takımının oynadığı futbol, son sezonlarda giderek itici hale gelen Portekizli hocanın basın toplantıları kadar eğlenceli olsa! Her ne kadar sempati duymasak da, Manchester United gibi köklü bir kulübün başındaki teknik direktörün her yenilgi sonrası dilinden dökülen tatsız cümleler, oyunu kaybedince ağlayan mahallenin o sevimsiz çocuğunu hatırlatmasa!

Bilir misiniz, iki takımın da ilk dördün içinde yer almadığı en son sezon 1978-1979 sezonuymuş, o sezon Arsenal yedinci, United da dokuzuncu sırada bitirmiş ligi. Onların ilk dört mücadelesi için karşı karşıya geldikleri zamanlarda günümüzden 22 sene önce Premier Lig şampiyonluğu yaşamış Blackburn Rovers’ın 3.Lig’e düştüğü haberi geldi. Ne diyelim, beterin beteri var…

Ziya Adnan
11 Mayıs 2017