Premier Lig seyir defteri: Petr Cech, bir kaleciden fazlası…
Uzaklardan…
20 Mayıs 1982’de Çekoslovakya’nın dördüncü büyük şehri Plzen’de dünyaya gelmiş kaleci. Futbola merak saldığı çocukluk yıllarında şehrin takımı Viktoria Plzen’de forvet olarak forma giymiş. Kökleri 1911 senesine dayanan mavi kırmızılı takıma da selam çakalım yeri gelmişken. Çek futbolunun en üst liginde ilk şampiyonluklarını 2011 senesinde yaşadılar. 2011-2012 sezonunda Şampiyonlar Ligi’nde ilk kez mücadele edip, ilk kez o görkemli kupada maç kazandılar. 2012-2013 sezonunda liglerinde bir şampiyonluk daha yaşarken 2013-2014 sezonunda UEFA Kupası’nda son 16’ya kaldılar. Mabetleri Doosan Arena 11.722 kapasiteli, teknik heyetin kulübesi sponsoruna itafen bira şişesi şeklinde yapılmış, 16 takımlı ligde bu sezon beşinci şampiyonluklarını kovalıyorlar.
Kaleciye dönersek, profesyonelliğe ilk adımı henüz 17 yaşında Chmel Blsany takımıyla. 2001 senesinde, 18 yaşına bastığı zamanlarda ülke futbolunun köklü takımı Sparta Prag’a transfer oluyor, 2000-2001 sezonunun sonunda profesyonel liglerde kalesini en uzun süre gole kapatan kaleci olarak rekoru kırıyordu. O dönemde 903 dakika kalesinde gol görmemiş 1.96’lık file bekçisi. Eh, başarı olur da taliplileri olmaz mı, Arsene Wenger’in onu saflarına katmak için uğraştığı ama çalışma izni sorununa takıldığı için bu transferin gerçekleşmediği tarihe düşen notlar…
Şimdilerde 35 yaşında Petr Cech, futbol tabiriyle kariyerinin son baharında. Zaten zaman dediğin nedir ki, geçer. 2003 senesinde kalesini korumaya başladığı 11 senelik Chelsea macerasında yaşadığı dört lig şampiyonluğu, 2012 senesinde kazandığı Şampiyonlar Ligi parlak kariyerinden geriye kalanlar. İki farklı takımda ‘Altın Eldiven’ ödülünü kazanan ilk kaleci, ülkesinde sekiz sezonda en iyi futbolcu ödülünü kazanmış. 2015 senesinde transfer olduğu Arsenal’de şampiyonluk yaşayamamış olsa da iki kez Federasyon Kupası’nı kaldırdı. Üç senelik Arsenal kariyerinde, Chelsea’nin kalesini koruduğu 11 senelik süreden daha fazla gol görmüş olsa da bunu kaleciliğine değil, önünde oynayan savunmaya bağlamak gerek…
•••
Premier Lig’de hafta içinde oynanan maçta Arsenal kendi evinde Chelsea karşısında. Ocak ayında ikisi kupada, üç kez karşıya karşıya gelecek iki takım. İnanması güç ama Arsene Wenger’in Chelsea karşısındaki 60. maçı, her ne kadar takımı son sezonlarda Chelsea’nin gölgesinde kalmış olsa da. İki takım arasındaki son 12 maçın sadece birini kazanabilmiş Wenger’in takımı. Sert maçlara sahne olmuş iki takımın karşılaşmaları, son 7 maçta çıkan 6 kırmızı kart o maçlardaki sertliğin özeti. Maçtan önce takımının pazar günü West Brom karşısında sahaya çıktığını, Chelsea’nin bir gün daha fazla dinlenme fırsatı bulduğunu dile getiriyordu Wenger. Yayıncı kuruluşun fikstüre etkisinin yanlışlığını vurguluyordu, parayı vereninin düdüğü çaldığını görmezden gelerek…
Arsenal’de Wenger döneminin başladığı 1996 senesinden beri 17 teknik direktörle çalıştı Chelsea, şampiyonluk kupasını kaldırdıkları sezonlarda bile ayrılıklar yaşandı. Arsenal müridi bir arkadaşımın konu üzerindeki yorumunu aktarayım yeri gelmişken: “Wenger Chelsea’de olsa, bırak 21 seneyi 21 ay dayanamazdı, malum Abramovich faktörü. Egosu şişkin Rus milyarderin ilk dördü başarı olan gören bir teknik direktöre fazla sabredeceğini sanmıyorum!”
3-4-2-1 dizilişinde Arsenal, son oynadıkları West Brom deplasmanında sakatlığı nedeniyle forma giyemeyen oyun kurucusu Özil bu maçta ilk 11’de. Sanırım Wenger’in en büyük hatalarındandır nicedir Chelsea’yi sırtlayan Hazard, Cante, Fabregas gibi etkili topçuları saflarına katamamak. Arsenal bu sezon ligin evinde formda takımı, Emirates Stadı’nda oynadıkları 12 maçın 10’unu kazandılar. İlk 15 dakikada oyunu sahasında kabul eden, oyununun kontrolünü rakibe bırakan Chelsea’yi izliyoruz. 12. dakikada Arsenal savunmasında Mustafi, Chambers arasındaki iletişimsizlik Morata’yı karşı karşıya bırakıyor kaleci Cech’le ama çok kötü vuruyor 9 numara. 15’te etkili geliyor ev sahibi, veda busesi yakın Sanchez soldan ceza sahasına girerken yerden vuruyor, Courtois uzanarak dokunuyor, top iki direğe çarptıktan sonra ellerinde kalıyor. 22’de bu kez penaltı noktası üzerinden dönerek vuruyor Lacazette, 1’95’lik Belçikalı kaleci köşeden çıkarıyor. Henüz 23 yaşında Courtois, 2018 Dünya Kupası’nın iyileri arasına girecektir sanırım. Savunmadan çıkarken Chambers’in kaptırdığı toplarda üst üste iki kez tehlike yaşıyor Arsenal kalesi, Chelsea fırsatlardan yararlanamıyor. 37’de Arsenal ceza yayının üzerinden serbest vuruşta kaleyi bulamıyor Morata, kaçan fırsata yanıyor 9 numara. İki takımın da gole yaklaştığı, Arsenal’in topa yüzde 57 oranda sahip olduğu, rakip kaleyi altı kez yokladığı kalecilerin akşamında ilk yarı beraberlikle kapanıyor…
İkinci yarının başında Cech’in arka arkaya iki mükemmel kurtarışını izliyor stadı dolduran 59.379 taraftar. Önce Hazard sağdan girip uzak köşeye sert vuruyor, Cech ayağıyla çıkarıyor, dönen topu Alonso köşeye gönderiyor, bu sefer uzanarak çıkarıyor 35’lik kaleci. Ev sahibinin baskısı 63’te golü getiriyor, ceza sahasının köşesinden enfes vuruyor son maçların formda oyuncusu Wilshere ve Arsenal öne geçiyor. Ama uzun sürmüyor sevinci, Hazard’ın tartışmaya açık penaltısıyla beraberliği yakalıyor Chelsea. Son 10 dakikada Arsenal’de Lacazette’in yerine Welbeck sahada. 82’de öne geçiyor Chelsea, bu sezon ligde 6. golünü atıyor Alonso, Arsenal’in savunma zaafı aşikâr. Üçlü savunma kanat bekleriyle etkili gibi görünse de savunma yönü zayıf oyuncularla rakibe çok pozisyon veriyorlar. İlk altı içinde kalesinde en fazla gol gören takım olmalarına şaşırmamak gerek. Tam bitti derken Bellerin müthiş bir vuruşla takımına beraberliği getiriyor. Arsenal bu sonuçla Chelsea’nin 7 puan gerisinde kalırken ‘ilk dört’ umudunu rakiplerinin kaybedecekleri puanlara bırakıyor…
Kaleciye gelince, önümüzdeki baharda 36 yaşına girecek Cech’in, daha ne kadar yeşil sahalarda izleme fırsatı buluruz bilinmez ama izlemiş olanların futbol belleklerinde yeri büyüktür sanırım…
Ziya Adnan
9 Ocak 2017