Premier Lig Seyir Defteri: Federasyon Kupası vesilesiyle kadın futbolu…

Uzaklardan…

Kadın futbolunun tarihi erkeklerin oyunu kadar eski, 1920’lerin başında Ada’da erkek maçları kadar ilgi görürmüş, öyle ki 50 bine yakın taraftar önünde oynanan maçlar bile olmuş. 1920 senesinin Aralık ayında Everton’un Goodison Park Stadı’nda İngiltere karmasının St Helen’s takımını dört golle devirdiği maçı 53 bin futbolsever izlemiş. 1921 senesinde ülkede 150’ye yakın kadın futbol takımının olması kayda değer.

Ancak o sene Ada’da yasaklanmış kadınların futbol oynaması ve 1971’e kadar devam etmiş o yasak. Yazılanlara göre yasağın nedeni kadın futbolunun o dönemde çok popüler olması, haliyle erkek oyununa ilginin azalacağı endişesiymiş. Malum hem zarafet ve güzellik, hem futbol! Dünya futbolunda kadınların yarı profesyonel futbolcu olmasını sağlayan ilk ülke İtalya, aynı zamanda tarihte ilk kez kadın futbolcuların başka ülkelere transfer olmasına izin vermiş İtalyanlar. 1989 yılında, Japonya kadın futbol ligini kuran ilk ülke olmuş, yarı profesyonel “L. Ligi” halen Japon futbolunda varlığını sürdürmekte. Rusya Futbol Federasyonu ise kadın futboluna ilgiyi artırmak amacıyla topçuların bikiniyle sahaya çıkmasını gündeme getirmiş…

İngiltere’ye gelince, Futbol Federasyonu 2017 senesinin Mart ayında hayata geçirdiği ve “Gameplan for Growth” adını verdiği projede ülkede futbol oynayan kadın ve kız çocuklarının sayısını 2020’de iki katına çıkarmayı, yerel lig sayısıyla birlikte takım sayısını artırmayı planlıyor. Hedeflerinde İngiltere’nin her yaş grubunda temsil edilmesi de var. Ülkedeki profesyonel kadın futbolcu sayısı 1.287, senelik ortalama gelirleri 27 bin sterlin civarında, erkek topçularla kıyaslandığında devede kulak misali! 

Ada futbolunda 11 takımlı Kadınlar Ligi’nin bu sezon şampiyonu Arsenal, maçlarını oynadıkları Borehamwood Stadı 4.502 bin kapasiteli. Maçlara ilgi her sezon artıyor, 2015 senesinde oynanan Federasyon Kupasını 30.710 futbolsever izlerken, 2018’de Wembley’de oynanan finalde 45.423 taraftarın önünde Arsenal’i 3-1’lik skorla geçen Chelsea kupayı kaldırdı. Bu sezon 49’uncusu düzenlenen kupaya 293 takım katıldı, iki finalistten biri West Ham, diğeri yarı finalde Chelsea’yi tek golle eleyen, sezon boyunca maç kaybetmeyen Manchester City. West Ham tarihinde ilk kez kupa finalinde…

City 4-3-3 dizilişinde başlıyor maça, gol umutları Parris 25 yaşında Liverpool’da dünyaya gelmiş, o futbol şehrinde yeşerip futbolu sevmemek olmaz elbet. İki takımın da sahaya yayılışı, pas trafiği, kaptırdıkları toplarda uyguladıkları pres, set halinde hücuma çıkıp dönüşleri nice takıma taş çıkartır. West Ham’ın sol kanadında oynayan 7 numaralı Lehmann bildiğin top cambazı, 14. dakikada City savunması arkasına bıraktığı lokum misali pası beceremeyen nicesi var üst düzey liglerde. Dakikalar ilerledikçe topu daha iyi dolaştıran City uzaktan vuruşlarla gol arıyor, ancak ilk 25 dakikada iyi kapanan West Ham kalesini sadece bir kez bulabiliyorlar. 30’da West Ham hücumunda ceza sahasına ortalanan topa kafayı vuruyor golcüleri Ross, City kalecisi Bardsley’nin kurtarışı görülmeye değer. Dönen topları daha iyi kullanan City devrenin bitimine yakın baskıyı artıyor, devre başladığı gibi golsüz kapanıyor.

İkinci. devreye bıraktığı gibi ofansif başlıyor City ve 51. dakikada aradığı golü buluyor. Orta sahanın dinamosu Walsh’un vuruşunda savunmaya çarpan topa kaleci Moorhouse’un müdahalesi yetersiz. Golün getirdiği özgüvenle orta saha kontrolünü ele geçiren City üçüncü bölgede tehlikeli, West Ham ise golden sonra dağınık. 64’te forvetleri Ross’un yerine Kiernan sahada. 70’te gelişen West Ham kontratağında Lehmann topu kaleciye nişanlıyor. Son bölümde iki takımın savunmasında boşluklar göze batarken West Ham orta sahası oyundan düşüyor. City’nin ikinci golü 80. dakikada Stanway’in ayağından geliyor, pozisyonda West Ham savunmasında kademe hatası bariz. Bitime yakın farkı üçe taşıyor City, savunma arkasına atılan pası gole çeviren futbolcu oyuna sonradan giren Hemp. Topa yüzde 66 oranında sahip olduğu ve rakip kaleyi 21 kez yokladığı maçı kazanarak 43.264 taraftarın önünde kupayı kaldırıyor o futbol şehrinin prensesleri. Maçın en iyisi City’nin 12 numaralı orta sahası Stanway, top tekniği, bitmek bilmeyen enerjisi takdire şayan…

İnternet sitelerinin birinde okumuştum, kadın futbolunu “eşekle yapılan at yarışı” olarak tanımlıyordu önyargılının biri. Ah şu önyargılar! Oysa şu futbolu izlese, kadınların top oynamayı pekâlâ kıvırabildiğini, iki iyi takım arasındaki maçı izlemenin en az erkek futbolu kadar keyif verdiğini görebilirdi. Diyeceğim o ki, üst düzey kadın futbolu en müşkülpesent seyirciye bile keyif verir. Benim altı yaşındaki top delisi oğlum Deniz bile önce burun kıvırdı ama sonra anladı bu gerçeği. Top var, saha var, forma var, üstelik hem zarafet, hem futbol. Başka ne ister ki insan!

Ziya Adnan

7 Mayıs 2019