Premier Lig Seyir Defteri: En uzun penaltı…

Uzaklardan…

“Penaltı en korkakça gol atma yoludur” der Pele, 2017’de ‘Pele: The Autobiography’ adıyla yayınlanmış biyografisinde. Bu vesileyle ışıltılı kariyerinde kaydettiği 1.283 golün 526’sının dostluk maçlarında geldiğini hatırlatalım. Penaltılara gelince, kural ilk kez 1891’de Federasyon Kupası maçında Notts County’li Jack Hendry’nin Stoke City’e karşı oynadıkları maçta topa kale çizgisi üzerinde elle müdahalesi sonucu gündeme gelmiş.

İlk penaltı o senenin eylül ayında Wolverhampton Wanderers tarafından Accrington’a karşı oynadıkları maçta kullanılmış. Zaman içinde gole çevirdiği penaltı sonrası takımına şampiyonluk kazandıranlar olduğu kadar kaçırdığı penaltıyla tarihe geçmişler de var elbet. Yetişmiş olanlar hatırlar, 1994 Dünya Kupası finalinde Roberto Baggio’nun kaçırdığı penaltı sonrasında kupayı kaldırmıştı Brezilya, İtalyanlar o görkemli kupayı penaltılarda kaybetti. Yine de hakkını verelim ustanın, rivayete göre, “Penaltıyı ancak onu kullanmaya cesaret edebilenler kaçırır” demiş soranlara. 2008 Şampiyonlar Ligi finalinde John Terry’nin kaçırdığı penaltı sonrası kupaya uzanmıştı Manchester United, yazılanlara göre günlerce kendine gelememiş Chelsea’nin eski kaptanı. Bir de Southampton efsanesi Matt Le Tissier gibi nadir kaçıranlar var, kariyerinde kullandığı 49 penaltıdan sadece birini kaçırmış ‘Le God’.

Madem penaltılılardan dem vurduk, Arjantinli yazar Osvaldo Soriano’nun 1993’te yazdığı ‘El penalti mas largo del mundo’ (En uzun penaltı) adındaki filme konu olmuş enfes hikâyesini de atlamadan geçmeyelim. Arjantin yerel liginde bir maçta kaleci 90. dakikada sakatlanarak oyun dışında kalır. Yerine işe yaramaz, futbolla ilgisi olmayan, kulübede cigarasını tüttürüp kutu birasını içen yedek kaleci girer. Ancak bu esnada ateşli taraftarlar sahaya girip hakemlere saldırınca hakemler soyunma odasına kaçar. Sonra penaltının bir hafta sonra pazar günü kullanılmasına karar verilir. Kalecinin hazırlanmak için bir hafta zamanı vardır ve olaylar gelişir.

Neden mi yazdım en uzun penaltının hikâyesini, geçen hafta sonunda oynanan Kuzey Londra derbisinde Arsenal’in son dakikada kaçırdığı penaltıyı hatırlatma adına. Gole çevirseydi Aubameyang, Arsenal Tottenham’a üç puan daha yaklaşacak, ilk dört mücadelesinde yerini sağlamlaştıracaktı. Belki en uzun penaltı değil ama en değerli penaltı olabilir sezon sonunda, malum işin ucunda şampiyonlar ligi var. Ama olmadı, velhasıl ligde 6. sırada kaldılar. O maçtan bir hafta sonra Manchester United karşısında kendi evinde kazanmak zorunda. Premier Lig tarihinde 13 kez pazar gününe düşmüş aralarındaki maçlar, dokuzunu Arsenal kazanmış.

Ancak Emirates Stadı’nda ligde ve kupada oynadığı son iki maçı kazandı Kırmızı Şeytanlar. Manchester City’den sonra (42) evinde en çok puan toplayan takım Arsenal (38), evinde son 14 maçta mağlubiyeti bulunmuyor. Ev sahibi 4-2-3-1 dizilişinde, takımın en istikrarlı oyuncusu Guendouzi yedek kulübesinde. Coşkulu, ofansif başlıyorlar maça, 4. dakikada Kolasinac’ın ortasına yakın mesafeden dokunamıyor Lacazette. İlk 10 dakikadaki Arsenal baskısından sonra ilk atağında Lukaku’nun kafa vuruşu üst direkte patlıyor, Arsenal adına şans anı. 12’de öne geçiyor Arsenal, Xhaka’nın ceza sahası dışından vuruşunda ters ayakta yakalanıyor De Gea.

Golün şokunu atlattıktan sonra maça ortak oluyor misafir takım, onların da sorunu savunmanın ortasında. 37’de Lukaku çaprazdan giriyor ceza sahasına, vuruşunu son anda uzanarak çeliyor Leno. United’ın golcüsü o ana kadar takımının en etkilisi. Devrenin bitimine yakın üçlü savunmaya dönüp rakibin orta saha etkinliğini kırmayı hedefliyor Solskjaer. Arsenal’in topa yüzde 55 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi bir kez bulduğu devre tek golle kapanıyor.

İkinci devreye yeniden dörtlü savunmaya dönerek başlıyor misafir takım, 51. dakikada Rashford’un savunma arkasına enfes pasında Leno’yu geçemiyor Lukaku. Oyunu kendi alanında kabul edip topu kaptığı anlarda çabuk çıkıyor Arsenal, orta sahanın solunda Kolasinac bu maçta etkili. 70’te Aubameyang bu kez penaltıyı kaçırmıyor ve fark ikiye çıkıyor, Fred’in Lacazette’e müdahalesinde karar ağır. İki farklı geriye düşen United ofansif gücünü artırma adına Dalot’un yerine Martial’i sürüyor sahaya. 76’da iyi bir maç çıkaran Özil yerini Iwobi’ye bırakıyor. Son bölümde gelen sağanak yağmurla birlikte baskıyı artıyor United, ancak iyi kapanan Arsenal karşısında pozisyon üretmekte zorlanıyorlar. Velhasıl Tottenham ve Chelsea’nin puanlar kaybettiği hafta kazanarak ilk dörde göz kırpıyor Emery’nin takımı. 60 bin taraftarın önünde Ole Gunnar Solskjaer ligdeki ilk yenilgisini alırken Arsenal 3. sıradaki Tottenham’ın ensesinde bitime sekiz maç kala yarışa ortak oluyor. En uzun penaltıya gelince, fırsat bulursanız futbolu sevdiren o iç ısıtan filmi mutlaka izleyin derim.

Ziya Adnan

12 Mart 2019