Nitti Sokağı Cinayeti…

Nitti Sokağı Cinayeti…

Uzaklardan…

It’s a joke, it’s just a joke…
(Sadece bir şakaydı, sadece bir şaka…)

Lazio maçlarının müdavimleri, kuruluşu 1900 senesine dayanan, amblemi kartal olan mavili takımın tribünlerinde hemen her maçta açılan, üzerinde bir futbolcudan çok bir viking savaşçısını andıran sarı saçlı adamın fotoğrafının bulunduğu o dev flamayı bilirler. Bu vesileyle ölümünün 37 yıldönümünde, henüz 28 yaşında aramızdan ayrılmış o Lazio efsanesini yâd edelim, anlatalım hazin hikâyesini…

1 Aralık 1948 tarihinde Nerviano-Milano’da dünyaya gelmiş futbolcu. Çiftçi bir babanın oğlu… İlk profesyonel kulübü, o yıllarda Serie C’de yer alan Pro Patria… 14 Aralık 1968’de ilk maçına çıkmış. Futbol sahalarındaki lakabı altın sarısı saçlarından dolayı “Angelo Biondo” (Sarışın melek)… Onu izlemiş olanlar “box-to-box midfielder” olarak tanımlıyorlar stilini. Bitmek bilmeyen enerjisiyle bir ceza sahasından diğerine mekik dokuyan, hem savunmada, hem hücumda topu kendi sahasından rakip kaleye kadar taşıyacak sürate, güce ve üstün futbol zekâsına sahip orta saha dinamosu…

Alt liglerde ilk şampiyonluğunu yaşadıktan sonra, Serie B’de yer alan Foggia takımına transfer olmuş. 1969–1972 arasında formasını giydiği takımda şampiyonluk yaşamış. Futbol sahalarında yıldızının parladığı zamanlar ise Lazio yılları… 1972–1977 seneleri arasında top koşturduğu takımın yıldızlarından… 1974 senesinde Serie A’yı şampiyon olarak bitiren takımda sahaya çıktığı 23 maçta iki golü var. 1974 Dünya Kupasında İtalya Milli Takımının kadrosunda yer alırken, futbol kariyerinde iki maçta milli formayı giymiş. Lazio’nun o dönemlerdeki kaptanı Cristian Ledesma, “İnsanüstü kondisyona ve fizik gücüne sahipti. Sahada basmadık yer bırakmazdı. Kariyerimde onun kadar çok koşanı görmedim,” cümlesiyle anlatıyor 1.76 boyundaki topçuyu. Bu arada, o yılların Lazio’su bıçkınlar takımı olarak nam salmış; sert, kavgacı, gaddar bir takım olarak tarihe geçmiş. (Bu vesileyle, bir zaman hayatımızda yer etmiş, daracık sokakları, eski esnafı, şarapçıları, dumancıları, kalaycıları, halkacıları, kabadayıları ile namlı eski Ankara semti Hacettepe’nin mor beyazlı bıçkınlarını da anmadan geçmeyelim, unutulmadılar).

Lazio’ya gelince… Ipswich Town’la oynadıkları UEFA Kupası maçında rakip takımın üç futbolcusunu bilerek sakatladıklarını, yine de elenmekten kurtulamadıklarını, sadece rakip takım futbolcularıyla değil, kendi aralarında da sıklıkla ciddi kavgaların yaşandığını, bu yüzden takımın maçlardan önce iki gruba ayrılarak farklı soyunma odalarını kullandığını, antrenman sahasına tabancalarını getirip, atış talimi yaptıklarını yazar o yılları anlatan futbol kitapları.

***

Futbolcuya dönersek; o müthiş başlayan parlak kariyeri hiç beklenmedik bir kazayla son bulmuş. Takvim yaprakları 1977 senesinin Ocak ayını gösterirken, Roma’nın Nitti Sokağı’nda bir kuyumcu dükkânında… Takım arkadaşı Pietro Ghedin’le kuyumcu dükkanı işleten arkadaşlarını ziyarete giden ikilinin yolda akıllarına arkadaşlarına küçük bir şaka yapmak gelmiş. Ghedin dükkâna önden girmiş; bizimki ise paltosunun yakasını yüzünü gizleyecek şekilde kaldırarak, elinde tabanca tuttuğu izlenimi uyandıracak biçimde elleri ceplerinde arkadaşının arkasından dükkâna dalmış ve ürküten ses tonuyla “Eller yukarı! Kimse kıpırdamasın, bu bir soygundur!” diye bağırmış. Ancak iki kafadarın bilmediği, kuyumcu arkadaşlarının dükkanının daha önce soyulduğu, o yüzden olası bir soyguna karşı hazırlıklı olduğuymuş. Kuyumcuyuyu işleten Bruno Tabochini seri bir hareketle tezgahın altında sakladığı silahına davranmış ve ateşlemiş. Göğsüne isabet eden kurşunla yere yığılan futbolcu ambulansla San Giacomo hastanesine kaldırılırken yolda hayatını kaybetmiş. Onu Lazio’ya getiren, kariyerinde en önemli ilham kaynağı olarak tanımladığı teknik direktörü Maestrell’nin ölümünden 47 gün sonra geride eşini ve iki çocuğunu bırakarak hayata veda etmiş sarışın melek. Silahı ateşleyen Tabocchini ilk aşamada tutuklanmış ama soruşturma sonucunda, o kütü şakayı gerçek sandığına, olayın kaza olduğuna karar verilmiş ve serbest bırakılmış.

Futbolcunun ölümünden sonraki 20 senede Lazio’nun kupa kazanamadığını, son nefesinde dudaklarından dökülen “It’s a joke, it’s just a joke.” (Sadece bir şakaydı, şakaydı) cümlesinin Lazio taraftarları arasında çok bilinen ve günümüze kadar gelmiş klişe oluşu o hazin hikâyenin ayrıntıları… Takım arkadaşlarından Mario Frustalup, 1990 senesinde geçirdiği araba kazasında hayatını kaybederken, o korkunç olayın şahitlerinden Pietro Ghedin 2012 senesinden beri Malta Milli Takımını çalıştırmaktadır.

***

Ve geçtiğimiz günlerde, ölümünün 37. yıldönümünde bir kez daha anıldı Lazio kulüp tarihinin en önemli futbolcularından olan ve sonraları adı Roma’nın işlek caddelerinden birine verilen Luciano Re Cecconi. Onun mavili forma içindeki fotoğrafını taşıyan flama bir kez daha açıldı Lazio tribünlerinde, bir kez daha adını haykırdı o köklü İtalyan takımının taraftarları. Kimilerine göre sonu kötü bitmiş talihsiz bir şaka, kimilerine göre korkunç bir cinayet…

Kim bilir…

Ziya Adnan
5 Mart 2014

NittiSokagiCinayeti