Martıların hikâyesi: Brighton FC…

Martıların hikâyesi: Brighton FC

Uzaklardan…

Brighton…

İngiltere’nin güneydoğusunda East Sussex bölgesinde 273 bin 400 nüfuslu, çoklarınca ülkenin yaşanılacak en güzel yeri olarak görülen enfes bir sahil şehri. Şehir statüsünü 2000 senesinde kazanmış. 2016 senesinde bu güzel şehri sekiz milyon turist ziyaret etmiş. Bilhassa yaz aylarında 8,7 kilometrelik sahili boyunca uzanan pubları, restoranları, eğlence merkezleri her gün binlerce ziyaretçisini ağırlıyor. Mayıs ayında yapılan festival Edinburgh’tan sonra ülkenin en büyük ikinci festivali. İkinci Dünya Savaşı sırasında Hitler şehre öylesine âşık olmuş ki, ordularına şehrin bombalanmaması emrine vermiş ve İngiltere’yi işgal ettiklerinde kendisine denize nazır bir saray yapmayı planlıyormuş. Şehirde yer alan iki üniversiteden Sussex Üniversitesi 1961 senesinde kurulmuş, dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamasında 110. sırayı alıyor. Adını şehrinden alan diğer üniversitesi ise 20 bin öğrenciye ev sahipliği yapıyor…

İşte o yaşanılası şehrin günümüzden 115 sene önce 1901 senesinde kurulmuş mavi beyaz takımı Brighton & Hove Albion F.C, nam-ı diğer “The Seagulls” (Martılar). Maçlarını oynadıkları 30 bin 750 kapasiteli Falmer Stadı 2011 senesinden beri takıma ev sahipliği yapıyor, 1902’den 1997’e kadar evindeki maçlarını oynadığı Goldstone Stadı’nın yerinde ise şimdilerde bir alışveriş merkezi yer alıyor. Köklü tarihleri boyunca takımı 35 teknik direktör çalıştırırken, en başarılı oldukları zamanlar 1979-1983 seneleri arası. 1983 senesinde Federasyon Kupası finalinde Manchester United ile oynamışlar, berabere biten ilk maçtan sonra ikinci maçı kaybetmişler. Kaderin cilvesi o sene ülke futbolunun en üst ligine veda ederken, 90’lı senelerin sonunda amatör kümelerin eşiğine kadar gelmişler. Parasızlıkla boğuştukları, kulübün kapına kilit vurulmasına ramak kalmış 90’lı yılların sonunda imdatlarına kulübün sıkı taraftarı Dick Knight adındaki iş adamı yetişmiş ve kulübü satın almış. Düşmeler ve maddi sıkıntılarla geçen 90’lı yıllardan sonra, 2000–2001 sezonunda 3. Lig’de şampiyon olarak bir üst lige terfi etmişler. Sevdalıları adına ummak ve beklemekle geçen 13 sancılı seneden sonra gelen şampiyonluk ateşlemiş takımı, ertesi sezon 2. Ligi şampiyon olarak bitirirken Premier Lig’in bir altı Championship’e yükselmişler. Son dört sezonda üç kez play-off oynayan “Martılar” o maçlarda Premier Lig’e yükselme fırsatını kaçırıyor, umutla bir sonraki sezona kalıyordu. 2015-2016 sezonunun iki ayaklı play-off maçlarında Sheffield Wednesday’e 3-1 mağlup olmuştu. Takımın bu sezon evinde oynadığı maçlardaki taraftar ortalaması 27 bin 296, maç günleri 354 bin 850 futbolseveri ağırlamış o gıcır futbol mabedi…

Yeri gelmişken 58 yaşındaki teknik direktörleri Chris Hughton’a da selam çakmadan geçmeyelim. 1977’den 1990’a kadar Tottenham Hotspur’ün savunmasının değişmeziydi İrlanda Milli Takımı’nın 53 kez formasını giymiş sol beki. Futbolu bıraktıktan sonra Tottenham Hotspur, Newcastle United, Birmingham City, Norwich City’i çalıştırdı, 2014 senesinin Aralık ayından beri Brighton’un başında.

•••

O soğuk ama aydınlık Londra pazarında Championship’te lider Brigton, 13. sıradaki Brentford deplasmanında. Bilir misiniz, Brentford’un Griffin Park Stadı Ada futbolunda dört köşesinde pub olan yegane stad olarak yerini korur futbol aleminde. Brentford, Brighton’a karşı evinde oynadığı son sekiz maçın altısında kalesinde gol görmemiş. Lider Newcastle United’ı yakalama adına üç puan için sahaya çıkan “Martılar” 4-4-2 düzeninde başlıyor maça ama ilk 25 dakikada gelen sağlı sollu Brentford atakları karşısında bocalıyorlar. 15’te Jota, 22’de Harlee Dean’in golleriyle yenik duruma düştüklerinde sessizlik kaplıyor kale arkası deplasman tribününü. 57’de Vibe’ın penaltısını ayaklarıyla kurtaran Brighton kalecisi Stockdale geri dönüşün fitilini ateşlerken, 75’te March, 78’de Knockaert’ın golleri skoru eşitliyor. Hakemin 7 dakika uzattığı dramatik dakikalarda Brentford 94. dakikada oyuna sonradan giren Avustralyalısı Kerschbaumer’in ayağından bir kez daha öne geçiyor. Ama koruyamıyorlar galibiyeti, son saniyede Tomer Hemed’in kafa vuruşu Brighton’a beraberliği getiriyor. Maçtan sonra teknik direktörleri Chris Hughton, kalecisi Stockdale’in bu sezon üç penaltı kurtardığını hatırlatırken, taliplilerinin arttığını dile getiriyor. 20 Eylül 1985’de dünyaya gelmiş 1.91 boyundaki kaleci. 2012 Avrupa Şampiyonası elemelerinde İngiltere Milli Takımının eşiğine kadar gelmiş ama 2. kaleci olarak onun yerine Robert Green’i tercih etmişler. Her ne kadar Premier Lig tecrübesi olmasa da, izlenme oranı bizim Süper Lig’e fark atan Championship’in kalecisine bakmalarını öneririm bizim vasat ligde iyi kaleci arayan takımlarımıza…

Ziya Adnan
10 Şubat 2017