Mahallenin Takımı: Crystal Palace FC…

Mahallenin Takımı: Crystal Palace FC…

Uzaklardan…

You say that you love me
All of the time
You say that you need me
You’ll always be mine
Baby I’m glad all over
So glad you’re mine…

Londra’nın güneyinde, South Norwood mahallesinde yer alan, günümüzde Premier Lig’in bir altı Championship’te eski günlerini arayan köklü bir takımdır Crystal Palace… Croydon Belediyesine bağlı 14.000 nüfuslu mahallenin takımı, nicedir Londra’nın devlerinin gölgesinde kalmış olsa da 26.309 kapasiteli Selhurst Park Stadı’nı doldurur evinde oynadığı her maçta ona gönül verenler, bir gün yeniden Premier Lig’e dönme, devlere karşı mücadele etme umuduyla…

1905 senesinin Eylül ayında, şehrin ikonu Hyde Park’da inşa edilen Kristal Kule’nin inşaatında çalışan işçiler tarafından kurulmuş mavi-kırmızılı takıma, 1924 senesinden beri ev sahipligi yapar o eski stat. Şimdilerde hayli eski, hayli yıpranmış görüntüsüne rağmen hala o futbol şehrinde geçmiş zamanları, geçmiş yıldızları hatırlatarak…

***

1969-70 sezonunda, tarihinde ilk kez Ada futbolunun en üst liginde mücadele etmiş Crystal Palace. Üç sezon eski adıyla 1. Lig’de mücadele ettikten sonra, 1972 sezonunun sonunda başlayan düşüş 1974-75 sezonunda 3. Lig’de son bulmuş. 1976 senesinde yeniden yükselişe geçerken, 1976–77 sezonunda 2. Lig’e, 1978–79 sezonunda 1. Lig’e terfi etmiş. 80’lerin başında iş adamı Ron Noades’un satın aldığı kulübe pek yaramamış bu değişim, küme düşen takım 80’li senelerin sonuna kadar da yeniden 1. Lig’e dönememiş…

Söz Ron Noades’dan açılmışken, patavatsızlığıya namlı başkan hakkında bir kaç satır yazmadan geçmeyelim. 1991 senesinde takımın “hal ve gidişi” üzerine yaptığı bir konuşmada şöyle bir cümle sarf etmişti muhterem:

“Siyahi futbolcular bu takıma fizik gücü ve yetenek katıyor ama takımı dengelemek için beyaz oyunculara da ihtiyacımız var. Çünkü onlar takıma zekâ ve sağduyu sağlıyor!

Böylesine içten(!) bir açıklamayı haliyle hoş karşılamamış takımdaki zenci futbolcular. 1989-90 sezonunda takımın en iyisi Mark Bright takımdan ayrılan ilk futbolcu olmuş. O yılların önemli golcüleri Mark Bright – Ian Wright ikilisini de selam çakmadan geçmeyelim. Müthiş ikili, o günleri bilenlerin futbol belleklerinde yer etmiştir…

***

90’lı senelerin başı, takımın yıldızının parladığı zamanlar… 1990 senesinde ilk kez kupa finaline çıkmış Palace. Federasyon Kupasında, Manchester United ile 3-3 beraber kaldığı ilk maçın devamında tek golle kupayı kaybetmiş. Ancak bu yenilgi kamçılamış “Kartallar”ı, bir sonraki 1990-91 sezonunda ligi tarihinin en iyi derecesiyle 3. sırada bitirmiş; üstelik Wembley’de oynanan “Zenith Data Systems” kupa finalinde Everton’u 4-1 yenerek ilk kupasını da evine götürerek… Bir sonraki sezona da iyi başlamış takım. Ancak kulüp başkanı Noades’ın, “Channel Four” adlı televizyon kanalında, “Great Britain United” programındaki açıklamaları, siyahi futbolcuları hayli kızdırmış. Kulüp tarihinin en büyük golcüsü Ian Wright’ın takımdan ayrılıp Arsenal’e transfer olması bu döneme denk gelir. Ligi 10. sırada bitirmiş o sezon Palace ve 1992-1993 sezonunda kurulan Premier Lig’in kurucuları arasında yerini almış.

***

Ancak sular durulmamış takımda. Yıldız futbolcuların birer ikişer takımdan ayrılmasıyla, geçmiş sezonlarda orta sıralarda mücadele eden takım zamanla ligin alt sıralarına yerleşmiş. Ligin son maçında Arsenal’le Highbury Stadı’nda karşılaşan Palace sahadan yenik ayrılınca küme düşmüş. O maçta eski takımını düşüren gollerden birini atan Ian Wright pek sevinmemiş attığı gole. Yine de adına yazılmış o müthiş tezahürat (Ian Wright, Wright Wright!) yankılanmış şimdilerde yerini pahallı malikânelere bırakmış, tarih olmuş o eski statta…

Hatırlatmadan geçmeyelim, 1985-1991 seneleri arasında Palace forması giyen, 227 maçta 117 gol kaydeden Ian Wright kulüp tarihinin en büyük golcüsüdür. 22 yaşına kadar amatör liglerde Dulwich Hamlets’de top koşturan golcüyü Palace takımına kazandıran teknik direktör Steve Coppell, şimdilerde alt liglerde mücadele eden Crawley Town’un futbol direktörlüğünü yapmaktadır.

Bir sezon sonra teknik direktör Steve Coppell’ın istifasına rağmen, takım Premier Lig’e dönmüş. Ancak uzun sürmemiş bu dönüş. O sezon sonunda yeniden küme düşmüş. O yılların “asansör takımı”, 1998 senesinde 22 milyon Sterlin karşılığında iş adamı Mark Goldberg’e satılırken, kısa sürede kulüp kayyuma devredilme noktasına gelmiş.

***

Palace’ın 2000’li senelerin başlarında başlayan “Championship” serüveni (sadece 2004-2005 sezonunda Premier Lig’de yer almıştır), inişli çıkışlı olsa da devam ediyor günümüzde. 2010 senesinin Ocak ayında 30 milyon Sterlin borcu nedeniyle kayyuma devredilen, sonucunda 10 puanı silinen takım o sezon ligde kalmayı son maçta garantiledi. Ancak Victor Moses ve José Fonte gibi yetenekli futbolcularını satmak zorunda kalan Palace, bu yazının yazıldığı saatlerde Championship’de 4. sırada… Deplasmanda oynadıgı son maçta lig lideri Leicester City’i 2-1 ile geçerken, oynadığı 13 maçta 24 puan topladı. 2011 senesinden beri takımın teknik direktörlüğünü yapan 1974 doğumlu İskoç Dougie Freedman, geçtiğmiz günlerde Bolton Wanderers takımıyla anlaştı…

Takımın yeni yıldızı 19 yaşındaki Wilfried Zaha’nın Arsenal’e transfer olacağını yazıyor Ada basını. Tarihinde Kenny Sansom, Geoff Thomas, Ian Wright, Mark Bright, Dougie Freedman, Peter Taylor gibi yıldızların formasını giydiği, Ada futbolunda akademisinden yetiştirdikleri ile nam salmış Palace bir sezon daha Premier Lig’e çıkma savaşında… Geçmiş senelerde takımın akademisinden mezun olup adlarını yeşil sahalarda duyuranlar arasında Wayne Routledge, Jonathan Williams, Nathaniel Clyne, Victor Moses, Ben Watson, John Bostock bulunuyor.

Bu sezonun başında, kombine bilet satışını artırmak için takımın ponpon kızlarına “Call Me Maybe” şarkısı eşliğinde seksi bir klip hazırlatan Crystal Palace, 10.500 kombine bilet sattı. Uzaklarda adının başında “Süper” sıfatı taşıyan futbolsuz ligimizdeki birçok takımdan daha fazla…

Geçtiğimiz haftalarda kendi evinde güney Londra’nın hırçını, ezeli rakip Millwall ile karşılaştı Crystal Palace. Selhurst Park Stadı’nı dolduran 16.124 taraftarla birlikte maçı izlerken, ev sahibi takım yakın geçmişte Gençlerbirliği forması giymiş Mile Jedinak’ın ilk golü attığı maçta 2-0 öne geçiyor, 10 kişi kalmasından sonra Millwall ataklarına direnemiyordu. 2-2 biten maç sonrasında üst üste altıncı galibiyet şansını kaçırmıştı Kartallar…

Futbol şehrinin aile takımını selamladığımız bu yazıda, 1976-77 sezonunda Galatasaray’ı çalıştırmış Malcolm Allison’u da anmadan geçmeyelim. Türkiye macerasından önce 1973-1976 seneleri arasında Crystal Palace teknik direktörlüğü yapan İngiliz, 2010 senesinin Ekim ayında 83 yaşında aramızdan ayrıldı.

Mekânı cennet olsun…

Ziya Adnan

4 Kasım 2012

CrystalPalace