Kazanmaktan yorulmayanlar!

 

Uzaklardan…

2000 senesinden beri beş kez karşılaştı Avrupa futbolunun iki devi. Arsenal bir maçı kazanırken, Barça üç maçta rakibine üstünlük sağlamış. Bu maçların unutulmayanı, 2006 senesinin mayıs ayında Paris’te oynanan Şampiyonlar Ligi finali. Londra takımı uzun süre bir eksik götürdüğü maçı son dakikalarda kaybediyor, evine mutsuz dönüyordu. O maçta Barça’nın başında saha kenarında yer alan Frank Rijkaard’dan sonra dört teknik direktör değiştirdi Katalanlar, Arsenal’de ise değişmeyen tek şey Arsene Wenger…

Ve şubat ayının son günlerinde Şampiyonlar Liginde Emirates Stadı’nı dolduran 60 bin taraftarın önünde iki takım bir maçta daha karşı karşıya. 2010 ve 2011 senelerinde Arsenal’i iki kez eleyen Barça bir kez daha Wenger’in rakibi. Grup maçlarında yenilmeyen Barça bu sezon La Liga’da oynadığı 25 maçın sadece ikisinde sahadan yenik ayrılmış, 63 puanla ligin zirvesinde. Premier Lig’de 3. sıradaki Arsenal’in 5 yenilgisi var, lider Leicester City’nin iki puan gerisinde. Grup maçlarının üçünü kaybederken, deplasmanda kazandığı Olimpiyakos maçıyla son 16’ya kalmayı başardı. Futbol tarihinin en tehlikeli üçlüsü Messi, Neymar ve Suarez grup maçlarında takımın 15 golünden 10’unu atmışlar, bu sezon oynadıkları tüm maçlarda 91 gol kaydetmişler. Mahalle maçı olsa, bu üçlüyü aynı takımda gören karşı takımın elemanları, “Ooo sizde Suarez, Messi, Neymar var. Çok kuvvetli oldunuz, birini bize verin!” derler. Anlayacağınız ‘Topçuların’ savunmasının işi zor. Bu sezon forma giydiği 37 maçta 41 golü olan Suarez, Wenger’in 2013 senesinde elinden kaçırdığı büyük golcü…

Maçtan önceki basın toplantısında “Barcelona are not perfect!” (Barcelona mükemmel değil) demiş olsa da rakibin günümüz futbolunun en iyisi olduğu unutulmamalı. Öyle ki iki sezonda (2008/2009, 2014/2015) La Liga şampiyonluğu, İspanya Kupası ve Şampiyonlar Ligi olmak üzere üç kupayı kazanan tek takım olarak tarihe geçmişler, hatırlatalım bilmeyenlere…

“Kazanmaktan yorulmayan takımımın başında olmak bana gurur veriyor” diyor hocaları Luis Enrique. Onun yerinde olmayı kim istemez ki! 2015 senesinin ekim ayından beri 31 maçtır kaybetmiyor takımı. O süre içinde Arsenal beş maçtan yenik ayrıldı. Arsenal’in Şampiyonlar Liginde en fazla golü olan topçusu Walcott’un 11 golü var, Messi’nin kupada toplam gol sayısı ise 80. Bu veriler ışığında ibrenin kimden yana olduğu aşikâr!

***

O şubat akşamında, kim bilir kaçıncı kez Emirates Stadı’na doğru yürürken ev sahibi taraftarın arasından geçiyorum. Az ilerde ne kadar da ihtişamlı görünüyor o futbol mabedi. Karaborsacılar, dudak uçuklatan rakamlara alıcı arıyorlar. “1000 Euro!” diyor karaborsacı elindeki bileti göstererek. Eh, ne de olsa arz talep meselesi! Her ne kadar bizim diyarlarda yanlış anlaşılmış olsa da, futbolun marka değeri bu olsa gerek! Bilir misiniz, Messi’nin dünyaya geldiği sene, Arsenal finalde Liverpool’u yenerek Lig Kupası’nı kazanmış, o takımın sevileni David Rocastle 20. yaşını kutlamıştı. Takvimler 31 Mart 2001’i gösterirken, aramızdan ayrıldığında henüz 33 yaşındaydı “Rocky”…

***

60 bin taraftarın önünde Arsenal iyi başlıyor maça. Sol kanatta Alexis Sanchez, sağda Oxlade Chamberlain, ortada her daim yaratıcı Özil, önlerinde Giroud. İlk 20 dakikada boş alanları iyi kapatıp rakibe alan bırakmıyor ev sahibi, kontraya çıktıkları anlarda önemli pozisyonlar yakalıyorlar. 21. dakikada Chamberlain net fırsattan yararlanamıyor, beş sezonda sadece 14 gol atabilmiş hücum oyuncusu iyi niyetli ama son vuruşlarda acemi. Bu dakikalarda Topçuların en iyi oyuncusu Ramsey, sahanın her yerinde. 30. dakikada Messi’nin formasını çeken Chamberlain sarı karı görünce Emirates Stadı’nın müdavimleri Cüneyt Çakır’a tepki gösteriyor ama karar doğru. 34. dakikada, stadın endişeyle sessizliğe büründüğü anlarda Messi ceza sahasının hemen dışından frikiği baraja nişanlıyor. Devre biterken Arsenal savunmasını paramparça ediyor Barça’nın korkulan üçlüsü. Ama Suarez kale yerine pası tercih edince takımı golden oluyor. İlk yarı golsüz kapanıyor…

İkinci yarıya daha ofansif başlıyor Arsenal, 47. dakikada Chamberlain’in yerine Walcott giriyor oyuna. 59’da Mesut çıkıyor sahneye, mükemmel pasına Giroud kafayı vuruyor ama çıkartıyor 23 yaşındaki 1.87’lik kaleci Stegen. 72. dakikada beklenen oluyor, ev sahibinin çok adamla hücuma çıktığı anda topu kapan Suarez, Neymar’ı görüyor. Onun pasını boş pozisyonda kaleye yolluyor Messi, 1-0. Bu gol öncesinde Petr Cech karşısında oynadığı 7 maçta gol atamamış olması kayda değer. 80’de oyuna giriyor Flamini ve 47 saniye sonra Messi’yi ceza sahası içinde indirince penaltıyı gole çeviriyor 10 numara, 2-0.

Maçtan sonraki basın toplantısında kaçırdıkları pozisyonlara hayıflanıyor Wenger. Takımının tüm enerjisini sahaya yansıttığını ama son vuruşlarda beceriksiz olduklarını vurguluyor. Velhasıl son 5 sezonda ilk 16’da elenmiş Arsenal adına tarih tekerrürden ibaret!

Ziya Adnan

1 Mart 2016