Justin Soni Fashanu; Kimsesiz çocuklar yurdundan yeşil sahalara…

Justin Soni Fashanu; Kimsesiz çocuklar yurdundan yeşil sahalara…

Uzaklardan…

 “Suçlu olduğumu sanıyorum. Ailemi ve arkadaşlarımı daha fazla utandırmak istemiyorum.”

Ada futbolunun parlayan yıldızı Robin van Persie’nin geçen sezon dudak uçuklatan o sözleşmeye imza attığı zamanlardan çok önce bu diyarlarda yaşamış, iz bırakmış bir futbolcu vardı; yeni futbol kuşağının fazla bilmediği, en fazlasından büyüklerinden dinleyebilecekleri…

Bir milyon Sterlin’lik sözleşmeye imza atan ilk zenci futbolcu olarak adının futbol kitaplarına yazıldığı zamanlarda, onu izlemek için statlara koşardı futbolseverler. Henüz Premier Lig kurulmamıştı. Endüstriyel futbol hikâyelerinin gazetelerin spor sayfalarından eksik olmadığı, Liverpool efsanesinin Ada futbolunda kasırga gibi estiği zamanlardı. Sir Alex Ferguson Manchester United’ın başına geçmemişti daha. Rooney henüz dünyaya gelmemiş, Highbury yıkılmamıştı. Chelsea, 2. ligde kalma savaşındaydı…

Bu yazı, şimdi çok eskide kalmış zamanların hiç unutulmayacak o siyahi futbol yıldızına…

***

Takvimler 19 Şubat 1961’i gösterirken, doğu Londra’nın yoksulluğu ile tanınmış Hackney semtinde avukat bir babanın oğlu olarak dünyaya gelmiş. Henüz çocuk yaşlarda annesi ve babası ayrılınca, kendisinden bir yaş küçük kardeşi ile birlikte soluğu, İngiltere’de “Barnardo’s Home” olarak bilinen “Kimsesiz Çocuklar” yurdunda almış. Bu vesileyle tanıtalım “Barnardo’s Home” vakfını: 1866 senesinde İrlandalı doktor Thomas John Barnardo tarafından kurulan vakıf, yardıma muhtaç çocuklara el uzatmasıyla bilinir.

Altı yaşına kadar vakfın himayesinde yaşayan iki kardeşi, 1967 senesinde Alf ve Betty Jackson evlat edinmiş. İngiltere’nin güneyinde yer alan Norfolk bölgesinin Shropham kasabasında yaşayan ailenin yanına yerleşen iki kardeş burada yeni yaşantılarına başlarken, ilerleyen zamanlarda büyük kardeş boks sporuna merak salmış ve iri, güçlü fiziği ile kısa sürede bölgede adını duyurmuş. Profesyonel boks hayatına adım atması beklenirken, şaşırtan bir kararla şansını futbolda denemeye karar vermiş ve 1978 senesinde bölgenin önemli takımlarından Norwich City’nin genç takımına katılmış.

***

Genç takımda kısa sürede parlarken, o senenin aralık ayında profesyonel takımla sözleşme imzaladı. Takımla ilk maçına, 13 Ocak 1979 tarihinde West Bromwich Albion’a karşı çıktı. Kısa sürede güçlü fiziği ve attığı gollerle adını duyurdu. 1980 senesinde, Liverpool’a karşı oynadığı maçta attığı mükemmel gol, BBC’nin “Match Of the Day” programı tarafından sezonun golü seçildi.

1981 senesinin Ağustos ayında, Brian Clough’un teknik direktörlüğünü yaptığı Nottingham Forest’e 1 milyon Sterlin karşılığında transfer oldu. Milyon Sterlinlik sözleşmeye imza atan ilk zenci futbol olarak futbol kitaplarına geçerken, takımdan ayrılan Trevor Francis’in yerini doldurması planlanmıştı…

***.

Ancak işler beklendiği gibi gitmedi. Sert mizacı ve disiplinden taviz vermemesiyle bilinen Brian Clough’la yıldızı bir türlü barışmamıştı. Onun gece hayatına düşkünlüğünü, eşcinsellerin gittiği kulüplerin müdavimi olduğunu oğrenen Clough, bir süre sonra takımla antremanlara çıkmasını yasakladı. Hayatını anlattığı kitabında, futbolcu ile olan gerilimi bir soyunma odası dialoğunda anlatan Clough’un sözlerine kulak verelim…

“Bir gün soyunma odasında, diğer futbolcuların içinde sordum ona:

Sen bir somun ekmek istersen nereye gidersin?

Fırına, diye cevap verdi.

Peki dedim; Canın pirzola çekerse nereye gidersin?

Kasaba, dedi.

O zaman, neden sürekli o boktan eşcinsel kulüplerine takılıyorsun? diye sorduğum zaman susmuştu.”

***

Clough ile ilişkisini bir türlü yoluna koyamayan futbolcu, 1982 senesinin Ağustos ayında Southampton’a kiralandı. Nottingham Forest’te 32 maçta forma giymiş, o maçlarda sadece üç gol atabilmişti. O dönemde takımın yıldızı Kevin Keegan takımdan ayrılmış, taraftar hayal kırıklığı içindeydi. Ancak kısa sürede Keegan’ın yerini doldururken, oynadığı dokuz maçta üç gol atarak taraftarın gönlünü kazandı. O yıllarda Southampton’un teknik direktörlüğünü yapan Lawrie McMenemy onu bırakmak istemedi. Ancak bonservis ücretinin yüksekliği ve iki takım arasındaki rekabet nedeniyle bu transfer gerçekleşmedi.

O senenin Aralık ayında, 150 bin Sterlin karşılığında Ada futbolunun en eski takımlarından Notts County’e transfer oldu. Forma giydiği 64 maçta 20 gol kaydetti.  Burada geçirdiği üç sezondan sonra, 1985 senesinin Haziran ayında Brighton & Hove Albion’a, 115 bin Sterlin bedelle geçiş yaptı. Ancak dizinden geçirdiği sakatlık yüzünden iki sezonda ancak 16 kez forma şansı bulabildi. Ameliyat olmak için gittiği Amerika’da, Los Angeles Heat takımıyla anlaştı. Bir süre burada forma giydikten sonra, soluğu Kanada’nın Edmonton Brickmen takımında aldı.

1989 senesinin Ekim ayında İngiltere’ye dönüş yaparak, Manchester City’de antremanlara çıkmaya başladı. Takımda sadece iki maçta görev yaptıktan sonra aynı sezon West Ham United’a geçiş yaptı, ancak kalıcı olamadı. Sonrasında alt liglerde, Leyton Orient, Southall, Leatherhead takımlarında şansını denedi. 1991-1993 sezonları arasında, alt liglerde Torquay United’da 41 maçta 13 gol attı, ama takımını üçüncü ligden düşmekten kurtaramadı.

***

Bütün bu transfer furyasının ortasında, 1990 senesinde bulvar gazetelerinin birine yaptığı söyleşide eşcinsel olduğunu açıkladı. Kim bilir, belki en büyük hatasıydı bu! 22 Ekim 1990 tarihinde, İngiltere’nin en çok satan bulvar gazetesi The Sun’un manşeti şöyleydi: “£1m Football Star: I AM GAY” (1 Milyon Sterlinlik futbol yıldızından: Ben Eşcinselim!) Futbolcunun, yakın geçmişte Muhafazakâr Parti’den bir milletvekiliyle eşcinsel ilişki yaşadığı, o ilişkinin en mahrem detayları, yatak odası hikâyeleri Ada basınında uzun süre gündemden düşmedi.

Haber Ada futboluna bomba gibi düştü. Futbol dünyası ayağa kalkmış, eski ve yeni futbol yıldızları eşcinsel bir futbolcunun yeşil sahalarda yeri olmadığını, onun yeni futbol nesillerine kötü örnek oluşturduğunu dile getiriyordu. Kısa zamanda taraftarların hedefi haline gelirken, ünlü bir futbolcu olan öz kardeşi bile ona cephe aldı. O haberden bir hafta sonra The Sun gazetesinin manşetinde, o ünlü futbolcunun eşcinsel kardeşini artık görmek istemediği, onu hayatından sildiği yazıyordu.

Gittiği her takımda sürekli eşcinselliği ile gündeme gelen futbolcunun ilerleyen zamanlarda kariyerini Ada futbolunda devam ettirmesi zorlaştı. Hiçbir kulüp onunla sözleşme imzalamaya yanaşmıyordu. Bir süre İskoçya’da forma giydikten sonra, 1995-1996 senelerinde Avustralya’nın Adelaide City, sonrasında Yeni Zelanda’da Miramar Rangers takımlarında oynadı.

1998 senesinin Mart ayında 17 yaşında bir genç, onun kendisini Maryland’deki apartmanında taciz ettiği iddiasıyla polise şikâyette bulundu. Hakkında tutuklanma kararı çıktığı günlerde, o İngiltere’ye, doğup büyüdüğü topraklara dönmüştü.

2 Mayıs 1998 sabahı, Doğu Londra’nın göçmen nüfusu yüksek Shoreditch semtinde terk edilmiş bir garajda ölüsü bulundu. Kendini asmıştı. Geride bıraktığı bir kaç cümlede intiharının nedenini anlatıyordu,

“Suçlu olduğumu sanıyorum. Ailemi ve arkadaşlarımı daha fazla utandırmak istemiyorum. Umut ediyorum ki çok sevdiğim İsa Mesih beni yanına kabul eder, nihayet huzur bulurum…”

Futbolcunun intiharından sonra başlatılan soruşturmadan bir süre sonra, takvimler 9 Eylül 1998’i gösterirken, Amerikan polisinin dava hakkında yeterli kanıt olmadığı için hakkında açılan davanın düştüğünü, futbolcunun suçsuz olduğunu yazıyordu gazeteler.

Eşcinsel futbolcunun ölümü, kayıtlara intihar olarak geçti.

***

Geçtiğimiz günlerde BBC tarafından yayınlanan bir makalede, onun eşcinsel olduğunu açıkladığı 23 sene içinde başka hiçbir futbolcunun eşcinsel olduğunu açığa vurmadığını, ancak bunun günümüz futbolunda eşcinsel futbolcuların olmadığı anlamına gelmediği yazıyordu.

Çok küçük yaşlarda hayata yenik başlamış, “Kimsesiz Çocuklar Yurdu” ile tanışmak zorunda bırakılmış, sonrasında evlat edinilmiş, İngiltere futbolunda bir milyon Sterlin’lik sözleşmeye imza atan ilk siyah futbolcu olarak adını duyurmuş, İngiltere Genç Milli takımına kadar yükselmiş, Şubat 1980’de Liverpool’a attığı gol sezonun golü seçilmiş, sonrasında eçcinselliği nedeniyle çokları, hatta ailesi tarafından bile dışlanmış, ama futboldan asla kopmamış, bir Londra sabahında henüz 37 yaşında hayatına son vermiş o futbolcunun adı Justin Soni Fashanu idi…

Ziya Adnan

15 Mayıs 2013

JustinFashanu