Golden ırak golcüler!

Uzaklardan…

“Gol futbolun orgazmıdır. Orgazm gibi gol de modern yaşamda gitgide daha az görülmektedir” der futbolseverin başucu kitabında Galeano ve devam eder: “Gol küçücük, önemsiz bir gol de olsa seyirciler çılgına döner ve stadyum, beton olduğunu unutarak yerden kopar, havalara uçar.” Velhasıl o güzel oyunun meyvesi gol, haliyle golcü dediğin de oyunun başaktörü. Ama bir de büyük umutlarla transfer edilmiş, sonrasında bekleneni verememişler, golle değil golsüzlükle hatırlananlar var. Hatırlayalım futbolsuz zamanlarda golden ırak kalmış golcüleri…

Ekim 1970’te dünyaya gelmiş Marco Negri, ilk profesyonel takımı 18 yaşında olduğu zamanlarda, 1988’de Udinese. 1995’e kadar farklı takımlarda forma giyen forvet 1995-97 arasında Perugia’da 61 maçta 33 gol kaydedince taliplileri sıraya girmiş. 1997’de 3,5 milyon sterlin bedelle İskoç devi Glasgow Rangers’a transfer oluşu, ilk 10 maçında kaydettiği 23 gol kariyerinin zirve yaptığı zamanlar. O yıllara yetişmiş olanlar hatırlar, attığı hiçbir gole sevinmezdi. Takım arkadaşlarıyla iletişim kurmayan antisosyal İtalyanın yegâne arkadaşının takımın diğer İtalyan oyuncusu Sergio Porrini olduğunu yazmıştı gazeteler. İkisi arasında oynanan squash maçında gözüne çarpan top görme yeteneğini etkilemiş, sonrasında gole hasret kalmıştı. Üç sezon daha kaldığı Ibrox’da yedek kulübesine mahkûm oldu, 2001’de Bologna’ya transfer oldu ama burada da tutunamadı. 2005’te, 35 yaşında futbolu bıraktığında geride iyi başlamış ama devamını getirememiş yazık bir hikâye bıraktı. En iyilerden bir olarak hatırlanacaktı muhtemel Negri, ama belki o kaza yüzünden, belki de antisosyal mizacından futbolun en bereketsiz forvetleri arasında yerini aldı.

Bizim futbol fakiri coğrafyada 2008-2009 arasında Kayserispor’da top koşturmuş olan Julius Aghahowa Şubat 1982’de Nijerya’da açmış dünyaya gözlerini. İlk profesyonel takımı Bendel Insurance, sonrasında Danimarka’nın alt lig takımlarından Herning Fremad’da forma giymiş. 2000’de Shakhtar Donetsk’e transfer olduğunda o dönemin en iyi genç forvetleri arasında gösterildiğini hatırlatalım. 20 yaşına bastığında Nijerya Milli Takımı adına 12 golü bulunuyor. Shakhtar’da ilk sezonunda 35 maçta 18 gol kaydetmiş ama sonrası düşüş. 22 yaşına bastığı zamanlarda beklenen gelişimi kaydedememiş golcü uzun süre yedek kaldıktan sonra Ada futboluna, Wigan Athletic’e transfer oldu. 18 ayda tek gol bile bulamayan forvet şansını bizim topraklarda denedi, sonrasında hikâyesinin başladığı yere Shakhtar’a döndü. 2013’te kulüp bulamayınca futbolu bırakmak zorunda kaldı.

Nick Proschwitz, Ada futbolunda 4 takımın formasını giydi ama hiçbirinde iz bırakmadı. Kasım 1986’da Almanya’da dünyaya gelmiş, ilk takımı 2004’te Hoffenheim. 2012’nin yazında Hull City’e 2,6 milyon sterlin bedelle transfer olduğunda takım sevdalıları yeni transferden çok umutluydu. Ama olmadı, 3 sezonda 3 gol ancak bulabildi. Sonrasında Barnsley, Brentford, ve Coventry City’de forma giydi ama tutunamadı. 2012-15 arasında 4 takımda ancak 9 gol kaydeden golcü şimdilerde Belçika’nın alt liglerinde şansını deniyor.

Premier Lig’in ilk İtalyan ithali Andrea Silenzi 1995 yazında o dönemin rekor transfer ücreti olan 1,8 milyon sterlin karşılığında Nottingham Forest’e transfer oldu. 1997’ye kadar kaldığı takımda ancak 20 maçta forma giyen 1.91’lik forvet sadece 7 maçta 90 dakika sahada kalabildi. İki sezondan sonra ülkesine döndüğünde Forest’e maliyeti 3,75 milyon sterlini bulmuştu.

Kongolu forvet Vinny Mukendi 1992 doğumlu. 2009’da Macclesfield Town takımıyla profesyonel sözleşme imzaladığında henüz 17 yaşındaydı. Ada futbolunun alt liglerinde başlayan kariyerinde 24 yaşına gelene kadar 13 takımın formasını giydi. Oynadığı 47 maçta sadece 3 gol bulabildi. Sonrasında şansını farklı takımlarda denedi, 2012-15 arasında sadece bir golü var Kongolunun.

Golcü transferi konusunda fena yanılanlar içinde Wenger’i de unutmayalım. 2001’in yazında Everton’dan 10 milyon sterlin ödeyerek transfer ettiği Francis Jeffers’ı ‘Fox in the box’ (ceza sahasındaki tilki) olarak tanımlamıştı. Wenger’e göre Ian Wright’ın yerini dolduracaktı yeni golcü. Ama işler umulduğu gibi gitmedi. Jeffers sakatlıklarla boğuştuğu, ancak 22 maçta forma giyebildiği 3 sezonda sadece 4 gol bulabildi. 2004’te Everton’a döndü ama burada da kalıcı olamadı. 2012’de şansını bir süre Malta’da denedi, 2014’te alt liglerde, Accrington Stanley’de futbolu bıraktı. Ah çektiren tam bir düşüş hikâyesi!

Yeri gelmişken, bizim bereketli topraklarda boy göstermiş nokta transferlerden (!) birini atlamadan geçmeyelim. 1991-1992 sezonunda Galatasaray’da sadece bir maçta forma giyen Nijeryalı Dominic Iorfa 1984-2000 arasında 22 takımda top koşturmuş. Galatasaray öncesinde forma giydiği Queens Park Rangers taraftarlarının geçmişte yaptığı ankette kulüp tarihinin en kötü topçuları arasında gösterilmiş. Bizim diyarlarda top koştururken, rüzgârın sert estiği bir maçta orta sahadan ceza alanına orta kesip, rüzgâr nedeniyle yavaşlayan topa yetişip kafa vurmuşluğu bile var golcünün. Kendi ortasına kafa vuran ilk futbolcu muhtemel! Golcü dedikse abartmamak gerek, onca takım ve onca senede ancak 30 golü var.

Velhasıl, bir transfer sezonu daha geçerken ömürden, takımınızın yeni golcüsüne methiyeler düzmeyi zamana bırakın derim naçizane. Malum adına futbol dediğin oyunda golden ırak nicesi var.

Ziya Adnan

9 Temmuz 2019

1997’de 3,5 milyon sterlin bedelle İskoç devi Glasgow Rangers’a transfer oldu Marco Negri…