Federasyon Kupası: Yine nisan, yine heyecan (1)…

Uzaklardan…

ZİYA ADNAN11 Nisan, 2019 11:01

“Bahara göre ayarla saatini, sabahın alnını okşarken kuşlar” der dizelerinde Refik Durbaş, aralık ayında 74 yaşında aramızdan ayrılan Türk edebiyatının usta şairi. Her ne kadar konumuz futbol olsa da gelen baharla birlikte yâd edelim hatırasını ve dönelim futbola….

Nisan ayının ilk hafta sonunda bu sezon 138. yaşını kutlayan Federasyon Kupasında yarı final maçları… 2008 senesinden beri görkemli Wembley Stadı ev sahipliği yapıyor yarı finallere, öncesinde şimdilerde geçmişe ağıt yakan Aston Villa’nın mabedi Villa Park’ta oynanmış 55 yarı final maçı. Bu vesileyle, 1989 senesinde Hillsbrough’da oynanan, 96 Liverpool taraftarının hayatını kaybettiği kara yarı finali de unutmayalım. Aradan geçen onca seneye rağmen izleri hâlâ taze futbol belleklerinde…

Bu sezona dönersek, 2018 yılı ağustos ayında 736 takımla başlayan, 1,2 milyon futbolseverin izlediği 125 maçtan sonra 4 takım ayakta kaldı. Geçen sene kupayı kaldıran Chelsea’yi 5. turda Manchester United elerken, onlar da bu sezon çıkış yakalayan Wolves karşısında havlu attılar kupaya. Alt liglerin temsilcisi Newport County kupada iz bırakanlardan, 5. turda Manchester City karşısında veda ettiler kupaya ama 30 yaşındaki İrlandalı forvetleri Pádraig Amond kaydettiği 5 golle kupanın en golcü oyuncusu…

Cumartesi günü, yarı final maçlarının ilkinde kupanın favorisi Manchester City güneyin temsilcisi Brighton & Hove Albion karşısında. Kupada oynadıkları son dört maçta en az üç gol buldular, rakibe karşı oynadıkları son üçü maçı da kazandılar. 1983 senesinde oynanan, Brighton’un rakibini elediği Federasyon Kupası maçından sonra 11 kez karşılaşmışlar, Manchester City sadece bir maçı kaybetmiş. Wembley yaramıyor Brighton’a, 1983 senesinde Manchester United ile 2-2 kaldıkları final maçından sonra günümüze kadar oynadıkları üç maçı da kaybettiler.
İ

Agüero’nun sakatlığı nedeniyle kadroda yer almadığı maçta Manchester City’in, Brighton karşısındaki dizilişi 4-3-3… Hücumda Sterling, Jesus, Silva. Baskılı başladıkları maçta henüz 3. dakikada golü buluyorlar. 33’te Manchester City savunmasında Walker VAR kararıyla kırmızı karttan kurtuluyor. Pozisyon öncesinde hakem Walker ve İranlı forvet Alireza’ya sarı kartını gösteriyor. Manchester City topa yüzde 76 oranında sahip olduğu, zorlanmadığı devreyi önde kapatıyor.

İkinci devrede Manchester City’de Walker’ın yerine Danilo sahada. Brighton’un en önemli gol silahı duran toplar, haliyle her duran top direk rakip ceza sahasında. 54’te gole yaklaşıyorlar ama Duffy yakın mesafeden kaleyi bulamıyor. 65’te City’nin en yaratıcı oyuncusu De Bruyne yerini Fernandinho’ya bırakıyor. 70’ten sonra Sterling’i sağ kanada alıyor Guardiola, önünde boş alan bulduğunda öldürücü 7 numara. 75’ten sonra baskıyı artıyor City, kalecisi Ederson üç direğin arasından izliyor takımını. 86’da oyuna sonradan giren Izquierdo’nun vuruşu Ederson’da kalıyor. Son dakikalarda rakip ceza sahasını hava bombardımana tutuyor Brighton ama beraberlik golü gelmiyor. Velhasıl 71.521 taraftarın önünde iyi oynamadığı maçı kazanarak finale çıkıyor Manchester City, Brighton ise artık kümede kalma savaşında. Maçın adamı bitmek bilmeyen enerjisiyle Brigton’un 11 numarası Knockaert…

Maç sonu basın toplantısında Guardiola’ya bu sezon bir kupa kazandıktan sonra, kalan üç kupayı da kaldırma şansları soruluyor. Tarihte hiçbir takımın başaramadığını gerçekleştirmenin imkânsıza yakın olduğunu, beklentiyi gerçekçi bulmadığını dile getiriyor Guardiola. Ligde Liverpool ile başa baş gidiyorlar, bir sonraki maçta Şampiyonlar Liginde Tottenham karşısında sahaya çıkacaklar. Kim bilir, belki de aynı sezonda dört kupayla futbol tarihine bir ilki başaran takım olarak geçecekler, malum futbolun içinde imkânsız görüneni başarmak da var…

Ziya Adnan

11 Nisan 2019