Dünya Kupası’na az kala, her şey mümkün İngiltere…
Uzaklardan…
Tarihinde sadece bir kez, 1966 senesinde 97 bin futbolseverin önünde dünya kupasını kaldırdı İngiltere, futbolun doğduğu toprakların beyazlı takımı, nam-ı diğer “The Three Lions.” O kupayı kaldıranlardan bazıları artık aramızda değil, geride kalanlar adına sonrası beklemekle geçen zamanlar. Onların dünya kupasını kazandığı sene doğan çocuklar şimdilerde 50’li yaşlarda. Kendi adıma, yaşantımdaki 15. dünya kupası olacak, ne hazindir ki milli takımımızı sadece bir kez izleme imkânı buldum, bir sonrakine kısmet olur mu bilinmez. Yaşadığım coğrafyanın takımına gelince, bir turnuvaya daha umutla bakıyorlar, bilirsiniz işte adına futbol denilen güzel oyunda umut yolcusu yorulmaz. Hedefleri Belçika, Tunus ve Panama’nın yer aldığı gruptan çıkıp, Almanya, İspanya gibi dünya kupalarının esas oğlanlarını yenerek kupayı Ada’ya getirmek. Her ne kadar grupları nispeten kolay görünse de Belçika gibi nice önemli futbolcuya sahip bir takımı, Kolombiya’yı dört kez dünya kupalarına taşımış Hernan Dario Gomez’in Panama’sını, kara kutu Tunus’u yabana atmamak gerek. Haziran ayının ilk cumartesi gününde, Wembley Stadı’nda Nijerya ve birkaç gün sonra da Kosta Rika karşısında son hazırlık maçına çıkan İngiltere’nin dünya kupasındaki şansına naçizane bir bakış…
23 kişilik kadronun yaş ortalaması 26, kadro değeri olarak ilk üçe giremiyorlar. İspanya’nın 27 kişilik kadrosunun değeri 1,1 milyar Sterlin, İngiltere 786 milyonluk değeriyle Brezilya’nın arkasından 5. sırada. Kadrodaki futbolcuları toplamda 449 milli maça çıkmış, oyuncu başı ortalaması 19.5, İspanya ve Almanya gibi favorilerle karşılaştırıldığında deneyimsizlikleri en önemli handikapları. Kaptanları Kane 24 yaşında, Avrupa futbolunun yükselen yıldızı, 30 gol, 2 asistle ligi Salah’ın arkasından ikinci sırada tamamladı. Teknik direktör Gareth Southgate 3-4-2-1 dizilişini tercih ediyor, hücumda Kane’nin yanında 23 yaşındaki Sterling, Queens Park Rangers’in akademisinde parladığı zamanlarda takımı “Raheem Park Rangers” olarak anılırmış. O dönemde onu izlemek için akademi takımının maçlarına akın edenlerin sayısında patlama yaşandığını hatırlıyor o yıllardaki hocası Steve Gallen. Manchester City’deki hocası Guardiola, son vuruş becerisini geliştirdiği takdirde öğrencisinin Ronaldo – Messi seviyesine yükseleceğine inanıyor. Süratine diyecek yok ama bilhassa solu zaman zaman dağlara taşlara…
İki hücum oyuncusunun arkasında oynayan Alli ve Lingard takımın gizli silahları. Alli, Tottenham Hotspurs’de sezonu 9 gol 10 asistle tamamladı. Tottenham demişken, Nijerya maçında sahaya çıkan ilk 11’deki dört futbolcu takımda forma giyiyor, tevekkeli değil hocaları Pochettino, Şampiyonlar Ligini kazandığı halde Zidane ile devam etmek istemeyen İspanyol devinin radarında. Nijerya karşısındaki takımın orta saha dörtlüsü Young, Dier, Lingard, Trippier ofansif yönü güçlü oyuncular. Solda oynayan Young geniş alan bulduğunda çok etkili kanat oyuncusu. Ama çizgiye inmek yerine hep içeriye oynuyor, eski hocası Hoddle’a göre alışkanlığını kırması gerek…
Nijerya karşısında 6. dakikada Cahill’in kornerden gelen topa vurduğu nefis kafa golüyle golle öne geçerken duran toplarda ne kadar etkili olduklarını gösteriyorlardı. Dünya Kupası eleme grubunu sekiz galibiyet iki beraberlikle ilk sırada tamamlarken 18 gol buldular. O maçta kaleyi koruyan Pickford, Southgate’in ilk tercihi. 1994 senesinin Mart ayında dünyaya geldi, U16’dan başlayarak milli takımın her seviyesinde kaleyi korudu. İlk kez 2017 senesinin Kasım ayında Almanya karşısında milli takımla sahaya çıkan Everton’un file bekçisinin eksiği turnuva deneyimi olmayışı. Önünde oynayan üçlü savunmanın önündeki Stones muhtemel takımın zayıf halkası, daha güçlü takımlar karşısında Southgate o bölgeye önlem alacaktır sanırım. Maçın 39. dakikasında Kane, ceza sahasının dışından yaptığı yerden vuruşla farkı ikiye çıkarırken golcülüğünü da göstermiş oldu. İngiltere’nin en büyük şansı onun gibi golcüye sahip olması…
İkinci devreye dört değişiklikle başlayan Nijerya çok adamla hücum ettiği anlarda İngiltere’nin üçlü savunmasında, bilhassa ortadan zor anlar yaşatıyor, Iwobi’nin golüyle farkı bire indiriyordu. İlk devrede oyunu ve tempoyu yönlendiren İngiltere kalesinde gördüğü golden sonra bocalarken belirgin zaafları takımı geriden yönlendirecek lider eksikliği. Nijerya’ya gelince, geçmişte Jay Jay Okacha ve Daniel Amokachi gibi önemli futbolcularla parlamış takım şimdilerde geçmişe ağıt yakıyor, kupa onlara da şans getirsin…
O maçtan kısa bir süre sonra ise bu kez Kosta Rika karşısında rahat kazanıyor, Manchester United’da düzenli forma şansı bulamayan 20 yaşındaki Rashford’un enfes golü Elland Road Stadını dolduran 36.104 taraftara umut veriyordu. 7 yaşında Kırmızı Şeytanlar’ın miniklerinde başlayan kariyerinde uzun yol aldı milli takım tarihinin en genç golcüsü.
•••
Gruptaki ilk maçında Tunus karşısında galibiyet arayacak İngiltere, kupaların bahtsızı. 1950 senesinden beri 17 turnuvaya katıldı, sadece üç dünya kupasında (1974, 1978, 1994) yokları oynadı, üç turnuvaya da penaltılar sonrası veda etti. Nice unutulmaz futbolcu takımın kaptanlığını yaptı ama içlerinden bir var ki yâd etmeden olmaz. 1976–1986 arasında takımın formasını giyen, nisan ayında geçirdiği kalp krizi neticesinde 61 yaşında aramızdan ayrılan eski kaptanlardan Ray Wilkins futbolun en güzel abisiydi; mütevaziliği, efendiliği, yardımseverliği unutulmasın. Bu dünya kupasında formaları için, artık aramızda olmayan kaptanları için ve o kupaya hasret kalmış sevdalıları için oynasınlar…
Ziya Adnan
12 Haziran 2018