David Moyes: Günümüzün Wilf McGuinness’i…
Uzaklardan…
“Yönetim kendisine ne kadar zaman tanır bilemem ama kendini şanslı saymalı. En azından benim gibi saçları dökülmedi!”
Wilf McGuinness
Wilf McGuinness… Sanırım bu isim çoklarına aşina gelmeyecektir. “O da kim?” dediğinizi duyabiliyorum. Oysa vakt-i zamanında önemli bir futbol adamıymış kendisi. 25 Ekim 1937’de Manchester’da dünyaya gelmiş. 1954–1959 arasında takımda top koşturmuş, sonra rezerve takımı çalıştırmış. 1969 senesinde, kulübün efsanesi Busby’nin genel menajerliğe getirilmesinden sonra İskoç futbol adamından boşalan teknik direktörlük görevini ona vermişler. Kulübü yakından tanıyan eski bir futbolcu için rüyanın gerçek olması… Bilirsiniz işte, hemen her futbolcunun hayalidir sevdalısı olduğu takımın gelecekte bir gün teknik direktörü olmak. Kaçına nasip olur ki!
Ancak onun rüyası kısa sürmüş, kendi anlatımıyla “four seasons!” (“season”, sezon anlamında değil, mevsim anlamında!). Yaz, sonbahar, kış, ilkbahar… 31 yaşındaymış teknik direktörlük görevine getirildiğinde, haftada 80 Sterlin kazanıyormuş. Lakin işler umduğu gibi gitmemiş, 19 ay ancak dayanabilmiş kulüpte. En büyük kâbusu, George Best gibi haşarı, ele avuca sığmaz bir futbolcuyu dizginleyememek olmuş. O dönemde stres ve üzüntüden saçları tümden dökülmüş, “Kulübe tazminat davası açmayı bile düşündüm!” diyor şakayla karışık…
Bu vesileyle efsane Busby’i de unutmayalım. Sir Alex Ferguson’a kadar, kulüp tarihinin en başarılı hocası… 1945–1969 arasında teknik direktörlük yaptığı takımda beş şampiyonluk yaşamış, iki sezonda Federasyon Kupası’nı, 1967—1968 sezonunda günümüzdeki adıyla “Şampiyonlar Ligi”ni kazanmış. 1958 senesinin Şubat’ında, 23 kişinin hayatını kaybettiği Münih uçak kazasında hayatta kalanlardan. İki ay hastanede kaldıktan sonra takımın başına dönüp, takımı yeniden inşa etmiş. Günün birinde McGuinness’i ofisine çağırıp, artık emekliye ayrılmak istediğini, yerine onun geçmesini istediğini söylemiş. O dönemin önemlileri Jock Stein veya Don Revie’nin Kırmızı Şeytanlar’ın başına geçmesi beklenirken, rezerve takımın hocası bir anda kendini ‘A’ takımın başında buluvermiş…
Ama umulduğu gibi gitmemiş o serüven. Takımda bulunduğu sürede Federasyon Kupası’nda üç yarı final oynamış ama Busby gibi kupalar kazanmış bir teknik direktörden sonra hal ve gidişi yetersiz görmüş kulüp yönetimi. 1970 senesinin Aralık ayında deplasmanda, Derby County’nin Baseball Ground Stadı’nda oynadikları, takımın 4-4’lük beraberliği zor kurtardığı maçtan sonra görevine son verilmiş. Bir süre United’ın rezerve takımını çalıştırdıktan sonra soluğu Yunanistan’da, Aris Thessaloniki kulübünde almış, 1971—1974 arası takımın teknik direktörlüğünü yapmış. Kariyerini 1975–1977 sezonunda o dönem çalıştırdığı York City takımında noktalamış.
***
Aslında onun hikâyesi şimdilerde United’ın içinde bulunduğu durumu anlatıyor, malum tarih dediğin tekerrürden ibaret… Takımın 26 sene teknik direktörlüğünü yapmış, 13’ü lig şampiyonluğu olmak üzere toplamda 38 kupa kazanmış Ferguson’dan sonra, İskoç olmaktan başka benzer yanı olmayan, kariyerinde hiç kupa kazanmamış David Moyes’un sezon başından beri yaşadıkları gibi… Moyes da tıpkı McGuinness gibi emekliye ayrılan kulüpte efsaneleşmiş bir teknik direktörün yerini doldurmaya, onun izinden yürümeye, onun gibi takımla şampiyonluklar yaşamaya, kupalar kaldırmaya, onu yokluğunu aratmamaya çalışıyor. Ama gel gör ki gelen gideni aratıyor, en azından şimdilik. Malum bu sezon Şampiyonlar Ligi hariç her kulvarda hüsranı yaşıyor Kırmızı Şeytanlar… Premier Lig’de oynadıkları 32 maçta 10 mağlubiyetle 7. sıradalar… İnanması güç ama lider Liverpool’un 17 puan gerisinde… Son 24 senede ligi sadece iki sezon Liverpool’un altında bitirmiş olan United, bu sezon ligde rakibine karşı iki maçta da kaybetti.
“Bir efsanenin yerini doldurmak, onun bıraktığı yerden devam etmek çok kolay değil,” diyor daha önce o yolları yürümüş, o hüsranı yaşamış McGuinness. Ve devam ediyor: “Kulüp yönetimi yeni hocaya sezon sonuna kadar dayanabilirse transfer sezonunda yapılacak birkaç takviye ile işler belki düzelebilir.”
Moyes için yapılan “Modern-day Wilf McGuinness” (günümüzün Wilf McGuinness’i) benzetmesine katılmıyor: “Moyes United’ın başına geldiğinde ülkenin en üst liginde senelerce teknik direktörlük yapmıştı, oysa benim en üst seviyede hiç tecrübem yoktu.”
Günümüzde 76 yaşında Wilf McGuinness… Hâlâ kulüpte çalışıyor, maç günleri locaların paralı ziyaretçilerini ağırlıyor. Bir nevi halkla ilişkiler… Oğlu Paul, Kırmızı Şeytanlar’ın U-18 takımını çalıştırıyor, aynı zamanda akademide yardımcı hocalık yapıyor. “Kulüp yönetimi bana biraz daha zaman tanısaydı, kim bilir belki başarılı olurdum,” diyor. “Ne kadar zaman?” diye soranlara ise her zamanki şakacı haliyle verdiği cevap ilginç “10 sene kadar!”
Ve sözlerini yine o şakacı üslübuyla Moyes’un durumuna gönderme yaparak bitiriyor “Yönetim kendisine ne kadar zaman tanır bilemem ama kendini şanslı saymalı. En azından benim gibi saçları dökülmedi!”
Ziya Adnan
1 Nisan 2014