Çilesi bitmez takımlar…
Uzaklardan…
2000 senesinden günümüze kadar La Liga’yı sekiz sezonda şampiyonluk kupasını kaldırarak bitirdi Barcelona FC, o süre içerisinde Şampiyonlar Ligini ve İspanya Kupası’nı dört kez kazanmış Katalanlar. Takımın efsane futbolcusu olan, sonraları dört sezon takımın teknik direktörlüğünü yapan, şimdilerde Manchester City’de aynı başarıyı yakalamaya çalışan Pep Guardiola döneminde kazandıkları kupa sayısı 14. Tevekkeli değil futbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi takımı olarak anılıyorlar. Tıpkı Barça gibi, kendi liginde kupalara hegemonya koymuş Bayern Münih, 2000 sezonundan günümüze kadar Bundesliga’yı 12 kez şampiyon olarak kapatmışlar. İnanması güç ama 1963 senesinde perdelerini açmış Bundesliga’nın 53 sezonunda 26 şampiyonluk yaşamışlar, sanki hiç bitmeyecek bir başarı hikâyesi onların ki…
Ancak futbolun içinde kazananlar kadar kupalara hasret kalmışlar, takımının kazandığı bir kupayı görebilmek için ömür tüketmişler, hatta bir kupa bile göremeden bu fani dünyadan göçüp gitmişler de var. Hatırlayalım yeri gelmişken futbolun çilesi bitmezlerini, kupa görmek için bir ömür beklemişleri…
Bilir misiniz, Ada futbolunda çile çeken takım taraftarının yer aldığı “Long Suffering Fan Index” (uzun süre çile çekenler sıralaması) kupalara hasret kalmışları anlatır. İçlerinde 1960 ve 70’li senelerde yalnız Ada’da değil Avrupa arenalarında da esmiş kükremiş Leeds United’dan, Premier Lig’i 9. sırada bitirmiş Stoke City’den, kuzeyin kalabalık takımı, geçen sezon Premier Lig’den düşmüş Newcastle United’a kadar niceleri var. Siyah beyazlı takımın müzesine en son kupayı koyduğu zamanlarda doğan çocuklar şimdi 50’li yaşlara yaklaşıyorlar…
Bazıları onca bekleyişten sonra muradına erenlerden. 2015-2016 sezonunun sonunda İskoç futbolunun yeşil beyazı Hibernian FC, 114 senelik bekleyişten sonra köklü tarihinde üçüncü kez İskoçya Kupasını kazandı. 465 bin nüfusuyla ülkenin ikinci en kalabalık şehri Edinburgh’un takımı, 1875 senesinin Ağustosu’nda İskoçya’ya yerleşen İrlandalılar tarafından kurulmuş, zaman içinde Ada futbolunda “Hibs” olarak nam salmış. 1948-1952 seneleri arasında dört şampiyonluk yaşamış, şampiyonluk kupasını kaldırdığı 1952 senesinden sonra bir daha şampiyonluk yüzü görmemiş. İskoçya Kupasını kazandığı 1901–1902 sezonundan sonra bu kupaya da hasret kalmış, 2014 senesinde 2. Lige düşmüş. Kupasız geçen zamanları, kulübün lanetlenmiş olmasına bağlamış kimileri. 1900’lü senelerin başında, Çingene bir kadın tarafından lanetlendiklerine inananlar da var, o yıllarda takımın formalarını yıkayan rahibelerin gazabına uğradıklarına inananlar da. Velhasıl maç günleri 20.421 kapasiteli Easter Road Stadını dolduran taraftarları adına ummak ve beklemekle geçmiş zamanlar. Şampiyonluk kupasını kaldırdıkları 1952 senesinden sonra İskoçya Kupasında 10 sezonda final oynamışlar ama hiçbirini kazanamamışlar, ta ki 2016 Mayısı’nın ortalarına kadar. O tarihi günde Hampden Park Stadı’nda 50.701 taraftarın önünde Rangers’a karşı oynadıkları maçı 3-2 kazanıp o uzun bekleyişe son vermişler. Hakemin bitiş düdüğünden sonra sahaya dalan binlerce “Hibs” taraftarı sevincin ve kutlamanın dozunu kaçırmış haliyle!
Bu vesileyle bizim futbol fakiri coğrafyada bir zamanlar “Kupa Beyi” olarak nam salmış, 2. Lig’de oynarken Türkiye Kupası’nı kazanan ilk takım olarak tarihe yazılmış Ankara’nın sarı lacivertli takımına da selam çakalım. Onlar da “Hibs” gibi coğrafyalarının alt liglerinde futbola tutunmaya çalışıyorlar, onların kupa kazandıkları sene doğan çocuklar şimdi 30’lu yaşların ortalarındalar. Büyük sürpriz yaşanmazsa sezon sonunda 2. Lig Kırmızı grubu şampiyon olarak bitirip gelecek sezon 1. Lig’de mücadele edecekler. Dönüşleri muhteşem olsun…
Sadece onlar değil elbet beklemekten yorulmamışlar, bizim diyarlarda benzer bir “Uzun süre çile çekenler sıralaması” yapılsa ilk sıraları kimler paylaşırdı kim bilir! Hele de 4. büyük olarak bilinen Trabzonspor’un en son şampiyonluğunu 1983–1984 sezonunda yaşadığını düşününce!
“Hibs” o uzun süren bekleyişten sonra kupasına kavuştu ama beterin beteri de var. 2015-2016 sezonunu Ada futbolunun 3. liginde (League One) 10. sırada bitirdi Rochdale FC, İngiltere’nin kuzeyinde, Manchester’a 15 kilometre uzaklıkta, Roch Nehri’nin kıyısına kurulmuş, kökleri 1086 senesine kadar uzanan 95 bin nüfuslu tarihi kasabanın mavili takımı. İnanması güç ama kuruldukları 1907 senesinden günümüze tek kupa dahi kazanamamışlar. Kasabaya yolunuz düşerse müzelerini gezmek çok zaman almaz anlayacağınız!
1974-2010 arasında demir attıkları 4. ligde kesintisiz 37 sezon mücadele vermişler. Demirbaşı oldukları “League 2” zaman içinde “Rochdale Ligi” olarak anılmış futbol âleminde! “Long Suferring Fan İndex” sıralamasında ilk sıradalar, haliyle rakip takım taraflarının alaycı tezahüratlarına bile konu olmuşlar. 30 seneden fazla kulübün direktörlüğünü yapmış Graham Morris, “Ne bitmez çileymiş, çifte cinayet işleseydim bu kadar çile çekmezdim!” diyor söyleşilerinde. Ne diyelim, adına taraftarlık denen sevdada Rochdale’e gönül vermek de var!
Yazının başında Newcastle United’dan dem vurmuştuk, kapanışı da onlarla yapalım. En son oynadıkları İpswich Town deplasmanında aldıkları yenilgiyle son üç maçın ikisini kaybederken, liderliği Brighton & Hove Albion’a kaptırdılar. Yine de büyük olasılıkla sezon sonunda Premier Lig’e terfi eden üç takımdan biri olacaklar. Uzaklarda başkentimizin sarı laciverdi gibi onların da dönüşü muhteşem olsun…
Ziya Adnan
25 Nisan 2017