Birmingham City; büyük şehrin mavisi…

Uzaklardan…

Ezeli puan cetvelinde 24. sıradalar. 146 senelik tarihlerinin yarısına yakınını Ada futbolunun en üst liginde geçirdiler, en başarılı oldukları zamanlar 1950 ve 60’lı yıllar. Tarihlerindeki en iyi derece 1955-56 sezonunda 1. Lig’i 6. olarak bitirdikleri sezon, sonrası düşmeler ve çıkmalarla geçen zamanlar. 2010-11 sezonunda West Ham ve Blackpool’dan sonra düşen 3. takım oldular. Watford deplasmanı vesilesiyle İngiltere’nin 2. büyük şehrinin mavi beyazlı takımının hal ve gidişine naçizane bir bakış…

Birmingham City namı-diğer “Blues” (Maviler), Avrupa Kupalarında final oynayan ilk İngiliz takımı

1960 senesinde “European Fairs Cup”da final oynamış Birmingham City, namı-diğer “Blues” (Maviler), Avrupa Kupalarında final oynayan ilk İngiliz takımı. Lig Kupasını 1963’te ve 2011’de kazandılar. 90’ların başları parasal sıkıntılarla boğuştukları zamanlar, kayyıma devredildikleri 1992’de porno şirketi sahibi David Sullivan imdatlarına yetişiyor, 700 bin sterlin karşılığında kulübü satın alıyordu. İlk icraatı 23 yaşındaki Karren Brady’i kulübün genel müdürü yapmak oldu. Genç kızın erkek hegemonyasındaki futbol aleminde patron olması hayli yadırganmıştı ama o, meseleye mizahi yaklaşanları fena yanılttı. Zekiydi, bilgiliydi ve çivi kadar sertti, ilk icraatı yönetici kadrosunun neredeyse tamamını tasfiye etmek oldu, kısa sürede kulüp zarardan kâra geçmişti. Bir seferinde, televizyon ekranlarında bir kadının futbol aleminde başkan olmasını eleştiren, takımın o dönemdeki hocası Barry Fry’i soyunma odalarının duşundan çıkartıp bornozuyla sorguya çekmişliği bile var. Geçmiş zamanda verdiği bir söyleşide o yıllara ait bir anısını paylaşmış, anlatalım: Bir maç öncesi takım otobüsüne binerken takımdaki genç futbolculardan biri, “Oturduğum yerden memelerini görebiliyorum” demiş Brady’e. Aldığı cevap kısa ve net olmuş, “Pekâlâ, ama seni Crewe’a sattığım zaman onları göremeyeceksin!” Sonrasında takımdaki futbolculardan Peschisolido’ya âşık oldu ama sevdası işinin önüne geçmedi. İki kez başka takımları sattı takımın golcüsünü…

Mavilere dönersek, 1986-2002 arası elitler liginden uzak kaldıkları zamanlar, o dönemde iki sezon 3. Lige kadar düştüler. 2007 yazında Hong Kong’lu iş adamı Carson Yeung kulübün yüzde 30 hissesini satın alıyor, en büyük hissedar olarak yönetimi ele geçiriyordu. 2000’den beri 20 teknik direktörle çalıştılar, mart ayının başından beri eski futbolcuları Lee Bowyer takımın başında. 2018-19 sezonunda takıma 1906’dan beri ev sahipliği yapan 29.409 kapasiteli St Andrew’s Stadında 22.483 taraftar ortalaması yakaladılar…

***

Mili maç arasının yaklaştığı zamanlarda, küme düşme potasının altı puan üzerinde, 21. sıradaki Birmingham City, ligde 2. sıradaki Watford deplasmanında. 5. dakikada orta sahada Hughes’un başlattığı atakta Pedro ceza sahasında uzak köşeye vuruyor, Birmingham kalesinde Etheridge topu ancak çeliyor, Sema tamamlıyor, ev sahibi öne geçiyor. Tüm enerjisi ve mücadelesine rağmen gol yollarında kısır mavili takım, maç başına gol ortalamasında ligin en düşük 3. takımı. Topa yüzde 37 oranında sahip olduğu, altı gol denemesine rağmen rakip kaleyi bulamadığı devreyi geride kapatıyorlar.

2. devreye ofansif başlıyor maviler, sol kanatta 11 numaralı Bela topu 3. bölgeye taşıyan oyuncuları. 55’te farkı ikiye çıkartıyor Watford, kullandıkları kornerin devamında, Gosling’in soldan ortasında Chalobah topu kafayla uzak köşeye bırakıyor. Watford. 80’de fark üçe çıkıyor. Rakip savunmanın yine az adamla yakalandığı pozisyonda Ngakia’nın uzun pasında savunma arkasına sarkan Gray karşı karşıya kaçırmıyor. Dört dakika uzatılan maçta başka gol olmayınca Watford üç golle kazanıyor, Birmingham küme düşmeye aday takımlardan…

“Gökyüzü inadına mavi, yaşamak inadına güzel, bu şehirde sen varsın…” der şair dizelerinde. Şehirdaşı Aston Villa’nın Premier Lig’de devlere kök söktürdüğü zamanlarda mavili takım gıptayla bakıyor sevilmeyen komşusuna…

Ziya Adnan

25 Mart 2021