Aykut Kocaman, Alex anlaşmazlığı mı dediniz!
Uzaklardan…
Giderken bile koşmadan faydası dokundu Brezilyalı’nın, Fenerbahçe’ye en azından nicedir derin uykuda olan Fenerbahçe taraftarını uyandırdığı için. Sanırım sekiz senede en güzel asisti!…
Zaten öyle bir şut yeteneğim olsaydı futbol kariyerime devam ederdim!”.
Sir Alex Ferguson
Olayın patlak verdiği günlerde, gazetelerin birinde Alex’in ulu başkanın karşısında ‘ ayak ayak üstüne’ attığı için gönderildiği yazıyordu. Şaşırmadım, neticede görünen ülke futbolunda ‘başkanlık’ meselesinin hazin fotoğrafı. Cumhuriyet olma yolunda çıkılan yolda gelinen nokta padişahlık! Tam da dünya kulübü olacağız derken!… Ama giderken bile koşmadan faydası dokundu Brezilyalı’nın, en azından nicedir derin uykuda olan Fenerbahçe taraftarını uyandırdığı için. Sanırım sekiz senede en güzel asisti! Ama başkanlık konusunu başka bir yazıya bırakalım, bu vesileyle geçmişte yaşanmış ‘ses getiren’ teknik direktör-futbolcu anlaşmazlıklarını hatırlayalım.
Sene 2002…
Japonya’da oynanacak Dünya Kupasına hazırlanmaka olan Serbest İrlanda kampında, teknik direktör Mick McCarthy ve takım kaptanı Roy Keane arasında yaşananlar, bilmeyenler için. Takımın kupaya hazırlanışından, antrenman sahalarının yetersizliğine, uçak yolcuklarına, kaldıkları otelin standardına kadar bir sürü şeyden rahatsız olan Keane sonunda patlar ve İrlanda’nın en çok satan gazetesi “The İrish Times’ a içini döker, o her zaman bilindik dobra İrlandalı üslubuyla!
Keane’nin açıklamalarından rahatsız olan McCarthy, futbolcuyu odasına çağırır ve elinde tuttuğu gazeteyi göstererek bu açıklamaların nedenini sorar. İkili arasında tatsız başlayan konuşma giderek gerilirken, McCarthy’nin Keane’i hazırlık maçlarında sakat numarası yapmakla suçlaması futbolcuyu çılgına çevirmiştir. Ağzından şu cümleler dökülür;
Mick, you’re a liar… I didn’t rate you as a player, I don’t rate you as a manager, and I don’t rate you as a person. You can stick your World Cup up your arse. The only reason I have any dealings with you is that somehow you are the manager of my country!
(Mick, sen bir yalancısın… Seni futbol oynadığın zamanlarda da beğenmezdim, teknik direktörlüğünü, hatta insanlığını da beğenmiyorum. Seninle iletişim kurmamın tek sebebi, ülke takımının teknik direktörü olman. Dünya kupasını da müsait bir yerine ……..!)
Basında geniş yer bulan o tarihi konuşma sonrasında Keane ilk uçakla İrlanda’ya dönerken, futbolcuyu bir daha asla takımda görmek istemediğini açıklayan McCarthy yaşamı boyunca kimsenin kendisine bu kadar ağır hakaretlerde bulunmadığını, bu davranışı kabullenmenin mümkün olmadığını vurgular.
Keane, ülkesine döndükten sonra McCarthy teknik direktör olduğu sürece Milli takımda asla forma giymeyeceğini açıklar. İşin ilginç yanı, kadroda yer alan hiçbir futbolcunun Keane’nin tarafında yer almamış olmasıdır.
• • •
Bir sonraki hikayede yine Roy Keane, henüz 19 yaşında. 1990-1991 sezonunda Nottingham Forest’in kadrosunda yer alan genç orta saha oyuncusu ilk maçını Liverpool’a karşı oynamış, hocası Brian Clough’un gözüne girmeyi başarmıştır. Ancak Federasyon Kupası 3. tur maçında işler beklendiği gibi gitmez. Keane’nin hatalı geri pasında Crystal Palace golü bulur. Hatalı yenen bu gole çok kızan Clough, taç çizgisi kenarında oyuncusuna bağırmaktadır. Maçtan sonra soyunma odasında, kızgınlığı hala geçmemiş olacak ki, tek yumrukla yere serer Keane’i. Sonraki basın toplantısında olayı soran gazetecilere;
“Düştükten sonra hemen ayağa kalktı, demek ki çok sert vurmamışım!”…
• • •
Sene 2003…
Manchester United Federasyon Kupası 5. tur maçında kendi evinde Arsenal’e 2-0 mağlup olur. Maçtan sonra Sir Alex Ferguson hışımla soyunma odasına girer. Kötü oynayan futbolcularına bağırmakta, odada Ferguson’un sesi yankılanmaktadır. İşte o sırada olan olur, kızgın teknik direktör yerde duran kramponu hışımla tekmeler. Krampon havalanıp karşıda oturan Beckham’ın yüzüne isabet eder. Sol kaşı açılan futbolcuya dikiş atılırken, olayı fazla büyütmeyen Ferguson konuyu şöyle özetler;
“Tamamen kazaydı! Aynı hareketi bin kere yapsam bir daha isabet ettiremem! Zaten öyle bir şut yeteneğim olsaydı futbol kariyerime devam ederdim!”.
İkilinin yıldızı bu olaydan sonra barışmaz ve Beckham bir sezon sonra Real Madrid’e transfer olur…
• • •
2008-2009 sezonu…
Newcastle United’ın efsane futbolcusu Alan Shearer, takımın teknik direktörlüğünü yapmaktadır. Liverpool deplasmanına, çok tartışılan sert orta saha oyuncusu Joye Barton’ı da götüren Shearer, muhtemel sonrasında bu kararından pişmanlık duyacaktır. Maç esnasında kırmızı kart gören futbolcu soyunma odasının yolunu tutarken, 10 kişi kalan Newcastle maçı 3-0 kaydeber. Maçtan sonra soyunma odasında futbolcusuna kızan Shearer, onu bu maçta oynatmakla hata yaptığını, gördüğü kartla yenilginin sorumlusu olduğunu söyler. Barton bunun üzerine teknik direktörüne dönerek cevabını verir;
“Ben bu takımın en iyi futbolcusuyum. Sen ise boktan bir teknik direktör ve boktan bir taktisyensin!”
Bu olaydan sonra kadro dışı kalan Joey Barton transfer listesine konulur!.
• • •
Stoke City’nin, Arsenal karşısında 2-0 kaybettiği bir Cumartesi maçından sonra, futbolcularının gösterdigi performansı yeterli bulmayan teknik direktör, takımı Pazar antrenmanına çağırır. Ancak maç öncesinde, Salı gününe kadar izinli oldukları söylenen futbolcular Londra’da Noel partisi ayarlamışlardır. Partiyi organize etmek için uzun zamandır çalışan forvet James Beattie, teknik direktörün ‘ekstra antrenman’ kararına itiraz eder. Soyunma odasında birbirlerine tekme tokat giren ikilyi külüp çalışanları ayırırken, Beattie bir süre kadro dışı kalır…
• • •
Geçmişte West Ham United’ın kaptanlığını yapmış, sonrasında Aston Villa’ya transfer olan, bu takımdaki kariyerinin büyük bölümünde sağ bek oynayan Reo-Coker, teknik direktörü Martin O’Neill’e orta sahada oynamak istediğini söyler. Ancak olumlu yanıt alamaz. İsteğini defalarca yineleyen, her seferinde teknik direktörün vetosuna takılan Reo-Coker, bir antrenman da aynı cevabı alınca hocasına saldırır ve ikili diğer futbolcuların önünde yumruk yumruğa kavga eder. Bir sonraki Portsmouth maçında futbolcuyu kadro dışı bırakan O’Neill, bir sonraki maçta kadrosuna dahil eder.
• • •
Tarih 27 Eylül 2011…
Manchester City, büyük umutlarla başladığı Şampiyonlar Liginde Bayern Munih karşısında 2-0 yenik durumda. Teknik direktör Roberto Mancini, yedek kulübesinde oturan Carlos Tevez’e oyuna girmesi için işaret verir. Ancak Arjantinli futbolcu oyuna sonradan girmeyi kabul etmez. İlk etapta futbolcuyu iki haftalığına kadro dışı bırakan Mancini, kulübün sahibi Sheikh Mansour ile yaptığı görüşmeden sonra futbolcuyu takımdan süresiz uzaklaştırırken antrenmanlara bile girmesini yasaklar. Kendisine kulüp arayan, ancak istediği koşulları verecek kulübü bulamayan Tevez, 2012 senesinin Şubat ayında City’e geri döner ve teknik direktöründen, takım arkadaşlarından özür diler. Sezonunun geri kalan maçlarında takımda yerini alırken, City’nin son saniyelerde gelen şampiyonluğunda önemli ölçüde pay sahibidir…
• • •
“İyi bir teknik direktör disiplinli, hoşgörülü olmalı, affetmeyi bilmeli, kulüp başkanı teknik direktör-futbolcu ilişkilerine karışmamalı…” demişti hocaların hocası, o sevimli İrlanda aksanıyla. “Çünkü sürtüşmenin kimseye yararı olmaz!” diye de eklemişti…
Dünya kulübü olma iddiasındaki Fenerbahçe’de son dönemde yaşananlara bakarak sormak isterdim;
Sence Alex’e yapılanlar doğru mu Samet; söyle doğru mu?
Ziya Adnan
21 Ekim 2012