Alkışlar dindiğinde…

Alkışlar dindiğinde…

Uzaklardan..

1994 senesinin yazıydı…

24 takımın katıldığı Dünya Kupası Amerika Birleşik Devletlerinde oynanacak, Afrika takımları tarihte ilk defa turnuvada üç takımla boy gösterecekti. Nijerya, Kamerun ve Fas dünya futbolunun devlerine kafa tutacak, güzel ve yalnız ülkemin takımı bir turnuvada daha yokları oynayacaktı. Bizimle beraber turnuvayı uzaktan izleyenler arasında İngiltere, Fransa, Macaristan ve İskoçya da vardı. 1938 senesinden sonra Britanya adalarının iki takımı İskoçya ve İngiltere ilk kez dünya futbolunun en büyük şölenine katılma hakkını kazanamamıştı. İki takıma nazire yaparcasına, Serbest İrlanda’nın mütevazı yeşilli takımı üst üste ikinci kez bu en görkemli turnuvada Britanya’yı temsil edecekti.

D Grubunun açılış maçında Arjantin, Yunanistan’ı rahat bir oyundan sonra 4 golle geçmiş, gözler grubun ikinci maçına çevrilmişti. Takvimler 24 Haziran 1994’ü gösterirken, turnuvanın figüranı olarak nitelendirilen Nijerya, Dallas’ta Hristo Stoichkov’lu Bulgaristan karşısına çıktı. Maçın 21. dakikasinda,  Daniel Amokachi’nin sağ kanada açtığı topla buluşan Finidi George topu ceza sahasına kesti. Nijerya’nın 9 numaralı 1.90’lık forveti topu Bulgaristan ağlarına gönderirken, bu gol Nijerya Milli Takımının dünya kupalarındaki ilk golü olarak futbol tarihine geçiyordu. O golden sonra uzun süre konuşuldu golü atan uzun siyahi forvetin sevinci. Kale ağlarına sıkı sıkı sarılırken adını haykırışı, o turnuvanın belleklere kazınan unutulmaz anılarından bir olarak kalacaktı.

O maçı 3 golle kazanan Nijerya, bir sonraki maçta Arjantin’e 2-1 yenilecek, grubun son maçında Yunanistan’ı 2 golle geçerek grubunu gol averajıyla Arjantin’in üstünde ilk sırada tamamlayacaktı.

İkinci turda Nijerya’nın karşısında turnuvanın güçlü takımlarından, teknik direktörlüğünü Arrigo Sachi’nin yaptığı İtalya vardı. Normal süresi beraberlikle biten maçı İtalya unutulmaz golcü Roberto Baggio’nun 102. dakikada attığı golle kazanıyor, Nijerya turnuvadan eleniyordu.

İlerleyen zamanlarda, Nijeryalı 9 numara o turnuvada attığı gol sonrası sevinci ile hatırlanacaktı…

***

O dünya kupasından sonra yıldızı parlayan 9 numara, Yunanistan’ın köklü takımı Olympiacos FC’ye transfer oldu. Ancak zaman içinde takıma uyum sağlayamayınca soluğu İspanya’nın Sporting de Gijón takımında aldı. Burada da kalıcı olamayan forvet, 1997 senesinde Portekiz’in Vitória F.C, sonrasında FC Zürich ve Club Athlétique Bizertin takımlarına gitse de Avrupa arenalarında umduğunu bulamadı.

***

1998 senesinin yazında, Fransa’da hayat bulan dünya kupasında bir kez daha yerini aldı Nijerya ve 9 numaralı forvet… Nijerya, grup maçını İspanya’yı 3-2 yenerek kazanıyor, oyuna ikinci yarının ortalarında giren forvet, gol sevinci yaşayamıyordu. Ekranları başına kilitlenenler, o unutulmaz gol sevincine bir kez daha şahit olamamıştı.

Grubun ikinci maçında, Bulgaristan karşısında yine galip gelen Nijerya ikinci tura yükseliyordu. 9 numara golünü atamamıştı ama takımı ikinci turda Danimarka karşısında yer alacaktı. Ama işler beklendiği gibi gitmedi. Bir kez daha ikinci turda elendi Nijerya. Bu kez Danimarka’nın kaptanlığını unutulmaz Michael Laudrup’un yaptığı maçta…

Nijeryalı forvet bu görkemli şölende bu kez umduğunu bulamamıştı…

***

23 Ekim 1963 tarihinde Kaduna’da doğan futbolcu, Nijerya’nın önemli kulüplerinde forma giymiş; 1981 senesinde UNTL Kaduna takımında başlayan profesyonel futbol kariyerinde Shooting Stars of Ibadan ve Portekiz’in Victoria de Setubal takımlarında yıldızı parlamış; 1993 senesinde Afrika futbolunun en iyisi seçilmişti. 41 yaşında futbolu bıraktığında, Nijerya futbolunun yetiştirdiği en önemli futbolculardan biri olarak hatırlanacaktı. Milli takımda 58 maça çıkmış, 37 gol kaydetmişti. Ülkesini, ikisi dünya kupası olmak üzere beş önemli turnuvada temsil etti.

Futbol kariyeri boyunca 14 takımın formasını giymiş, 1981 senesinde başlayıp, 2004’de son bulan futbol macerasında bir kez “African Footballer of the Year” ödülünü kazanmıştı. Nijeryalı defans oyuncusu Sunday Oliseh, kişisel web sitesinde, “Gelmiş geçmiş en iyi Afrikalı futbolculardan biri” olarak tanımlıyordu eski takım arkadaşını…

***

Geçtiğimiz aylarda, takvim yaprakları 4 Mayıs 2012’yi gösterirken onun aramızdan ayrıldığını yazdı gazeteler. Bir süreden beri sağlık sorunları yaşıyor, zor şartlarda hayata tutunmaya çalışıyordu.  Yazılanlara göre son zamanlarında kendini eve kapatmıştı; akli dengesi yerinde değildi. Sahip olduğu hemen her şeyi yakmıştı. Ibadan’da bir hastane odasında hayata gözlerini yumduğunda ne bankada parası vardı, ne de etrafında sevenleri… “Onu yalnızlık ve depresyon öldürdü” diyordu tanıyanlar. Yalnızlık, kimsesizlik, terk edilmişlik, ölümü hatırlatan ne varsa o acı sonu hazırlamıştı. Perdeler kapanıp, alkışlar dindiğinde unutulmuş nice yıldızlar gibi o da yoksulluk içinde kayıp gitti…

O mayıs sabahı, henüz 48 yaşında aramızdan ayrıldı Rashidi Yekini. Ondan geriye, 1994 Dünya Kupasında Bulgaristan’a attığı gol sonrasında ağları yırtarcasına sarsarken çekilen o unutulmaz fotoğrafı kaldı…

Zıya Adnan

5 Ağustos 2012

RashidiYekini