Emery’nin karnesi: Değişim zaman ister…

Uzaklardan…

Taraftar ahalisinin geneli ilk sezonunda hocadan başarı bekler, bizim coğrafyada şarkısı bile var: “Şampiyon yap bizi, cehennemde yak bizi!” Oysa teknik direktörlerin yeni kulüplerindeki ilk sezonu alışma-değişim sezonu olarak geçer. Taraftar bekleyedursun onlar takımı tanımaya çalışır, çıkışı zamana bırakır…

Hatırlayın, Jurgen Klopp’un ilk sezonunda Liverpool sezonu 8. sırada bitirirken Avrupa Lig’inin finaline kadar yükselmiş ama kupayı kazanamamıştı. Ligin son maçında evlerinde West Brom’a karşı aldıkları beraberlik buruk bir sevinç olarak hafızalara kazındı o sezon. Yakın şehrin takımı Manchester City’nin başında Pep Guardiola da ilk sezonunda benzer akıbeti yaşadı. Takımı ligi ancak ilk dört içinde bitirirken Şampiyonlar Ligine son 16’da veda ediyor, son maçta Everton karşında farklı kaybediyordu…

Diyeceğim o ki, teknik direktörün ihtiyacı ilk aşamada zaman, sonrası tadilat, tamirat. Tıpkı o enfes televizyon programı gibi. Örnekleri Klopp ve Guardiola. Wenger sonrası Arsenal’de göreve gelen Emery sezon başında hedeflerini şöyle açıklıyordu, rakibe göre farklı formasyonlara uyum sağlamak, ilk altı içindeki takımlara karşı daha iyi sonuçlar ve yeniden Şampiyonlar Lig’inde boy göstermek. İlk sezonundaki karnesine bakarak, hedeflerin ikisinde başarılı 47 yaşındaki İspanyol, ilk altı içindeki takımlarla başa baş mücadele etti takımı, Tottenham, Manchester United, Chelsea ve Avrupa’da Napoli’yi devirirken o maçlarda 10 gol buluyordu. Sezonun ilk yarısındaki 23 maçlık yenilmezlik serisi umutlandırmıştı sevdalılarını. Ancak son hedefinde umduğunu bulamadı, malum takımın deplasman karnesi en iyimser Arsenal taraftarını bile endişeye gark eder. Bu sezon evinden ırak 8 mağlubiyet almış, son üç deplasmandan eli boş dönmüş takımdan söz ediyoruz sonuçta. Takımın bariz sorunu savunmada, hocalık kariyeri boyunca dörtlü savunmayı tercih eden Emery savunmasındaki zaafları gördüğü için beşli savunmaya döndü ama Bellerin’in sakatlığı nedeniyle sezonu kapatması, savunmanın ortasında Mustafi ve Sokratis’in acemilikleri, defansif orta saha görevini yüklenmesi gereken Xhaka’nin yetersizliği, yedek kulübesinin kısıtlılığı Emery’nin sıkıntıları…

Bitime bir kala Emery’nin takımı evinde düşmekten kıl payı kurtulmuş Brighton & Hove Albion karşısında. Manchester United’ın ilk dört umudunun kaybolduğu, Tottenham’ın sezonun 13. mağlubiyetini aldığı haftada Arsenal üç puanı kapıp son maçta rakiplerin puan kaybetmesini bekleyecek, sevdalıları adına ummak ve beklemekle geçen bir sezon daha. Emery, Tottenham deplasmanında son dakikada kaçan penaltıya, puansız geçen son üç deplasmana, evlerinde kaybettikleri Crystal Palace maçına hayıflanıyordur muhtemel.

4-3-3 dizilişinde ev sahibi, hücumda Özil, Lacazette, Aubameyang üçlüsü. Henüz ilk dakikada Mkhitaryan’nın vuruşunda direk gole izin vermiyor. Ama 10. dakikada golü buluyorlar, Monreal’in ceza sahasında düşürülmesi sonucu kazanılan penaltıyı gole çeviren Aubameyang. Golden sonra sabırla tempoyu ayarlayan Arsenal ama pozisyon üretemiyor. 17’de ilk tehlikeli atağını geliştiriyor misafir takım, Gross’un vuruşu baraja takılıyor. Üçüncü bölgede etkili, savunmada ağır Arsenal 26’da bir tehlike daha atlatıyor, emektar forvet Murray’nin kafa vuruşu kaleci Leno’da kalıyor. 38’de Monreal’in soldan ortasına Aubameyang’ın vuruşunu uzanarak çeliyor Brighton kalecisi Ryan. Arsenal topa yüzde 69 oranında sahip olduğu ama fazla pozisyon üretemediği devreyi önde kapatıyor.

İkinci devreye baskılı başlıyor Brighton, arka arkaya kullandıkları kornerlerden sonuç alamıyorlar. Onların da sıkıntısı gol yollarında, küme düşen üç takımdan sonra en az gol (33) kaydeden takım. 56’da bu kez penaltıyı kazanan misafir takım, Xhaka’nın ceza sahasında gereksiz müdahalesi ve penaltıyı gole çeviren Murray. Gol uyandırıyor Arsenal’i, 74’te Aubameyang net fırsatı gole çeviremiyor. Son 15 dakikada üç değişiklik birden yapıyor Emery ama kalabalık rakip savunmayı açacak oyuncunun olmayışı sonuca yansıyor. Aldığı beraberlikle ilk dört şansını kaybediyor takımı, lider Liverpool’un 37 puan gerisinde, tek umut şimdi UEFA Avrupa Kupasında….

Bu vesileyle, yedek kulübesindeki 36 yaşındaki Cech’in Emirates Stadındaki son maçıydı, sezon sonunda futbolu bırakacak emektar kaleci, onu da hatırlayalım. 2018 senesinin Ocak ayında yine bu köşede yazmıştım hikâyesini. 2004 senesinden beri Ada futbolunun baş aktörlerinden biriydi. Dört kez Premier Lig şampiyonluğu yaşadı, dört kez de Federasyon Kupasını kaldırdı. 2011-12 sezonunda Chelsea ile Şampiyonlar Ligini kazandı. Her ne kadar son sezonlarda düşüş yaşamış olsa da Arsenal sevdalılarının futbol hafızalarında yeri her daim baki kalacaktır, onun gibisi nadir gelir yeşil sahalara…

Ziya Adnan

11 Mayıs 2019