Oxford United: Yıllara karışan her şey ses verir…
Uzaklardan…
‘Anladım hayatmış mazinin adı / yıllara karışan her şey ses verir’ der Nâzım Hikmet mısralarında. Milli maçlar nedeniyle verilen aradan yararlanıp Londra’nın 60 kilometre batısında yer alan üniversite şehrinin sarı lacivertinin halini hatırını soralım bu hafta, yıllara karışan sese kulak verelim…
1981-82 sezonuydu, Premier Lig henüz kurulmamış, parası sevdasından büyük işadamları henüz adına futbol denilen güzel oyuna el atmamıştı. Kökleri 1893 senesine dayanan kulüp üçüncü lige tutunma mücadelesi verirken, ülkenin en büyük bankalarından birine olan borçları nedeniyle kapanma aşamasına gelmişti. İşte o günlerde beklenmeyen bir olay gerçekleşti. 1923 doğumlu Çekoslovakya asıllı medya patronu Robert Maxwell, kulübü satın alarak gereken maddi desteği sağlıyor, 1985-86 senesinde sarı lacivertliler 1. Lige yükseliyordu. O sezonun sonunda kümede kalmayı son maçta garantilediler. Kaderin cilvesi, o zamanki adıyla ‘Süt Kupası’ olarak bilinen Lig Kupasını kazanarak Avrupa kupalarında oynamaya hak kazanmışlardı. Ancak Heysel faciası yüzünden İngiliz takımlarına verilen ceza nedeniyle kupalara katılamadılar.
Sonra…
1987 senesinin mayıs ayında Maxwell başkanlığı oğlu Kevin’e bırakarak Derby County’nin başkanlık koltuğuna oturdu. Değişim yaramamış, üç senelik maceranın sonunda takım 1. Ligden düşmüştü. Beterin beteri var, 1993-94 sezonunun sonunda 3. Lige düştüler. 1998 senesinin kış aylarında kriz iyice büyümüş, kulüp çalışanları paralarını alamadıkları gerekçesiyle haklarını mahkeme kapılarında aramaya başlamıştı. Durumdan rahatsız olan taraftarlar, Fighting for Oxford United’s Life (FOUL) adında bir oluşumun çatısında birleşti. O dönem 15 milyon sterlin borcu olan kulüp, 1 sterlin karşılığında Firoz Kassam adındaki işadamına satıldı. Ancak yeni başkan da kulübün kötü gidişine çare olamadı. 2006 senesinin mart ayında, kulübü iki milyon sterlin karşılığında satışa çıkartırken, o sezonun sonunda takım amatör kümeyi boyladı…
Robert Maxwell’e gelince…
70’li yıllarda İşçi Partisi’nden milletvekilliği yapmış işadamının 5 Kasım 1991’de Kanarya adaları açıklarında yatından düşerek boğulduğunu yazdı gazeteler. Kimilerine göre, adı İngiltere’de o dönemin en büyük yolsuzluk davalarına karışmış 68 yaşındaki medya patronu İsrail gizli servisi Mossad tarafından zehirlenerek öldürülmüştü. Ölümünden sonra, İngiltere’nin en büyük bulvar gazetelerinden, Maxwell’in de sahip olduğu Daily Mirror, eski patronlarının Mossad’a şantaj yaptığını ve bu yüzden öldürüldüğünü manşetlerine taşırken, eski bir Mossad görevlisi de Maxwell’in bir dönem kendileri adına çalıştığını açıklıyordu. 10 Kasım 1991’de toprağa verilen Maxwell’in mezarı Kudüs’teki Har Zeitim Mezarlığında yer alıyor.
•••
Güz zamanlarında, 24 takımlı League One’da (3. Lig) 12 maçta sadece bir galibiyeti bulunan Oxford United ligin dibinde. Yaş ortalaması 25,7 olan 26 kişilik kadronun toplam değeri 6,7 milyon sterlin. Maçlarını oynadıkları Kassam Stadı 12.500 kapasiteli, 1997’den beri takıma ev sahipliği yapıyor. 2017-18 sezonunda bu statta 6.472 taraftar ortalaması yakaladılar. Yazdan kalma bir günde rakip, kendileri gibi zor günler geçiren Plymouth Argyle, ülkenin güneyinde 263 bin nüfuslu sahil şehrinin yeşil siyahı. 1886 senesinde kurulmuşlar. Köklü tarihlerinde en üst ligde oynamışlıkları yok, ummak ve beklemekle geçmiş zamanlar.
4-3-3 dizilişindeki ev sahibinin değerlisi 33 yaşındaki sağ kanat Jamie Mackie, kariyerinde altı maçta İskoçya Milli Takımının formasını giydi. Henüz 4. dakikada, sol ayağıyla köşeyi bularak kaydediyor golünü; hırsı, mücadelesi, vuruş tekniği takdire şayan. 3. Ligin özelliği, takımların uzun top müdavimi olmaları, oyunu geriden kurmak yerine savunmadan uzun çıkıyor takımlar. Devrenin bitimine yakın soldan giriyor Brown, ev sahibinin çabuk sol kanadı, kestiği topu kullanamıyor Mackie. Akabinde beraberlik şansını kullanamıyor misafir takım, yakın mesafede kaleyi bulamıyor O’Keefe. Oxford United’ın topa yüzde 55 oranında sahip olduğu ama pozisyon üretmekte zorlandığı devre ev sahibinin üstünlüğüyle kapanıyor.
İkinci devreye ofansif başlıyor Plymouth ama hücumda topu saklayan etkili forvetlerinin olmayışı önemli eksiklileri. Ev sahibinin göze batan oyuncusu 12 numaralı Holmes’un, çabukluğu, direkt kaleye gitmesi artıları. 55’te onun getirdiği topu iyi kullanamıyor McMahon. 62’de Brown oyundan alınıyor, yerine giren Baptiste. Oyunu geniş alanlara yaydığında etkili oluyor Oxford United ama ceza sahasına indirdikleri toplar isabetsiz. Son 20 dakikada baskıyı artırıyorlar, misafir takım sahasından çıkmakta zorlanıyor. 74’te farkı ikiye çıkarıyorlar, 5 numaralı Nelson yakın mesafeden kaçırmıyor. O gol direncini kırıyor misafirin, Songo’o ikinci sarıyla oyun dışı kalıyor. 7.332 taraftarın önünde üstün oynadığı, rakip kaleyi 18 kez yokladığı maçı iki farkla kazanıp ligin dibinden kurtuluyor Oxford United. Maçın adamı ilk golün sahibi Mackie, ilerlemiş yaşına rağmen çalışkanlığıyla takımını ateşliyor.
Geçen yazımda, yine bu köşede futbolun baş aktörü Barça’yı ve büyüleyen yıldızını yazmıştım, meraklısına. Bu yazıda da 3. Ligde eskiye ağıt yakan Oxford United’ı… Ne diyelim, futbol da hayat gibi, ikbali de gören var, idbarı da…
Ziya Adnan
15 Ekim 2018