Emirates’te eskinin yıldızı: Kızıl Yıldız…
Uzaklardan…
Günümüzden 72 sene önce, Mart 1945’te kurulmuş Red Star Belgrade, bizdeki adıyla Kızıl Yıldız. Futbol aleminde Crvena Zvezda adıyla biliniyorlar, Şampiyonlar Ligini kazanan eski Yugoslavya’nın tek takımı. Köklü tarihlerinde liglerinde 27 şampiyonluk yaşamışlar. Kuruluş hikâyeleri ilginç: 1945’te, İkinci Dünya Savaşı’nın tüm şiddetiyle hüküm sürdüğü zamanlarda faşizme karşı kurulan ‘Antifascist Youth League’ üyeleri tarafından kurulmuşlar. Kısa süre sonra Yugoslavya Ligine kabul edilen kırmızı beyazlı takımın ilk şampiyonluğu 1951’de. Sonrası kulübün yeşil sahalarda parladığı zamanlar… 1951-92 arasında ilk kez kazandıkları Yugoslavya 1. Ligini ilerleyen zamanlarda 19 kez şampiyon olarak bitirmişler. Halen Sırbistan’ın en popüler takımı, 2008’de ülkede yapılan bir ankete göre futbolseverlerin neredeyse yarısı takıma sevdalıymış. (Zafer avcılığı sadece bizim coğrafyaya ait değil anlayacağınız!)
1992’de kurulmuş Sırbistan Ligi, adının başına ‘Süper’ eklenmiş ama futbol kalitesi olarak vasat Süper Ligimize fena benziyor. Şöyle ki, onların ligi 16 takımlı, 1992-93 sezonundan beri şampiyonluk kupasını ya Kızıl Yıldız kazanmış ya da Partizan. Tek istisna, şampiyonluk kupasını 1997-98 sezonunda Obilic’in kaldırması. O sezonda ligi Kızıl Yıldız ikinci, Partizan üçüncü sırada bitirmiş; ne diyelim, küme düşecek değiller ya!
2006’da ‘Süper Liga’ adını alan ligde bu sezona kadar 28 takım boy gösterdi, o süreçte Partizan’ın sekiz, Kızıl Yıldız’ın üç şampiyonluğu bulunuyor. Birinin şampiyonluk yarışını ilk sırada bitirdiği sezonda genelde diğeri ikinci sırayı aldı. Anlayacağınız, kurulduğu tarihten günümüze bizde üç takımın oligarşisi hüküm sürerken, onların liginde de iki esas oğlan tahtı kimselere bırakmıyor. Bu vesileyle, dördüncü büyük olarak lanse edilen Trabzonspor’un en son şampiyon olduğu sene doğan çocukların 30’lu yaşların ortasına demir attıklarını şairin dizeleriyle hatırlatalım: “Yaş otuz beş yolun yarısı eder, Dante gibi ortasındayız ömrün…”
İki takım rekabeti olur da dünya derbisi olmaz mı, olur elbet! Onların derbisi de dünya futbolunun en ateşli beş derbisinden biri. Partizan ordunun, Kızıl Yıldız komünist partisinin kulübü; aralarındaki maçlarda kavga, küfür, ırkçılık, şiddet ne ararsan bolca var. 2009’da Daily Mail gazetesi iki takım arasındaki maçları en büyük dördüncü derbi olarak göstermiş. Bir seferinde, Marakana Stadı’nda oynanan maçı 108 bin taraftar izlemiş. Kızıl Yıldız taraftarları futbol aleminde orijini Osmanlıcadan gelen ‘Delije’ (Kahramanlar) kelimesiyle biliniyor. 90’lı senelerin başında bir dönem Yugoslav gizli servisinde çalışmış ‘Arkan’ lakaplı Zeljko Raznatoviç’ın tribün liderliğini yaptığını, o dönemde taraftarların etnik temizlik operasyonlarına girdiğini anlatır Tanıl Bora, ‘Belalı ve hazin derbi’ yazısında.
Eh biri deli olunca diğeri de akıllı olmaz elbet, Partizan sevdalılarıysa kendilerine ‘Grobari’ (mezar kazıcıları) adını uygun görmüş, 1970’ten beri böyle biliniyorlar. İnanması güç ama iki kulübün Autokomanda bölgesinde bulunan mabetleri arasındaki mesafe ancak bir kilometre kadar. 2016-17 sezonunu Partizan şampiyon olarak kapatırken ezeli rakibine altı puan fark attı.
Kızıl Yıldız’ın efsanesi Dejan Savicevic 51 yaşında, 1988-1992 arasında takımın formasını giymiş, üç şampiyonluk yaşamış. 1992’de transfer olduğu AC Milan’da 1998’e kadar forma giyerken üç şampiyonluk görmüş, 1993-94 sezonunda Şampiyonlar Ligini kazanmış. Şimdilerde ülkesinin futbol federasyonu başkanı.
•••
Kasım ayının ilk günlerinde, UEFA Avrupa Ligi maçında Arsenal’in Emirates Stadındaki konuğu Kızıl Yıldız. Gruptaki ilk maçını Belgrad’da kazanan Arsenal’in rakibine karşı tarihte ilk galibiyeti. Daha önce 1978-79 sezonunda UEFA Kupası maçında karşı karşıya gelmişler, ilk maçı tek golle kazanan Kızıl Yıldız, Highbury’de 1-1’lik sonuçla Londra takımını elemiş. Misafir takım grupta 4 puanla üçüncü sırada, Avrupa arenalarında 1991’den beri deplasmanda arka arkaya iki maç kazanamamışlar. Takım hırçınlığıyla biliniyor, bu sezon kupada oynadıkları üç maçta dokuz sarı, bir kırmızı kart gördüler. 29 kişilik kadronun değeri 19,3 milyon sterlin, Ada takımının değeri yanında devede kulak misali. 4-2-3-1 dizilişindeki misafir takımın geri dörtlüsünde oynayan futbolcularının sırt numaralarının toplamı 283… 90 numaralı savunmacı mı olur diyenlere inat! Arsenal’de Wilshere, Walcott ve Giroud; Özil, Lacazette ve Sanchez’in yerine sahada. 10. dakikada Giroud’un yakın mesafeden vuruşunu ayaklarıyla önlüyor kaleci Borjan. Kaptığı topları dikine çabuk kullanarak golcüleri Boakye’yi pozisyon hazırlamak istiyorlar ama üçlü savunma arasında çok yalnız 14 numara. Top rakipteyken takım halinde savunuyor kalesini Kızıl Yıldız. Arsenal ise arabanın cam sileceği misali, hep yana, hep yana! 36’da gole yaklaşıyor misafir takım, Savic’in kafa vuruşunu kornere çeliyor Macey. Kızıl Yıldız’ın topa yüzde 36 oranında sahip olduğu ilk yarı golsüz kapanıyor.
İkinci yarıya Giroud’un üstten dışarıya giden vuruşuyla başlıyor Wenger’in talebeleri. 52’de rakibin en iyisi Kanga’nın vuruşu Macey’de kalıyor. Gabon Milli Takımının da formasını giyiyor 27 yaşındaki ofansif orta saha. 63. dakikada Wılshıre’ın vuruşunu çizgide çıkarıyor La Tallec, 70’te teknik direktörü Milojevic tarafından oyundan alınıyor Kanga, oyundan çıkarken yüz ifadesi hoşnutsuzluğun fotoğrafı. Golsüz biten maçın sonunda Kızıl Yıldız H grubunda Arsenal’in ardından 5 puanla ikinci sırada. Hocaları Milojevic iyi hazırlandıklarını, ilk maçta yaptıkları hataları tekrar etmediklerini, gol fırsatları yakaladıklarını ama atamadıklarını anlatıyor. Grupta iki maçları kaldı, eski günlerinden uzakta olsalar da gruptan çıkmaları mümkün. Şans melekleri yanlarında olsun, en azından eski günlerin hatırına…
Ziya Adnan
7 Kasım 2017