Premier Lig seyir defteri, Zlatan fırtınası…
Uzaklardan…
Sir Alex Ferguson ile kazandığı onca kupadan sonra, İskoç teknik direktörün emekliliğe ayrılmasıyla eskiyi özler oldu Manchester United. 2015-2016 sezonunu 5. sırada bitirerek bu sezon Şampiyonlar Ligine katılma fırsatını kaçırdılar. Transfer döneminde 34 yaşındaki ünlü golcüyü saflarına kattıklarında ben dâhil çokları bu transferi, o yaştaki bir topçunun takıma verebileceklerini sorgulamıştı. Ama sanırım fena yanıldık, Premier Lig’de oynadığı ilk üç maçı kazanırken Zlatan İbrahimovic takımını sırtlayan futbolcu oluyordu. Eh, futbolun içinde yanılmak da var. Kırmızı Şeytanlar’ın hal ve gidişine baktığımız bu yazıda hatırlayalım İsveçli golcüyü…
Takvim yaprakları 3 Ekim 1981’I gösterirken İsveç’te dünyaya gelmiş; 1977 senesinde ülkeye Bosna’dan göç eden Bosnalı alkolik bir baba ile Hırvat bir annenin altı çocuğundan biri. Henüz iki yaşındayken ayrılmış annesi ve babası, Malmö’de göçmenlerin yoğunlukta olduğu, yoksulluğu ile namlı Rosengard mahallesinde geçmiş çocukluk yılları. Çevresindekilerin hep yabancı olmasından olsa gerek çocukluk zamanlarında yabancı kalmış doğup büyüdüğü topraklara, ne yaşadığı şehre aşinalığı varmış, ne de ülkedeki televizyon kanallarına…
Futbola altı yaşında, kendisine hediye edilen bir çift kramponun hatırına bölgenin iki takımı Malmö BI ve FBK Balkan miniklerinde başlamış. FBK Balkan’da forma giydiği zamanlarda bir maçta takımının ilk devreyi 4-0 yenik kapattığını, 2. yarının başında oyuna girerek sekiz gol attığını anlatır geçmiş zamanlarda verdiği bir söyleşide. 15 yaşına bastığı zamanlarda okulu ve futbolu bırakıp rıhtım işçiliği yaparak para kazanmak istemiş ama bu fikrinden vazgeçirmiş onu Malmö yıllarındaki hocası…
Malmö’de ilk sözleşmesini 1996 senesinde imzalarken, 1999’da ‘A’ takıma yükselmiş. O yıllarda ülkenin en üst liginde mücadele eden Malmö, onun ilk sezonunda ligi 13. sırada bitirerek küme düşmüş, ancak bir sezon sonra yeniden dönmüş lige. Tarihe düşen not; 1996 senesinin Kasımında Arsenal’de teknik direktörlüğe getirilen Arsene Wenger onu Londra takımına transfer etmek için çok uğraşmış ama başarılı olamamış.
2001 senesinin Mayıs ayında, henüz 19 yaşında 8,7 milyon Euro karşılığında Ajax’a transfer olduğunda ülke basını bu transferi yazıyor, televizyon kanalları onu haber yapıyormuş. O günlerde oğlunu televizyonda gören annesinin telaş içinde onu arayıp, “Oğlum iyi misin, yoksa seni kaçırdılar mı, başın yine belada mı?” diye sorduğu anlatılır. Günümüzde hemen her göçmenin en büyük sıkıntısı, tıpkı o anne gibi yaşadığı ülkenin diline yabancı olması…
Ancak Ajax’ta geçirdiği ilk zamanlarında, kadronun en az ücret alan futbolcusu olarak kiralık bir evde kötü koşullarda yaşıyor olması motivasyon açısından zorlamış futbolcuyu. Malum, yeni bir şehirde yeni bir hayata alışmaya çalışmak, evinden ırak düşen her genç futbolcunun sorunu. İçine düştüğü sıkıntıyı çözmenin en iyi yolunun kendisine bir menajer edinme olduğunu düşündüğü zamanlarda karşısına, sonraları en iyi dostu olacak Mino Raiola çıkmış. Hukuk okuduğu yıllarda garsonluk yapan, İtalyan-Alman karışımı, kısa boylu, şişman adam günümüzde Monaco’da yaşıyor ve Avrupa liglerinde top koşturan 20’den fazla futbolcunun menajeri.
2001 senesinden 2004’e kadar formasını giydiği Ajax’ta 74 maçta 35 golü var. 2004 senesinin Ağustos ayında Hollanda karşısında oynanan milli maçta takım arkadaşı Rafael van der Vaart’ı kasıtlı sakatladığı gerekçesiyle kulübü tarafından satış listesine konulmuş. 16 milyon Euro karşılığında transfer olduğu Juventus’ta o dönem sakalığı nedeniyle forma giyemeyen David Trezeguet’in yerine ilk on birde sahaya çıkarken ilk sezonunda 16 gol atmış. 2006 senesine kadar kaldığı Juventus’ta 70 maçta 23 golü bulunuyor. Bir sonraki durağı Inter Milan’da Roberto Mancini’nin öğrencisi, ilk sezonunda takımın en fazla gol atan futbolcusu olmuş. Inter onun ilk sezonunda 17 seneden sonra ilk şampiyonluğunu kazanmış. 2008 senesinin yazında, Mancini’nin yerine teknik direktörlüğe getirilen Jose Mourinho futbolcunun kariyerindeki en önemli hocalarından…
Bu sezon Manchester United formasıyla ilk üç maçta kaydettiği dört golle takımının generaliydi müthiş golcü. Milli maçlar nedeniyle verilen aradan önce oynanan son maçta, Hull City deplasmanında 24,560 taraftarın önünde yine çok etkili başladı maça. İlk devrede rakip ceza sahasında kazandığı hava toplarını Martial ve Rooney gole çevirse muhtemel farka giderdi takımı. Ev sahibi takımın en iyisi savunmasındaki Curtis Davies, 2003 senesinde Luton Town’da başlayan kariyerinde çok yol kat etmiş. United’ın sayısız fırsat kaçırdığı maçın tek golünü oyuna sonradan giren Marcus Rashford uzatmalarda kaydetti. Bu sonuçla United 2011-2012 sezonundan beri ilk kez ilk üç maçta puan kaybetmiyor, Zlatan fırtınası esmeye devam ediyordu. Haftaya şehirdaşı City ile karşılaşacak United, fırsat bulursanız kaçırmayın derim…
Ziya Adnan
6 Eylül 2011