Rose, Alli, Kane: Premier Lig’in yükselenleri…
Uzaklardan…
Premier Lig’de oynadığı son 13 maçı kazandı Chelsea, Conte’nin makineyi andıran lider takımı. 19 maçta kalelerinde sadece 13 gol görürken Liverpool’dan sonra en fazla gol atan takım olmaları kayda değer. 3-4-3 dizilişinin üç hücumcusu Pedro, Hazard ve Costa bu sezon 27 gol kaydetmişler, takımın maç başına gol ortalaması 2,2… Maviler yeni senenin ilk Londra derbisinde, deplasmanda ligde 5. sıradaki Tottenham karşısında. Bu maçta alacakları bir galibiyet Premier Lig tarihinin galibiyet serisi rekorunu kıracak. Lig tarihinde 49 kez karşılaşmış iki takım, Tottenham rakibini sadece dört maçta yenebilmiş ve o dört galibiyet de kendi evlerinde gelmiş. İnanması güç ama 1974-1975 sezonunda iki takım da kümede kalmak için mücadele vermiş, ligin bitmesine üç maç kala Tottenham Chelsea’yi 2-0 yenerek kümede kalmıştı. O maçtan sonraki iki maçı da kazanamayan Chelsea o sezon sonunda küme düşmüştü…
2006 senesine kadar Chelsea taraftarları Tottenham deplasmanını “three point lane” lakabıyla anarlardı, 19 senedir rakibe karşı yenilmedikleri, üç puanı heybede gördüklerinden olsa gerek. Ama her serinin sonu vardır, o sene bozuldu büyü. Son sezonlarda Chelsea adına ligin en zor deplasmanlarından White Hart Lane; bu tarihi statta oynadıkları son 10 lig maçından sadece birini kazanabilmişler. Sadece Chelsea adına değil, tüm takımlar adına zor deplasman “Lane”, bu sezon Tottenham ligde evinde yenilgi almazken oynadığı 9 maçın 7’sini kazanıp 2’sinde berabere kalmış. Bu vesileyle Tottenham’ın 1993 doğumlu golcüsü Harry Kane’e de selam çakmadan geçmeyelim. Son 17 Londra derbisinde 17 golü var 10 numaranın. Cumartesi gecelerinin enfes futbol programı “Match Of the Day”in yorumcularından Danny Murphy, “İngiltere Milli Takımı ona göre dizayn edilmeli, bu çocuğu izlerken zayıf yönlerini bulmakta zorlanıyorum” demişti.
Her ne kadar Tottenham taraftarları adına ezeli düşman Arsenal olsa da, Chelsea ile aralarındaki gerilimin 2005 senesinden günümüze artarak geldiğini belirtelim. O sene Tottenham’ın futbol direktörü Danimarkalı yetenek avcısı Frank Arnesen, Chelsea’nin göz kamaştıran teklifini geri çevirmeyerek Batı Londra’nın yolunu tutmuş ve Chelsea Tottenham’a 5 milyon Sterlin tazminat ödemek zorunda kalmıştı. 2011 senesinde Chelsea bu kez Tottenham’ın Hırvat oyun kurucusu Modric’e kanca atınca, Tottenham başkanı Daniel Levy futbolcusunu Chelsea’ye vermemek için Real Madrid’le anlaşmıştı. Yazılanlara göre Chelsea’nin önemli oyuncusu Willian, Tottenham’ın saflarına katılmak üzereyken fikrini değiştirip Batı Londra kulübünün saflarına katılmış…
•••
İki takım kasım ayının sonlarına doğru Stamford Bridge Stadı’nda karşılaştı, ev sahibi o maçı 2-1 kazanarak Tottenham’ın bu sezonki yenilmezlik serisine son verdi. Ocak ayının soğuk bir akşamında, o maçın rövanşında 31.491 taraftarın önünde Tottenham kendi evinde lidere karşı. İki takım da üçlü savunmayla başlıyor maça, ev sahibi 3-4-2-1 dizilişinde. Henüz 5. dakikada üçlü savunmanın sıkıntısı gösteriyor kendini, savunmanın arkasına atılan topta az adamla yakalanıyor Tottenham, Hazard’ın çaprazdan vuruşu az farkla dışarda. İki takımın da çok top kaybı yaptığı, temponun hiç düşmediği ilk 20 dakikada Tottenham topla daha çok oynayan takım (yüzde 58). Sol bekte oynayan Danny Rose ligin yükselenlerinden, çizgide savunma ve hücum deparları durmaksızın devam ediyor. Alt yapısından yetiştiği Leeds United’da sağ kanatta oynuyormuş, 2007 senesinde geldiği Tottenham’da Harry Redknapp ona sol bekte görev vermeye başlamış. Yeni yerine kısa sürede alışmış 1990 doğumlu Rose, son sezonlarda ligin en iyi sol beki olma yolunda…
Rose ve Alli gibi genç oyuncuların fiziksel gelişimlerinde Pochettino ve yardımcısı Jesus’un hakkını vermek gerek. Tottenham’ın enerjiye dayalı kaybedilen toplarda rakibe baskı kurması, Southampton’ı Premier Lig tarihinin en iyi derecesine taşıyan teknik direktörün izlerini taşıyor. Maça dönersek, ilk yarı bitti derken golü buluyor Tottenham, Eriksen ortalıyor Delli kafayla tamamlıyor.
İkinci yarıya beraberliği yakalamak için hücumda çoğalarak başlıyor Chelsea ama ilkinin kopyası golle ikinci golü kalesinde görüyor. 54. dakikada Eriksen sağdan ortalıyor, kafayı vuran Dele Alli. 11 Nisan 1996’da dünyaya gelmiş son sezonlarda yıldızı parlayanlardan… Alt liglerde MK Dons takımında başlayan kariyerinde İngiltere Milli Takımının tüm yaş gruplarında forma giymiş. Sahadaki bebek yüzlü görünüşü aldatmasın, çalışkanlığı ve bitiriciliği takdire şayan. Pochettino, Chelsea’nin zayıf tarafını iyi çalışmış olmalı ki oyunu kanatlara yıkıp süratli çıkıyorlar kaptıkları toplarda. Sağda Walker, solda Rose’u durdurmakta zorlanıyor Maviler. Üstelik Moses ve Pedro kötü günlerinde… Velhasıl kayıpsız geçen 13 maçtan sonra yenilgiyi tadıyor Conte’nin takımı. Maç sonu basın toplantısında İtalyan teknik direktör seriyi iyi bir takıma karşı kaybettiklerini, yeni bir seri yakalamak için çalışacaklarını söylüyor. Üçlü savunma felsefesini değiştirip değiştirmeyeceğini soruyorum. Bu sistemin takımına uyduğunu, ancak kaybedilen bir maçtan sonra bu soruyu sormamın manidar olduğunu söylüyor gülümseyerek…
Ziya Adnan
9 Ocak 2017