Sheffield Wednesday: Baykuşlar’ın hüznü…
Uzaklardan…
İngiltere’nin kuzeyinde Yorkshire bölgesinde kurulmuş, adını içinden geçen nehirden alan 564 bin nüfusa sahip tarihi bir şehir Sheffield. 19. yüzyılda çelik üretimiyle adını dünyaya duyurmuş, 2. Dünya Savaş’ından sonra ekonomik sıkıntılarla işsizlik girdabına sürüklenmiş, günümüzde iki büyük üniversiteye sahip, ülkenin en yeşil şehirlerinden. Kişi başına düşen ağaç miktarında Avrupa’da ilk sırayı almış, şimdilerde biraz sessiz, kendi halinde… İşte o yeşil şehrin en eski takımı Sheffield Wednesday, nam-ı diğer Owls (Baykuşlar). Aslında yalnız şehrin değil, dünya futbolunun en eski kulübü olarak nam salmışlar futbol âleminde. Kuruluş hikâyeleri ilginç: 1820 senesinde “The Wednesday Cricket Club” olarak kurulmuşlar, maçlarını çarşamba günleri oynadıkları için kulübün adına kendilerince o kutsal günü de eklemişler. 4 Eylül 1867’de sporcularını kış aylarında formda tutabilmek için aynı isimde bir futbol takımı kurmuşlar ve ilk resmi maçlarını 1868 senesinin Şubat ayında oynamışlar. 1980 ve 1990’lı yıllarda Ada futbolun en üst liginde mücadele ederken, 1993 senesinde Federasyon Kupasında finale kadar yükselmişler. 1992-1993 sezonunda UEFA Kupasında boy göstermişlikleri var. Ama sonra düşüşe geçmiş takım ve 1999-2000 sezonunun başında küme düşmüş. Bir kez düşmeye gör, parasal sıkıntılarla boğuştukları 2002-2003 sezonunun sonunda bu kez League One’a (3. Lig) düşmüşler. Hikâyenin sonrası sonra 16 sene alt liglerde maziye ağıt yakarak geçmiş zamanlar…
Bu sezon Champiıonship’i 6. sırada bitirerek play-off’a kaldı Baykuşlar ve finale yükselme maçında Premier Lig’e terfiyi gol averajı ile Middlesbrough’ya kaptırmış Brighton’u elediler. Teknik direktörleri Carlos Carvalhal tanıdık bir isim, 2011–2012 sezonunda Beşiktaş’ı, 2012’de İstanbul Büyükşehir Belediye’yi çalıştırmıştı 50 yaşındaki Portekizli…
• • •
O güneşli cumartesi gününde, görkemli Wembley Stadı’nda Premier Lig’e yükselme maçında Sheffield Wednesday’in rakibi Hull City. Onlara da selam çakalım yeri gelmişken; 1904 senesinde kurulmuş 256.000 nüfuslu Hull şehrinin sarı siyahlı futbol takımı. Mazilerinde büyük başarıları yok; ne Şampiyonlar Ligi, ne UEFA Kupası… Uzun seneler şehirde yer alan iki büyük rugby takımının gölgesinde, kimi zaman alt liglerde, kimi zaman Premier Lig’e tutunma savaşlarında geçmiş zamanlar. 2010 senesinden bugüne iki kez yükselip iki kez düşmüşler ligden, onlar da geçen sezon bıraktıkları yere dönme arzusunda…
2015-2016 sezonunu rakibinin dokuz puan üstünde bitirmiş Hull City ama birbirlerine karşı oynadıkları maçlarda Baykuşlar’ın bariz üstünlüğü var. 49 maçın 20’sini kazanmışlar, 18 maç berabere bitmiş. O güzel Londra gününde tribünlerde 70.189 taraftar, uzak şehirlerden takımlarını desteklemeye gelmiş. Zaten bir şehri tribünden sevmek değil mi taraftarlık!
Muhtemel iki takım için de tarihlerinin en büyük maçlarından, malum gelecek sezon Premier Lig’de boy gösterecek olmanın parasal cazibesi. Ligin yayın haklarını elinde tutan Sky ve BT 2015 senesinde 5,1 milyar Sterlin ödeyerek sözleşmeyi 2018-2019 sezonunun sonuna kadar uzattı. Haliyle kulüpler de nasibini aldı bu paradan. Deloitte’a göre lige yükselecek takımın gelecek üç sezonda kasasına girecek miktar 170 milyon Sterlin civarında…
23 sene ilk kez Wembley’de boy gösteren Wednesday tam kadro ama rakibin kadrosunda Tom Huddlestone, Curtis Davies, Jake Livermore gibi Premıer Lig deneyimi olan topçular var. Tottenham’dan tanıdığımız Huddlestone henüz 4. dakikada yokluyor Wednesday kalesini. Baykuşlar’ın ataklarında Forestieri tehlikeli, çabuk forvet arayan Anadolu kulüplerine 26 yaşındaki İtalyan itinayla önerilir. Henüz 16 yaşında Boca Juniors’da ilk maçına çıkmış. Maçın ilk bölümlerinde iki takım da rakibinin açığını arayan boksör misali. Gol atmaktan çok yememe üzerine kurulmuş ilk 45 dakika golsüz kapanıyor. 58’de golü kaçırıyor Hull City, teknik direktör Steve Bruce kaçan gole hayıflanıyor kenarda. İlk dakikalarda oyuna genişlik kazandıran Wednesday yükleniyor Hull kalesine ama iki takım da son vuruşlarda yetersiz. 72’de golü buluyor Hull City, Mo Diame ceza sahası dışından enfes vuruyor. 28 yaşındaki Senegallinin golünden sonra yıkılıyor Hull tribünleri, şimdi Premier Lig’e çok yakın Bruce’un öğrencileri…
Maçı tek golle kazanan Hull City geçen sezon bıraktığı yere dönerken, mavili Wednesday en azından bir sezon daha bekleyecek. Hemen önümde oturan o küçük Wednesday taraftarının gözyaşları play-off maçlarında kaybetmenin hüznünü anlatıyor. Ne diyelim futbolun içinde gözyaşı, minicik yürekleri burkulmuşları ağlatmak da var!
Ziya Adnan
31 Mayıs 2016