Merhaba,
Bu site sevgili Necdet Özkazancı’nın uzun süren ısrarı ve tam saha presi sonucunda 2015 senesinin Aralık ayında doğdu… Ender gelişen Osasuna ataklarından birinde…
Amacım 2004 senesinden beri Birgün gazetesinde yazdıklarımı bir araya toplamaktı. Gazetelerin ömrü bir günlük malumunuz, ama adına internet denilen devasa kütüphanede, en azından yakın geçmişte yazdıklarıma bir anda erişebilmek mümkün olsun istedim…
Yazdıklarıma gelince, adına futbol denilen o güzel oyunun içinde bilinmedik nice güzel hikâye var. Hep parlak ışıklar altında yaşayanlar, gözünün feri sönmüşler, uzun ömründe ikbali de idbarı da görenler, onları anlatan kitaplar, hikâyeler… Gezdiğim futbol mabetleri, maç yazıları, basın toplantıları, söyleşiler, fotoğraflar…
80’li senelerde eğitim için geldiğim futbolun beşiğinde gördüklerimi, okuduklarımı, yaşadıklarımı döktüm kâğıda, kalemim ve bilgim yettiğince. İnsan hikâyeleri hep ilgimi çekmişti, üç, beş satırda da olsa yazdım “Şişman kalecinin hikâyesini”, “Çalıkuşu’nun varisini”, “İki Escobar’ı”, “Stat hacılarını”, “Futbol dilencisini”…
Güzel ve yalnız ülkemde olduğum zamanlarda Necdet Özkazancı’yla birlikte söyleşiler yaptık, duayen başkan İlhan Cavcav’la, eski başkan Hasan Şengel’le, rahmetli Metin Kurt’la, Erman Toroğlu’yla ve yollarımızın kesiştiği nice futbol sevdalısıyla… Sevgili Metin Kurt, o güzel İstanbul baharında yaptığımız söyleşide, “futbol çamurlu sahada oynanınca güzel, borsada oynanınca çirkindir!” demişti. Bizden sonra gelecekler de bir nebze de olsa tanısınlar istedim çamurlu sahaların aktörlerini…
Velhasıl bu site o yazılar zaman içinde sararıp solmasın, unutulmasın diye kuruldu. Kusur eylediysek af ola…
Sevgilerimle
Ziya Adnan